Sovyetler Birliği'nin son devlet başkanı: Gorbaçov

Dünya tarihinin en tartışmalı isimlerinden olan Gorbaçov, dün, tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. Öldüğünde 91 yaşındaydı…

1. resim
31.08.2022

Son yüzyılda Sovyet ve Rus devletlerinin yöneticileri ya görev başında öldüler, ya da iktidardan sonraki yıllarını sessiz emeklilik hayatıyla geçirdiler. Tek istisna Komünist Partisi Merkezi Komitesinin son Genel Sekreteri ve SSCB’nin ilk ve son Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov idi. 

Eski Sovyetler Birliği'nin son devlet başkanı Mihail Gorbaçov 28 Nisan 1995'de Paris'te düzenlenen AGİK toplantısında. (Anadolu Ajansı)
Eski Sovyetler Birliği'nin son devlet başkanı Mihail Gorbaçov 28 Nisan 1995'de Paris'te düzenlenen AGİK toplantısında. (Anadolu Ajansı)

Yönettiği ülkenin çöküşüne şahit olan ve iktidarı mücadele ettiği kişiye teslim eden Gorbaçov dünyanın en popüler politikacılarından biri statüsünü hayatı boyunca para kazanmak, araştırmalar yapmak ve sosyal projelerde yer almak için kullandı, aynı zamanda ülkede iktidar için mücadeleye dönmeye de niyetlendi.  

Meduza sitesinin özel haber muhabiri İlya Jegulev, 2018 senesinde, Gorbaçov’un 87.doğum yıldönümünde Sovyetlerin eski lideriyle ilgili yazılan en kapsamlı makaleye imza attı. O makale, Gorbaçov’un ölümünün ardından yeniden yayınlandı.

Şimdiye kadar Gorbaçov hakkında yazılan en kapsamlı yazıyı gdh.digital okurları için çevirdik.

******

- Mihail Sergeyeviç, beni hatırladınız mı? 

Mihail Gorbaçov’un karşısında Rusya’nın en zengin adamı, YUKOS petrol şirketinin sahibi Mihail Khodorkovskiy, paralı kostümü ile duruyordu. SSCB’nin eski Başkanı “İyimser olmaya devam ediyorum” adlı kitabında bu görüşmenin 1990’lı yılların sonunda 2000’li yılların başında gerçekleştiğini anlatıyor – o dönem Khodorkovskiy, kendi gücünün zirvesini yaşıyordu. 

Gorbaçov “Ben hatırlıyorum sanki” dedi. “Peki siz beni hatırlıyor musunuz?” diye ekledi. 

Sovyet döneminde ülke yöneticileri ömürlerinin sonuna kadar ülkeyi yönetiyorlardı veya Nikita Khruşçev gibi kendi iradeleri dışında politikadan uzaklaşmak zorunda kalıyordu. SSCB’nin ilk ve son başkanı Gorbaçov, iktidarda 6 yıl kaldıktan sonra Aralık 1991’de istifa etmişti. Hatta sonra kendisi bunu komik bulduğunu anlatıyordu – sanki kendi kendini görevden almış gibi…

Gorbaçov, Belovejsk anlaşmasının imzalanmasından birkaç hafta sonra istifa etti ve yönettiği ülkenin varisi olan Rusya’nın Sovyet sonrası döneminin tüm aşamalarına tanık oldu. 

Khodorkovskiy’i ülkenin en etkili adamlarından biri olarak görüyordu ve işadamı Zabaykalye kolonisine gönderildiğinde onun için aracılık bile yaptı. Kremlin’de kendi kabinesinde görev alan en önemli rakibi Boris Yeltsin ile hiçbir zaman yıldızı barışmadı, ancak onun cenazesine gitti ve VİP giriş sunulmasına rağmen sıradan vatandaşlarla aynı sırada bekledi.

Putin’le ilişkilerin tüm aşamalarından geçti – oldukça saygın tavırdan açıkça kayıtsızlığa kadar. Politikayla, hayırseverlikle ve medya işleriyle uğraştı – ancak Batı’da her zaman kendi vatanındakinden daha fazla talep gördü…

Orman çevresi boyunca bir yürüyüş

Aralık 1991’de Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhurbaşkanı lideri Boris Yeltsin, Belaruslu meslektaşı Stanislav Şuşkeviç ile görüşmek için Belovejsk Ormanına gitti. Görüşmeye Ukrayna heyetinin de gelmesi bekleniyordu.  Cumhuriyetlerin haklarını artırma hesabına SSCB’yi korumaya çalışan Gorbaçov’un o dönemdeki en önemli projesini – Belarus-Ukrayna-Rusya arasında yeni ittifak anlaşmasını ele almaya hazırlanıyorlardı.  Ancak SSCB’ye bağlı cumhuriyetler bu projeyi çok da heyecanla karşılamamışlardı – özellikle de Ağustos 1991’deki başarısız darbe girişiminden sonra. Yeltsin, Belovejsk’e gitmeden önce Gorbaçov’a uğradı. Gorbaçov, daha sonra Yektsin’e verdiği tavsiyeyi hatırlatacaktı

“Onlarla konuş. Özellikle de Kravçuk’la. Ukrayna’nın mutlaka olması gerekiyor, onsuz İttifak imkansız”.

8 Aralık’ta – Moskova’da İttifak Anlaşması'nın imzalanma tarihinin belirlendiği günden bir gün önce Yeltsin, Kravçuk ve Şuşkeviç  SSCB’nin varlığına son veren Belovejsk anlaşmasını imzaladılar.

SSCB Devlet Başkanı, iktidar için savaşmaya ve şiddet kullanmaya kalkmadı:

“Buradan iç savaş kokusu geldiğini düşündüm. Bu, iktidarı korumak için böyle bir yola el attığım anlamına gelebilirdi; oysa demokratik yollarla mücadele etmek gerekiyor”.

Gorbaçov önce Belovejsk anlaşmasının parlamentolarda onaylanmayacağını umuyordu.  Ancak bu, boş bir umut idi – hatta Rusya komünistleri bile anlaşmadan yana oy kullandılar. Daha sonra Gorbaçov, Komünist Partisi liderlerinden Gennadi Züganov’un meslektaşlarını bu anlaşmayı onaylamaları için ikna ettiğini söyleyecekti. Komünist Partisi’nin değişmez lideri ise bu suçlamayı reddedecekti…

25 Aralık 1991’de Gorbaçov Rus ve yabancı medya mensuplarını röportajlar verdikten, meslektaşları ile vedalaştıktan (en son ABD Başkanı baba Bush’u aramıştı) televizyonda canlı yayına çıktı ve ilkesel görüş ayrılıklarından dolayı SSCB başkanı olarak görevine son verdiğini açıkladı:

“Ülkenin parçalanması ve devletin bölünmesi çizgisine razı değilim”. 

Gorbaçov, kendi açıklamasında Yeltsin’i uyarmadı; hatta geleneksel nükleer çantayı devretme prosedürünü bile reddetti.  Devlet Başkanının o dönemki koruması Aleksandr Korjakov’un sonradan hatırladığına göre,  bir ara SSCB’nin nükleer valizinden sorumlu olan KGB generali Viktol Boldırev Yeltsin’in kabul odasına gitti ve sekreter üzerinden aradı. 

Gorbaçov’a makam odasını,  hükümet dairesini ve bağ evini boşaltması için bir hafta süre verdiler. Ancak birkaç gün sonra Kremlin’e Japon gazetecilerle görüşmeye gittiğinde koruması makam arabasında eski Başkan’ı aradı ve onun makam odasında Yeltsin’in Rusya Devlet Sekreteri Gennadi Burbulis ve parlamento başkanı Ruslan Hasbulatov’la içtiğini söyledi. Gorbaçov röportajı iptal etti ve sürücüden eve geri dönmelerini istedi. 

1992 senesinden itibaren Gorbaçov sıradan bir adam oldu. Kosıgin caddesindeki üç odalı hükümet dairesini alelacele boşalttılar. Gorbaçov daha sonra eşyaları arabaya yüklerken bazı tiplerin kendilerini takip ettiklerini ve sanki devlet malını kaçırıyormuş gibi aşağılayıcı bir teftiş yaptıklarını anlatıyordu. Novaya Gazeta’nın kurucusu ve Gorbaçov’un yakın dostu Dmitri Muratov’un anlattığına göre, teftişçiler bir ara Kareliya huş ağacından yapılmış masayı kaybettiler, ama sonra buldular. 

Bağımsız Devletler Birliği Başkanlar Konseyi’nin kararıyla Gorbaçov’a koruma, makam arabası ve Kosıgin caddesinde daha küçük bir ev verildi. Gorbaçov, ailesi ile birlikte Kalçug köyünde bulunan, Stavropol’den Moskova’ya taşındıktan sonra, daha SSCB’nin başına geçmeden önce  yaşadığı yazlığına geçti. Bundan sonraki yıllarda da hayatını o iki katlı evde geçirdi. Birinci katta yemek odası ve mutfak, ikinci katta iki çalışma odası ve yatak odası bulunuyordu.  Dmitri Muratov o evi şu sözlerle tasvir ediyordu:

“Onun evi Rublevka’da etrafta bulunan modern evlerin hepsinden çok daha küçüktü. Mütevazı ötesi bir evdi”.

Gorbaçov’un  biyografisini yazan Amerikalı gazeteci William Taubman ise eski Devlet Başkanının kızı İrina’nın söylediklerine dayanarak evin sadece mütevazı değil, hem de çok kötü durumda olduğunu, ancak devletin tadilat yapmayı reddettiğini, Raisa Gorbaçova’nın ise yardım dilenmeyi reddettiğini söylüyordu.  

Ancak evin etrafında 10 hektarlık çam ormanı vardı. İstifa ettikten sonraki ilk haftalarda Gorbaçov her gün eşi ile birlikte ormanın etrafındaki 940 metrelik daireyi tamamlıyordu. Eşiyle her gün saatlik yürüyüşleri geleneksel hale getirmişlerdi. 

Gorbaçov’un evinde hüküm süren mutlak sessizlik, onun önceki yıllarıyla keskin tezat oluşturuyordu. İrina Gorbaçova, Taubman’ın kitabında bütün telefonların bir anda sustuğunu, hatta Gorbaçov’un yakın dostu olarak gördüğü kişilerin bile sanki onu unuttuğunu söylüyor. 

Nobel Barış Ödülü sahibi ve ülke tarihinde iktidardan gönüllü vazgeçen ilk insanın kamusal hayatına neredeyse sıfırdan başlaması gerekiyordu.

Lenin Okulu

1991 sonunda istifanın kaçınılmaz olduğunu anlayınca Gorbaçov kendi geleceği ile ilgili düşünmeye başladı ve Amerikan başkanlarını örnek aldı; kendi araştırma merkezini kurdu. Burada eskiyi değerlendireceğini ve yaşananları analiz edeceğini düşünüyordu. Kurduğu merkeze  Sosyo-Ekonomik ve Politik Araştırmalar Fonu adını verdi. Kısaca Gorbaçov Fonu deniyordu. Fonu kurması için organizasyon işinde Yeltsin yardım etti. Aralarındaki gerilime rağmen selefi ile iyi ayrılmaya çalışan Rusya Devlet Başkanı, Komünist Partisi Merkezi Komitesi’nin uluslar arası ilişkiler bölümünün okulu olan ve tüm dünyadaki Komünist Partileri için elemanlar yetiştiren Sosyal Bilimler Enstitüsü’nün tamamını Gorbaçov’a verdi. Komünist döneminde bu okul Uluslararası Lenin Okulu adlandırılıyordu.

Gorbaçov,  kendi çalışanları ile – eski Genel Sekretere yakın bir kaynağa göre, bütçe sağlanan 750 kişi ile -  birlikte Leningrad caddesinde büyük bir ofis elde etti.  Kurulduğu günden itibaren Gorbaçov Fonu’nda çalışan tercümanı Pavel Palaşçenko, Sosyal Bilimler Enstitüsü’nün tamamen Toplumsal-Siyasi araştırma merkezine dönüştürüldüğünü söylüyor: “Marksizim ve Leninizm reddedilince burada çalışanların hepsinin zeki insanlar olduğu ortaya çıktı”.

Gorbaçov’un yakın dostu ve değişmez  basın sözcüsü Vladimir Polyakov’un anlattığına göre, fon için kaynağın bir kısmını Gorbaçov kendisi buldu. Ancak çalışanların maaşlarını ve binanın giderlerini devlet karşılıyordu. Polyakov, çoğu insanın Gorbaçov’a fonun malvarlıklarını  özelleştirmeyi  önerdiklerini, ancak onun reddettiğini söylüyor…

Yeltsin binayı Gorbaçov’a bir şartla vermişti – eski Genel Sekreter siyasetle uğraşmayacaktı. Bunu, Yeltsin kendisi Taşkent’teki basın toplantısında açıkladı. Ancak daha sonra Yeltsin, Gorbaçov’un sözünde durmadığını ve yeni iktidarı sert biçimde eleştirmeye başladığını söyledi. Mart ayında Gorbaçov, ülkenin kendisine  ihtiyacının olduğunu hissettiğini söyledi, kısa süre sonra ise muhalefete geçtikten sonra 68 yaşında yeniden iktidara gelen Charles de Gaulle örneği vermeye başladı. Nezavisimaya Gazeta’ya verdiği röportajda kendisinin 61 yaşında olduğunu hatırlatmayı da ihmal etmedi…

Gorbaçov, Yeltsin’e verdiği sözü aynen Khodorkovskiy’nin 2013’tü Vladimir Putin’e verdiği politika ile uğraşmama sözü gibi anlamıştı. Eski Genel Sekreter,  bu vaadiyle kurduğu fonu zemin olarak kullanıp parti oluşturmayacağını  kastediyordu, ülkedeki güncel konularla ilgili görüş bildirmemeyi kastetmiyordu.

Ancak Yeltsin’in buna tepkisi çok sert oldu. 2 Haziran 1992’de Yeltsin’in basın sekreteri Vlaçeslav Kostikov, Gorbaçov’u ülkede sosyal siyasi istikrarsızlık oluşturmaya çalışmakla suçladı ve Devlet Başkanının reform politikalarının zarar görmemesi için gereken tüm zaruri ve yasal önlemleri alacağını söyledi. 

Önlemler kendini çok bekletmedi: Gorbaçov’a tahsis edilmiş ZİL markalı araç ve bahçıvanı alındı, sadece “Volga” markalı mütevazı makam arabası kaldı.  Gorbaçov kendisine başka araç alamadı – zira tahsis edilmiş korumalar, Kremlin tarafından onaylanmayan araçları kullanmasına izin vermediler. Polyakov, “Mihail Sergeyeviç’e Almanya ziyaretinde zırhlı Mercedes hediye etmişlerdi. Araç Moskova’ya da getirildi, ancak onu kullanmak yasaktı. Araç için eski Genel Sekreter’i koruyan güvenlik şirketinin izni gerekiyordu, izin ise verilmedi” diye anlatıyor. 

Yeltsin’le Gorbaçov arasındaki çekişme sonra da devam etti. Eylül 1992’de Gorbaçov Yeltsin’in  Sovyet İttifakı Komünist Partisi’nin yasaklanmasına ilişkin Anayasa kararnamesiyle ilgili mahkeme davasına tanık olarak katılmayı reddetti.  Açık mektup yazarak bu tür  adımların karşıt görüşün bastırılmasının sinyali olabileceğini, siyasi görüş ve inançlardan dolayı ceza atmosferi oluşturacağını belirtti.  Dönemin The Washington Post muhabiri David Remnick ile konuşmasında ise bunu daha sert sözlerle ifade etti: “Bu b…tan davada yer almayacağım”.

Ekim sonunda Yeltsin aniden Gorbaçov Fonu’nun bulunduğu Sosyal Bilimler Enstitüsü’nü Maliye Akademisi’ne verdi ve fonun alanını tamamen küçülttü. Gorbaçov Fonu’nun kullandığı 5 bin metrekarelik alandan sadece 700 metrekare kaldı.  Polyakov’un anlattığına göre, binanın diğer kısımları kapatıldı, kapıda ise OMON görevlileri nöbet tutmaya başladı.  Binadan tahliye özel operasyon gibi yapıldı – hatta dönemin Moskova Emniyet Müdürü Arkadi Muraşov bile oraya geldi: “Kimseyi bırakmadılar. Sabah işe geldik. Merdivenlerde beklettiler. O zaman cep telefonları da yoktu. Binanın köşesinde küçük bir bakkal dükkanı vardı, oradan gazetecileri aradım.  Gorbaçov, gazeteciler için basın toplantısını da giriş merdivenlerinde yapmak zorunda kaldı”.

Palajçenko’nun anlattığına göre, o günlerde Gorbaçov’un yurtdışı pasaportuna da el konuldu. Anayasa Mahkemesi,  Sovyet İttifakı Komünist Partisi’nin yasaklanmasıyla ilgili davaya katılmaması gerekçesiyle eski Genel Sekreterin yurtdışına çıkışına yasak koydu. Ancak Gorbaçov kendisi ve ona yakın isimler gerçek sebebin başka olduğunu söylüyordu. Bu görüşe göre, Gorbaçov’un Batı’daki popülaritesi Yeltsin’i oldukça rahatsız ediyordu ve Yeltsin, Gorbaçov’un özellikle yurtdışına giderek dünya liderlerini kendisine karşı kışkırttığını düşünüyordu. Ancak rakibinden dolayı yabancı partnerleri ile ilişkileri de bozmak istemiyordu. 

Bu olaydan birkaç hafta sonra Gorbaçov, Alman politikacı Will Brandt’ın cenazesine davet edildi. Rusya Dışişleri Bakanlığı pasaportu geri verdi. Çatışmanın gergin aşaması bununla bitti – ancak Gorbaçov Fonu bundan sonra neredeyse ofissiz kaldı ve kendi gücüyle faaliyet göstermeye başladı. 

Gorbaçov sonraki yıllarda kendi binasını yapmak için yine Leningrad caddesinde arsa kiraladı, ancak Deutcshe Bank’ın kredisine rağmen yapamadı. Bu aşamada eski arkadaşı, Amerikalı milyarder, CNN’in kurucusu Ted Turner yardımcı oldu. Taubman’ın kitabında anlattığına göre, 1997 senesinde Gorbaçov eşiyle birlikte Turner ailesiyle görüştü. O görüşmede Raisa Gorbaçova kendini tutamadı ve eşinin sorunlarını işadamına anlattı. Görüşmede yer alan CNN ve Clobal Green yöneticisi Pat Mitchell’in anlattığına göre, Ted Turner hemen binayı yapmak için ne kadar para gerektiğini sordu. Gorbaçov hemen cevap vermedi,  direkt Ted’in gözünün içine bakmayı sürdürdü. Bu sırada Raisa kendine has sakin, ama ikna edici sesiyle bir milyon doların işi tamamlamak için yeterli olacağını söyledi.  Ted eşine baktı. Jane olumlu şekilde kafasını salladı, desteğini belirtti ve karar verildi. Binanın çizimlerini Raisa Gorbaçova kendisi yaptı, içini de kendisi tasarladı ve o zamandan beri hiç değiştirilmedi. 

En zengin emekli

Mihail Gorbaçov daha 1990 senesinde, Nobel Barış Ödülünü aldığında dolar milyoneri olmuştu.  Ancak hemen de milyonerliği son bulmuştu – zira aldığı milyon doları SSCB bütçesine aktarmıştı ve kendisinin anlattığına göre, bu para ile 6 hastane yapılmıştı.  İstifa ettikten sonra Bağımsız Devletler Birliği Başkanlarının kararıyla Gorbaçov’a 4 bin ruble (o zaman 4 asgari ücret miktarında) emekli maaşı verildi.  Ancak kimse onun ve diğer Rusya vatandaşlarının emekli maaşlarını enflasyona göre endekslemediği için 1994 senesinde Gorbaçov’un emekli maaşı ayda 2 dolardan az idi. O yılın sonunda Boris Yeltsin kendi kararnamesiyle durumu düzeltti ve selefinin emekli maaşını asgari ücrete endeksledi. O zamandan itibaren SSCB’nin eski Başkanı devletten ayda 40 asgari ücret kadar emekli maaşı alıyor – bu, ülkedeki en yüksek emekli maaşıdır. 

Eski Sovyetler Birliği'nin son devlet başkanı Mihail Gorbaçov, hayatını kaybetti. AA Arşivi'nden derlenen fotoğraflarda Gorbaçov, 27 Nisan 1995'te ODTÜ'de düzenlenen konferansa katılmıştı. (Arşiv) ( AA Arşivi - Anadolu Ajansı )
Eski Sovyetler Birliği'nin son devlet başkanı Mihail Gorbaçov, hayatını kaybetti. AA Arşivi'nden derlenen fotoğraflarda Gorbaçov, 27 Nisan 1995'te ODTÜ'de düzenlenen konferansa katılmıştı. (Arşiv) ( AA Arşivi - Anadolu Ajansı )

1990’lı yılların başlarında Gorbaçov’un kendisinin para kazanması gerekti – hem kendisi, hem fonu için. Yöntem hazırdı – eski Amerikan başkanları gibi kitaplar ve konuşmalardan para kazanacaktı. Rusya’da hatıra kitaplarından para kazanmak imkansızdı, artı, Gorbaçov, kitaplarının yüksek tirajlarla basılmasına da izin verilmediğini söylüyordu. Ancak Batı seyahatleri çok karlı oluyordu – zira kendi ülkesinde ona yaklaşım çok net olmasa da, yurtdışında totaliter sistemi yenen tarihi kahraman olarak kabul görüyordu. 

Polyakov’un anlattığına göre, Gorbaçov ve ekibi çeşitli ajanslara başvurmaya başladı. Sonunda alanında çok ciddi deneyimi olan Robert Walker işbirliğini kabul etti. Walker’ın kurduğu American Program Bureau,  on yıllardır Larry King’den Steve Wozniak’a kadar ünlülerin konuşmalarını organize ediyordu.  Walker, Gorbaçov’un temsilcilerinin (daha da net söylemek gerekirse, Sovyet Dışişleri Bakanlığı basın sekreterinin) daha o görevdeyken kendisi ile iletişim kurduklarını ve ABD’de konuşma organize etme imkanlarını araştırdıklarını hatırlıyor. O dönem bu teklif organizatörün ilgisini çekiyor ve Gorbaçov ile bizzat görüşüyor:

“Çok iyi hatırlıyorum, direkt gözlerimin içine baktı, sağ eliyle selam vermek yerine sol eliyle benim sol elimi tuttu ve “İyi partnerler olacağımızı umuyorum” dedi. 25 sene sonra halen iyi partnerler olduğumuzu söylemek istiyorum”. 

1992 baharında Gorbaçov’un Amerika’ya ilk iki haftalık seyahati klasik bir seçim turunu andırıyordu, hatta bazen birebir seçim turu gibiydi. Bir yıl sonra ise ölçek daha da büyüdü. Walker’in hatırladığına göre, en büyük toplantı Sharlotteseville’de, Virginia Üniversitesi’nde  Gorbaçov’un jübilesi dolayısıyla düzenlendi: “Gorbaçov’un konuşmasına tepkiler inanılmazdı.  Yaklaşık bin kişi vardı ve onların çoğu “Gorbaçov Başkan olsun” diye tezahürat yapıyordu.  Amerikalı organizatörün anlattığına göre, eski Sovyet lideri, dinleyiciler üzerinde manyetik bir etkiye sahipti. Hatta Washington Yöneticiler Birliği başkanı bile Gorbaçov ile aynı odada olduğuna inanmak için kendini çimdiklediğini söylüyordu. Onda inanılmaz bir şey vardı. Dünyayı gerçekten değiştiren insana benziyordu”.

Walker’ın anlattığına göre, eski politikacıların iş insanları veya sadece ilgilenen insanlar karşısındaki konuşması gelişmiş ayrı bir endüstridir:

“Hillary Clinton’un başkanlık kampanyasında rakiplerinin en ciddi eleştirilerinden biri eski Dışişleri Bakanının ve eski Başkan olan kocasının konuşmalardan yüz binlerce dolar aldıklarıyla ilgiliydi. Bir kural olarak bu tür konuşmalarda para konuşmacının prestijine göre belirleniyor.  Gorbaçov’a da bu şekilde ödeme yapılıyordu. Onun dinleyicileri “gezegeni barışçıl kılan adamla” tanışma fırsatından övünçle bahsediyorlardı.  20 yıllık süre içerisinde  Gorbaçov  konferans endüstrisinin en aranan politikacılarındandı. Ben Reagan, Mitterand, Walensa için de konferanslar organize ediyordum, ancak Gorbaçov ile kimse rekabet edemezdi.  Amerika’da o kadar popüler idi ki, çoğu kişi burada seçime katılabileceğini ve kazanabileceğini düşünüyordu”.

İlk görüşmede Walker Gorbaçov’a bütün Amerika seyahatlerinde şirketinin ona eşlik edeceğini söyledi. Gorbaçov önce sol eliyle Walker’ın sol elini sıktı, sonra ise sağ eliyle “Sen yapacaksın” diye işaret etti.  O andan itibaren Walker ABD seyahatlerinde hep Gorbaçov’un yanında yer aldı. Eski Genel Sekreterin seyahatleri ise çok oluyordu. Yılın yaklaşık üçte birini bu seyahatlerde geçiriyordu.  Hem de sadece Amerika’da değil. Amerika’dan sonra Japonya ve Almanya’ya da davet etmeye başlamışlardı. 

Moskova’da onu “Volga” makam arabası ve ihanet suçlaması beklerken ABD’de Forbes ailesinin kurumsal jetiyle dolaşıyor, Japonya’da tören yemeğinde yüzlerce kişi onun için “Podmoskovye akşamları” şarkısı söylüyordu. 

Walker

“İnsanların ona olan sevgi ve saygısı etkileyiciydi. Onu kendi evindekinden çok seviyor ve saygı gösteriyorlardı”

diye hatırlıyor.

Amerikalı organizatörün sözlerine göre, Gorbaçov her konferansa ayrıca hazırlanıyordu ve ondan duyulmak istenenleri anlatıyordu:

“Çevre korumadan küresel önceliklerin değişmesine, dünyadaki iktidar sorunlarına kadar anlatıyordu. Uzun zamandır bu işteyim ve çok kişiyle çalıştım, çoğu insanın bir hazırlık bagajı var ve konuşmaları genel içeriklidir. Gorbaçov ise duruma bağlı olarak her zaman tekrarsız konuşmalar hazırlıyordu.   Bu da çok etkileyici oluyordu. Her yerde konuşuyordu – kapalı kulüplerde, büyük salonlarda, hatta kiliselerde bile. Yıllar geçti, onun popülaritesi azalmadı. 2000’li yıllarda kendisi hakkında kitaplardan okuyan öğrenciler karşısında konuşmaya başladı.  Vancouver’da, Toronto’da, Calgary’de onun konferanslarını görmeliydiniz – binlerce insan salona toplanıyordu ve sanki karşılarında Michael Jackson varmış gibi çığlık atıyordu.  Ben gözlerime inanmıyordum. Bu çocuklar ona rock yıldızı gibi bakıyordu. Hatta bir defasında gözlerim yaşardı, genç valilerden biri öğrenciyken nükleer savaş tatbikatı yaptıklarını ve güvenlik antrenmanından geçtiğini söyledi ve Gorbaçov’a gerçek hayatta nükleer bombadan korunmak için masanın altına saklanmak zorunda kalmadığından dolayı teşekkür etti”.

Walker, Meduza’ya Gorbaçov’un Amerika’dan ne kadar kazandığını açıklamadı. Ancak Gorbaçov’un konferanslardan aldığı paraların miktarı  defalarca yayınlandı. Örneğin, 2000 senesinde motivasyon seminerine katıldığı için 100 bin, kapalı kulüpte yarım saatlik konuşma için 75 bin dolar almıştı. Meduza’nın elde ettiği bilgiye göre, sonraki önceki yıllarda kazancı tek konferansta 300 bin doları buluyordu. Amerika’ya yılda en az iki kez gidiyordu, her tur en az iki-üç hafta sürüyordu ve bir günde bazen birkaç konferansa katılıyordu. Yani en iyi zamanlarında eski Sovyet devlet başkanı her seyahatinde milyon dolardan fazla para kazanıyordu. Yakın çevresindeki kaynaklara göre, Gorbaçov bu paraları kendine değil, karısı ile ortak projelerine harcıyordu. 

Bir diğer gelir kaynağı ise reklam çekimleriydi. Avusturya demiryolu şirketinin inşaatına ve ürünlerine bakarak “Perestroyka” kelimesini tekrarladığı reklam filminde yer almıştı.  Pizza Hut reklamında oynamıştı. Reklam filminde Ruslar pizzacıya giderek Gorbaçov’un tarihteki rolünü tartışıyorlar ve sonda onu bir dilim pizza ile selamlıyorlardı. Gorbaçov bu reklam filmi için 160 bin dolar aldı. Daha sonra daha pahalı markalardan teklifler almaya başladı. 2007 senesinde Louis Vuitton reklamıyla boy gösterdi.  Reklam fotoğrafında eski Devlet Başkanı bir Limuzin’de Berlin Duvarı boyunca ilerliyordu. Yanında bir Louis Witton seyahat çantası ve çantanın üstünde The News Times dergisi vardı. Derginin açık kalan sayfasında gazeteci Anna Politkovskaya ile eski FSB ajanı Aleksanr Litvinenko’nun öldürülmesine ilişkin makale vardı…

Gorbaçov daha sonra bu görüntünün fotoğrafçıların kurnazlığı olduğunu, dergiyi onların çantaya görünecek şekilde yerleştirdiklerini, kendisinin bununla bir ilgisi olmadığını söyledi. 

Politikacının bu jesti hatta The New Times Genel Yayın yönetmeni Yegveniya Albats için bile sürpriz olmuştu. Albats, Gorbaçov’un hemen dergiye abone olduğunu, ancak para konusunda yardım yaptığına ilişkin bilgilerin doğru olmadığını söylüyor...

DEVAMI YARIN…