Sınır Güvenliği: YPG neden Suruç’u, Nusaybin’i ve Cizre’yi hedef almıyor?

💢 Suriye'ye olası bir kara harekatında Türkiye, sınır güvenliği için hangi adımları atmalı?

💢 YPG, Türkiye'ye yönelik saldırılarında hangi stratejiyi izliyor?

💢 Türkiye, sınır güvenliğini sağlamlaştırmak için hangi bölgelere yoğunlaşmalı?

1. resim

İstanbul İstiklal Caddesi’nde gerçekleşen terör saldırısının ardından, müsebbipleri cezalandırmak adına TSK Pençe Kılıç Harekatı’nı başlattı ve Irak ile Suriye’deki PKK/YPG’ye ait birçok hedefi imha etti. Gerçekleştirilen hava harekatları ve topçu atışları sürecinde, YPG Suriye’den Karkamış ve Kilis’i hedef aldı. Nitekim terör örgütü daha önce de bu iki yerleşim yerini hedef almıştı. Türkiye’nin sınır güvenliği açısından sorulması gereken soru ise YPG neden daha yakın olan Suruç’u hedef almadı?

YPG’nin Suriye’nin kuzeyindeki varlığının Türkiye için oluşturduğu tehdit alanlarından birisi de, örgütün Suriye’den Türkiye’ye yönelik havan ve füze saldırılarıdır. YPG’nin belirsiz aralıklarla Türkiye’yi hedef aldığı bu saldırılar sonucunda birçok Türk vatandaşı hayatını kaybetti ve birçok vatandaş da yaralandı. YPG’nin oluşturduğu bu tehdit sınır güvenliği açısından önemli konu başlıklarından biridir ve olası yeni bir askeri harekatta dikkat edilmesi gerekmektedir.

Nitekim bir yandan olası sınır ötesi kara harekatında YPG’nin Türkiye’yi hedef alacağı öngörülürken, diğer yandan da kara harekatının sonucunda Türkiye’nin sınır güvenliğinin artırılması da elzemdir. Sınır güvenliği açısından Terörizm Analiz Platformu (TAP)’ın sağladığı verilere göre, YPG günümüze kadar Kilis’i en az 25 kez ve Karkamış’ı en az 5 kez hedef almıştır. Nitekim Pençe Kılıç Harekatı’nın başlamasından bu yana, terör örgütü hem Karkamış’ı hem de Kilis’i hedef almıştır. Ancak diğer sınır şehirleri Suruç, Nusaybin ve Cizre’yi hedef almamıştır.

Burada dikkat çekmeye çalıştığım husus, bu kentlerin hedef alınamamasının Türkiye’nin terörle mücadele ve sınır güvenliği için taşıdığı ipuçlarıdır.

TAP’ın sağladığı verileri göre, YPG Nusaybin’i ve çevresindeki köyleri 9 kere, Suruç’u 5 kere ve Cizre’yi 2 kere hedef almıştır. Ne zaman hedef aldığına baktığımızda ise, YPG’nin Zeytin Dalı Harekâtı ve Barış Pınarı Harekatı döneminde bu şehirleri hedef aldığı görülmektedir. Buna karşın Kilis ve Karkamış harekât olmadığı dönemlerde de bombalanmaktadır.

YPG’nin Türkiye’yi hedef almadaki stratejisi incelendiğinde, örgütün hedeflerini ırkçı bir saikle etnik aidiyetlere göre belirlediği görülmektedir. Kürt vatandaşların yoğun olarak yaşadığı sınır bölgeleri örgüt tarafından askeri gerilimin en yüksek safhada olduğu dönemlerde hedef alınmaktadır. Ancak Türk ve Arap asıllı vatandaşların yoğunlukta olduğu kentler örgüt tarafından belirsiz aralıklarla hedef alınmaktadır. Diğer iki önemli sınır kenti olan Akçakale ve Ceylanpınar ise Barış Pınarı Harekâtı gerçekleştiğinden beri hiç hedef alınmamıştır. Barış Pınarı Harekâtı tamamlanmadan önce Akçakale 18 kez hedef alınırken, Ceylanpınar 5 kez hedef alınmıştır. Örneğin Akçakale Kilis ve Karkamış gibi Kürt asıllı vatandaşların yoğunlukta olmadığı bir yerleşim yeridir. Ancak Suriye içerisinde SMO tarafından kontrol edilen bölgelerin genişliği, YPG’nin bu sınır kentlerini hedef almasını engellemektedir.

Kısaca, örgütün eylem biçimi incelendiğinde üç sonuç bulunmaktadır:

1. Suriye’de yeterli derinlik oluşturulduğunda, örgüt sınır kentlerini hedef alabilecek kapasiteye sahip değildir.

2. Örgüt kara harekatı olmadığı dönemlerde Kürt çoğunluklu olan sınır kentlerini hedef almamayı tercih etmektedir.

3. Kara harekatı olduğu dönemlerde, örgüt tüm sınır hattı boyunca Türkiye’yi hedef almaya çalışmaktadır, fakat Kürtlerin yoğunlukta olmadığı yerleşim yerleri daha fazla hedef alınmaktadır.

Söz konusu bu çıkarımlar bağlamında, Türkiye’nin olası bir askeri harekâtı ve sınır güvenliği için bazı yaklaşımlar geliştirilebilir. Öncelikle, kara harekâtı gerçekleştirildiğinde, örgütün tüm sınır hattı boyunca elindeki imkanlar doğrultusunda Kilis, Karkamış, Suruç, Nusaybin ve Cizre’yi havan, füzeler ve güdümlü anti-tank füzeleri ile hedef almaya çalışacaktır. Kara harekâtı gerçekleştiğinde, sınır güvenliği için ayrı önlemler alınmalıdır.

Ancak Kilis ve Karkamış’taki tehdit derecesi daha yüksektir. Akçakale ve Ceylanpınar derinlik açısından güvende olurken, kara harekâtı gerçekleşmediği, fakat askeri gerilimin yüksek olduğu dönemlerde YPG’nin sadece Kilis ve Karkamış’ı hedef almaya çalışacağı öngörülmelidir.

Belirtilen sebeplerden dolayı, Türkiye’nin sınır güvenliği açısından gerçekleşecek olası kara harekâtında Kilis ve Karkamış’ı güven altına almak için, YPG Suriye içerisinden yeteri derinlikte sınırdan uzaklaştırılmalı ve SMO kontrolündeki güvenli bölge de yeteri derinlikte genişletilmelidir. Bu bağlamda özellikle Tel Rıfat ile Ayn el Arab (Kobane)’nin batısı ve Fırat nehrinin kıyısındaki Zor Mağar bölgesi öne çıkmaktadır.

Suriye’deki olası kara harekatı sadece ve sadece Türkiye’nin sınır güvenliği açısından ele alındığında, örgütün izlediği strateji ve yönteme karşı öncelikli hedeflerin Tel Rıfat ve Ayn el Arab (Kobane)’nin batısı olduğu söylenebilir. Bu bölgelerdeki YPG varlığı sınırdan 30 km çapındaki alan terörden temizlenirse, Türkiye’nin sınır güvenliğindeki YPG saldırıları büyük ölçekte çözülmüş olacaktır. Coğrafi anlamda bu bölge Ayn el Arab (Kobane) şehir merkezi hariç batıda Fırat nehrine kadar olan bölge ile güneydeki Türk toprağı olan Süleyman Şah türbesinin asli konumudur. Tel Rıfat bölgesinde ise Şehba barajına kadar olan Tel Rıfat’ın tamamıdır.

Coğrafi olarak bu bölgeler Suriye Geçici Hükümeti ve onun askeri yapılanması SMO’nun kontrolüne geçtiği andan sonra, Türkiye’nin sınır güvenliği açısından YPG’nin oluşturduğu tehdit bertaraf edilmiş olacaktır.

Tartışma