Rusya'nın Ukrayna'da yıpranması fırsata çevrilmeli

Rusya’nın Ukrayna’daki işgal ettiği bölgeleri genişletme ve Ukrayna’ya yönelik yeni bir saldırı başlatma kararının ardından, birçok uzman Ukrayna ordusunun hızlı çökeceğini beklerken, savaşın gidişatı 7 aylık bir süreç sonunda farklı bir noktaya evrildi.

1. resim
20.09.2022

Rusya’nın Ukrayna’daki işgal ettiği bölgeleri genişletme ve Ukrayna’ya yönelik yeni bir saldırı başlatma kararının ardından, birçok uzman Ukrayna ordusunun hızla çökeceğini beklerken, savaşın gidişatı 7 aylık bir süreç sonunda farklı bir noktaya evrildi. Ukrayna ordusunun başkente yakın bölgeleri Rus işgalinden kurtardıktan sonra, Harkiv bölgesini de geçtiğimiz günlerde tamamen temizledi. Ukrayna'nın Luhanks ile Herson bölgelerine ilerlemesi ise sürüyor. Peki Rus ordusu neden bu denli gerilemek zorunda kaldı? Cevabın anahtar kelimesi: “Yıpranma”.

Rusya’nın Ukrayna’ya tekrar saldırmasının maliyetini belirlemek için en güvenilir metot görsel olarak teyit edilmiş kayıplara bakmak olacaktır. Oryxpienkop isimli sitenin görsel teyitli oluşturduğu listede toplam 6,204 farklı Rus sistemin imha edildiği veya Ukrayna ordusun tarafından ele geçirildiği resimlerle belgelenmiştir. Görsel teyitli metodun tüm kayıpları kapsamadığı ve gerçek yıpranmanın daha da yüksek olduğunu akılda tutarak, Rusya’nın kaybı şöyledir:

  1. 1,148 tank (45 T-62, 666 T72, 238 T-80, 24 T-90 ve 174 tespit edilemeyen tanklar)
  2. 2,206 zırhlı araç
  3. 144 komuta ve iletişim üssü
  4. 205 iş makinesi
  5. 25 güdümlü anti tank füze sistemi
  6. 20 havan sistemi
  7. 59 topçu destek sistemi
  8. 409 topçu sistemi
  9. 102 hava savunma sistemi
  10. 15 radar sistemi
  11. 14 jammer sistemi
  12. 56 savaş uçağı
  13. 49 helikopter
  14. 127 insansız hava aracı
  15. 11 gemi
  16. 3 tren
  17. 1614 araç

Dünyanın ikinci en büyük ordusu olarak nitelendirilen Rus ordusunun kara kuvvetlerine ait toplam 12,420 adet tankı bulunmaktadır. Görsel teyitli rakamlara göre, Rusya’nın yaşadığı tank kaybı envanterin neredeyse %10’nuna denk gelmektedir. Gerçek rakamın görsel teyitli rakamdan daha yüksek olduğu değerlendirildiğinde, Rusya’nın Ukrayna savaşındaki kaybı ciddi bir yıpranmaya işaret etmektedir.

Rus ordusunun Ukrayna’yı işgal etmesi ile Ukrayna’ya askeri destek sağlayan batılı devletler genellikle Rus ordusunu yıpratma ve zayiatı yükseltme üzerine bir destek stratejisi izlediler. Savaşın ilk döneminde Javelin ve NLAW gibi güdümlü anti tank füzeleri ile omuzdan atılan MANPADS sistemleri ile Rus ordusuna ciddi zayiat verilmesi sağlandı. Bu zayiatın artmasını güçlendiren diğer bir faktör ise hızlı ve kolay bir zafer bekleyen Rus kurmay sınıfının yaptığı hatalar oldu. Rus ordusunu konvoy halinde düşman bölgesine sokan Rus komutanlar, Ukrayna güçlerine doğrudan hedef olarak büyük zayiat verdi. Buna ilaveten, Rus hava kuvvetlerinin beklenildiğinin aksine hava üstünlüğü sağlayamamış olması, Rusya için zayiatların çoğalmasına yol açtı. Nitekim Ukrayna hava savunma sistemleri yukarıda belirtildiği üzere birçok hava unsurunu etkisiz hale getirmeyi başardı.

Rusya’nın zayiatlarının bu denli yüksek olmasını sağlayan diğer iki unsur ise Türkiye’nin ürettiği Bayraktar TB2 ve ABD’nin tedarik ettiği HİMARS sistemleri olmuştur. Yine görsel teyitli rakamlara göre; Ukrayna ordusu Bayraktar TB2 sistemlerini kullanarak 17 hava savunma sistemi, 10 helikopter, 6 gemi, 2 tren, 4 tank, 8 zırhlı araç, 9 topçu sistemi, 29 araç, 3 komuta merkezi, 1 iletişim istasyonu ve 5 silah, mühimmat ve ikmal deposu imha etmiştir. Ukrayna ordusunun Bayraktar TB2 görüntülerini Türk-Rus ilişkilerine olan hassasiyet sebebiyle çoğu zaman yayınlamadığı düşünüldüğünde, Bayraktar TB2’nin Rusya’ya verdiği zararın boyutu daha da belirgin hale gelmektedir.

ABD’nin sağladığı HİMARS topçu sistemleri ise Ukrayna ordusuna Rus topçu sistemlerine karşı ciddi bir üstünlük sağladı ve uzun menzili ile yüksek mobilitesi sayesinde Rus ordusuna ciddi zayiat oluşturmaktadır. HİMARS’ların ilk sağlandığı günlerde özellikle Rus ordusunun silah ve mühimmat depolarını hedef alan Ukrayna ordusu, daha sonra cephe arkasındaki hava savunma sistemleri, köprüleri ve radarlarını imha etti. Ukrayna, cephe arkasını vurma ve imha etme kabiliyeti ile beraber, Rus ordusunun ikmal hattını sekteye uğrattıktan sonra, Harkiv’te üstünlüğü ele geçirmeyi başardı.

Ukrayna’ya sağlanan askeri desteğin doğası, Rus kurmayların hataları ve savunmanın sağladığı askeri avantaj sayesinde Rusya Ukrayna’da ciddi maliyetli bir savaşın içine çekildiği artık netleşmiştir.

Rusya’nın Ukrayna’daki savaşındaki kaybı 7,500 Rus askerin hayatını kaybettiği Birinci Çeçen savaşı ya da 15 bin Sovyet askerin öldüğü Afganistan savaşındaki kayıp ile kıyas edildiğinde, yıpranmanın boyutu daha da net anlaşılacaktır. Nitekim Afganistan’daki savaşın maliyeti, Sovyet Birliği’nin dağılma sürecine ciddi katkı olmuştur. Ayrıca, 17.100.000 km2 ile dünyanın en büyük yüz ölçümüne sahip olan Rusya için bu denli bir askeri kayıp, mutlak surette ciddi bir yıpratmaya sebebiyet vermiştir ve giderek de daha fazla Rusya’yı yıpratacaktır.

Kısa ve sonuç odaklı bir savaş olarak planlanan Ukrayna işgali, yedi aylık süre sonrasında Rusya’ya ciddi bir zayiat verdirmiştir. Bununla beraber, savaşın doğası ve niteliği de değişmiştir. Ukrayna ile Rusya arasındaki savaşın kısa bir süre içerisinde bitmesi öngörülmediği gibi, Rusya askeri üstünlüğü de kaybetmiştir. Savaşın seyri Rusya lehine tekrar dönse bile, ciddi ve daha büyük maliyetlerin oluşacağı kesin olarak değerlendirilebilir.

Rusya’nın Ukrayna savaşında askeri olarak bu denli yıprandığı gerçeği ile Rusya’nın diplomatik anlamda ciddi tecride uğraması ve sert ekonomik yaptırımlara maruz kalması ile beraber değerlendirilirse, Rusya’nın eskiye nazaran daha zayıf olduğu netleşmektedir. 

Bu bağlamda, Türkiye için Rusya’nın yıpranmasını fırsata çevirmek ve fırsatları iyi değerlendirmek gerekiyor. Suriye Uzmanı Kutluhan Görücü’nün de dediği gibi:

“Rusya'nın bırakın Suriye'yi, uluslararası toplumdan dışlandığı ve Ukrayna savaşında da oldukça yıpratıldığı bir ortamda, Türkiye'nin Suriye politikası, bu güç dengesi değişiminin meyvelerini vaktinde almaya yönelik olmalıdır. Bahar Kalkanı Harekatı, en büyük referansımızdır.”