gdh'de ara...

Sırbistan Kosova'ya saldırmaya mı hazırlanıyor?

Kosova ile Sırbistan arasındaki gerilimin her geçen daha da yükseldiği görülüyor. Kriz, bölgenin kendi iç dinamiklerinin etkisiyle büyürken, dış güçlerin müdahaleleri de sorunları derinleştiriyor. 

1. resim

Kosova ile Sırbistan arasındaki gerilimin her geçen daha da yükseldiği görülüyor. Kriz, bölgenin kendi iç dinamiklerinin etkisiyle büyürken, dış güçlerin müdahaleleri de sorunları derinleştiriyor. Nitekim Rusya-Ukrayna Savaşı sonrasında Balkanlar’daki kırılganlığın arttığı aşikar. Peki, savaş tamtamlarının çalmasına sebep olan olaylar nasıl gelişti?

Bilindiği üzere Kosova, bağımsızlığını Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (NATO) desteğiyle kazanmış bir ülke. Sırbistan ise Kosova’nın bağımsızlığını tanımıyor. Aksine Kosovalı Sırpların koruyuculuğu gibi bir iddiaya sahip. Elbette bu durumda Belgrad’ın “Büyük Sırbistan” ideali belirleyici rol oynuyor. Buna bağlı olarak taraflar arasındaki gerilimin dönem dönem yükseldiği biliniyor. Ancak krizin Rusya-Ukrayna Savaşı’nın ardından derinleşmesi tesadüf olmasa gerek.

Nitekim önce Kosova yönetiminin aldığı tek tip kimlik ve plaka uygulaması kararı, Kosova’nın kuzeyinde Sırpların çoğunluğu oluşturduğu Kuzey Mitroviça bölgesinde gerilimi tırmandırmış ve daha sonra da bölgede Sırpların boykot ettiği seçimlerde belediye başkanlıklarına Arnavut adaylar seçilerek göreve başlamıştı. Bu süreç, özelde Kosova hükümeti ile Kosovalı Sırpların ve genelde ise Priştine ile Belgrad’ın karşı karşıya gelmesine sebebiyet verdi.

Sıcak çatışma ihtimali

Krizin sıcak çatışmaya dönebileceğini gösteren en krtik olay, 24 Eylül’de yaşandı. Kosova’ya sızan Sırp teröristler, Kuzey Mitroviça’nın Banjska köyünde bir yolu kapattı ve ateş açarak bir polisi öldürdü. Bunun üzerine Kosova polisinin düzenlediği operasyonda 3 Sırp terörist etkisiz hale getirilirken, 4 terörist de tutuklandı.

Olayın ardından Sırbistan Cumhurbaşkanı Alexander Vucic, Belgrad’ın Kosova’nın bağımsızlığını hiçbir zaman tanımayacağını dile getiren sert açıklamalarda bulundu. Bu da Balkan coğrafyasında işlerin kontrolden çıkabileceğine işaret ediyor.

Bu noktada dikkat çeken bir açıklama da Amerika Birleşik Devletleri’nden (ABD) geldi. 29 Eylül’de konuşan Beyaz Saray Sözcüsü Karine Jean-Pierre, Sırbistan’ın Kosova sınırına benzeri görülmemiş bir yığınak yaptığını belirterek Belgrad’ı kuvvetlerini geri çekmeye çağırdı.

Açıkçası Jean-Pierre’in sözleri, Rusya-Ukrayna Savaşı öncesinde Beyaz Saray’dan Moskova yönetiminin Kiev’e savaş ilan etmeye hazırlandığı yönünde yapılan uyarılara benziyor. Dolayısıyla dikkate almakta fayda var. Ancak Kosova’nın bir ordusu yok. Bu ülkenn güvenliğini NATO-Kosova Görev Gücü (KFOR) sağlıyor. Yani Sırbistan’ın Kosova’ya saldırması, en temelde NATO’ya saldırması demek. Bu mümkün mü?

Rusya-ABD mücadelesinin oyun sahası: Balkanlar

Şayet mesele Sırbistan ile Kosova arasındaki bir konu olarak kalsaydı, Belgrad’ın Kosova’ya saldırma kararı alması mümkün değildi. Zira Belgrad, NATO’yu karşısına almanın bedelini geçmişte zaten ödedi. Fakat Balkanlar’ın Güneydoğu Avrupa olduğu realitesinden hareketle, Sırplar üzerinden bölgeyi çatışma alanına çevirmek isteyen Rusya’nın Avrupa’ya “Ukrayna’da kaybedeceğim bir savaşta tüm dünya kaybeder, yakın çevreni istikrarsızlaştırırım ve göç ve güvenlik sorunların derinleşir.” mesajını vermek için Belgrad’ı cesaretlendirmesi göz ardı edilemeyecek bir ihtimal. Bu da Balkan coğrafyasının Rusya ile ABD arasındaki güç mücadelesinin oyun sahasına dönüşmesi anlamına geliyor.

Esasen Kosova’nın bağımsızlığı, ABD’nin Rusya’ya pan-Slavizm politikasının sınırlarını ve sınırlılıklarını gösterdiği ilk yer. Zira Rusya, pan-Slavizm üzerinden Sırpları etki altına alarak Balkanlar’da varlık göstermek istemekte. Burada Belgrad yönetiminin yayılmacı idealleri de Moskova’nın elini güçlendirmekte. ABD ise Balkanlar’da gerekirse çatışma yaşanarak Rusya’ya sınırlarının ve sınırlılıklarının bir kez daha hatırlatılması gerektiğine inanıyor. NATO’nun Kosova’ya asker takviyesi yapması da bundan kaynaklanıyor.

Kosova Başbakanı Albin Kurti de NATO’nun desteğinden memnun. Zira Kurti, Sırbistan’ın askeri yığınak yapması hususunda şunları söyledi:

Sırbistan, Rusya'nın yardımıyla Kosova'da zamanı 30 yıl geriye döndürmek istiyor. Bu gerçekleşmeyecek. NATO'ya ihtiyacımız var çünkü Sırbistan sınırı çok uzun ve Sırp ordusu, son zamanlarda kapasitesini artırıyor.

AB olayların neresinde?

Yaklaşımı merak edilen aktörlerden biri de Avrupa Birliği (AB). Peki, AB meseleye nasıl bakıyor? Kuşkusuz AB’yi ABD’den ayıran temel özellik, Balkan coğrafyasına olan yakınlığı; yani krizlerden etkilenme potansiyeli. Bu yüzden de AB, Kosova ile Sırbistan arasındaki gerilimin düşürülmesinden yana. Hatta taraflar arasında arabuluculuk diplomasisi yürütüyor.

Aslında Priştine-Belgrad hattındaki ihtilafların sıcak çatışmaya dönmesini önleyen husus da AB faktörü. Bilhassa Sırbistan’ın AB üyeliği hedefi, bu konuda gerilimlerin yumuşamasını sağlıyor. Lakin AB’nin arabuluculuk çabalarının çözümsüzlüğü dayattığı da aşikar. Çözümsüzlük ise Rusya’nın Sırbistan’ı kışkırtmasını kolaylaştırıyor.

Diğer taraftan AB’nin Kosova’ya “Sırp Belediyeler Birliği” önerisini dayatma çabası da ters tepmekte. Zira Kosova, özerklik şeklinde yorumlanabilecek her türlü teklife kapalı. Bu konuda Kurti yönetiminin Bosna’daki Sırp Cumhuriyeti’nin ayrılıkçı eğilimlerinden ders çıkardığını ifade etmek mümkün. Lakin neticede AB’nin arabuluculuğu tarafları uzlaştırmaya yetmiyor ve Rusya ile ABD arasındaki gerilim tırmandıkça Balkanlar da süreçten etkileniyor. Gelinen nokta itibarıyla Kosova-Sırbistan sınırında savaş tamtamları çalıyor.

Sonuç olarak Beyaz Saray’dan gelen Sırbistan’ın Kosova sınırına askeri yığınak yaptığı şeklindeki açıklama, ABD’nin Rusya-Ukrayna Savaşı öncesindeki uyarılarını hatırlattı. Gelişmeler, sıcak çatışma ihtimalinin hiç olmadığı kadar yükseldiğini gösteriyor. Bu da Balkan coğrafyasının bir kez daha Rusya-ABD hesaplaşmasında bedel ödeyecek alan haline gelebileceğinin habercisi. Zira AB’nin arabuluculuk çabaları yetersiz kalırken, ABD ve Rusya’nın bölgede çatışma yaşanmasını istediğini öne sürmek mümkün. Mübalağalı bir yorum yapmak gerekirse, tanrılar kurban istiyor.

Tartışma