Can Acun: Türk askerinin Suriye'nin kuzeyindeki varlığı ulusal güvenliğimizi ilgilendiriyor
SETA Dış Politika Araştırmaları Uzmanı Acun, Türk ordusunun bölgeden çekilmesine ihtimal vermiyor. Acun, "Türk askeri, PKK devletinin önündeki tek engeldir" dedi.
Suriye’nin kuzeyi, Kayseri’de yaşananların ardından provokasyonlara sahne oldu. Bölgedeki Türk bayrakları ve konuşlu Türk askeri, saldırı girişimlerine maruz kaldı. SETA Dış Politika Araştırmaları Uzmanı Can Acun, gelişmeleri gdh için değerlendirdi.
Türk ordusuna yönelik provokasyonun ardından askerlerin Suriye’nin kuzeyini terk etmesi gerektiğine yönelik çağrılar yapılıyor.
Diğer taraftan Türkiye, güneyinde terör koridoru oluşturulması planlarını düzenlediği başarılı askeri harekatlarla çöpe attı.
"Türk askerinin çekileceğine ihtimal vermiyorum"
Can Acun, Ankara’nın mevcut şartlarda Türk askerini Suriye’nin kuzeyinden çekmeye başlayacağına hiçbir şekilde ihtimal vermiyor.
Görüşlerini gdh ile paylaşan Acun, “Türk askerinin Suriye’deki varlığı, öncelikle bizim kendi ulusal güvenliğimize ilişkin.” vurgusu yaptı.
"PKK devletinin kurulmasının önündeki tek engel Türkiye'dir"
Türk ordusunun Suriye’deki şartlar sonucu oluşan tehditlere karşı bir tampon görevi gördüğünü belirten Acun, “Ayrıca PKK'nın bölgede bir devlet kurmasının önündeki en büyük hatta tek engel de Türk askerinin varlığı.” dedi.
SETA Araştırmacısı Acun, Türkiye'de ülke sathında yaşanan provokasyonlara işaret ederek, bunun bir iz düşümü olarak Türk varlığına yönelen eylemleri genele yaymanın büyük bir hata olacağını söyledi ve ekledi:
Suriye muhalefetinde Türkiye'nin Esed rejimi ile görüşmesinden rahatsız olanlar elbette vardır.
Ancak yabancı istihbarat örgütleri ve radikal yapılanmaların yaşanan olayları provoke ederek Türkiye'nin Suriye'den çekilmesini sağlamaya yönelik bir hareket tarzı içerisinde olduklarını görerek aklıselim ile meseleyi analiz etmek gerekiyor.
"Sahici çözümler için harekete geçilmeli"
“Türkiye, sorunları ötelemekten ziyade sahici çözümler atmak adına harekete geçmeli.” diyen Can Acun, görüşlerini şu ifadelerle sürdürdü:
(Türkiye) Suriye Milli Ordusu'nun (SMO) gerçek anlamda disiplinli bir ordu haline gelmesi adına ağırlık koymalı ve gerekli adımları atmalıdır.
Yine Suriye Geçici Hükümeti'nin kurtarılmış bölgelerde yerel meclislerle birlikte etkin bir şekilde idare etmesi sağlanmalı, bölgedeki istikrar ve ekonomik refah adına adımlar atılmalı.
Türk askerinin harekatlarına SMO da katıldı
Suriye’nin kuzeyinde terörün beli kırıldı. PKK devletine geçit vermeyen Türkiye’nin operasyonlarına SMO unsurları da katıldı. Bu duruma işaret eden Acun, şöyle devam etti:
Türkiye, Suriye sahasında bir PKK devleti kurulmaması için gerçekleştirdiği tüm askeri harekatları Suriye Milli Ordusu ile birlikte gerçekleştirmiş, binden fazla SMO mensubu bu harekatlarda şehit olmuştur.
"Türkiye adına önemli bir güç"
Acun, SMO’nun bölgede oynadığı role dikkati çekerek, “Yine Esed rejiminin İdlib gibi bölgeleri hedef almasını ve milyonlarca yeni mültecinin Türkiye'ye gelmesini engellemesi açısından bir destek unsurudur.” dedi.
“SMO sahada Türkiye adına önemli bir güçtür.” ifadesini kullanan aynı isim, “Dolayısıyla SMO'nun varlığı Türkiye'nin hem ABD hem de rejim ve onun hamileri olan Rusya ve İran ile yürüttüğü ya da yürüteceği görüşme ve müzakerelerde önemlidir.” vurgusu yaptı.
Can Acun, Türkiye’nin 2011’de çıkan iç savaşla yangın yerine dönen Suriye’de başından beri siyasi çözüm arzuladığını kaydetti.
"Esed rejimi, iyi niyetli çabalara sahici bir yanıt vermiyor"
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararlarının referansında adil bir çözüm için Ankara’nın çaba sarf ettiğini söyleyen Acun, şu görüşleri paylaştı:
Ancak Esed rejiminin Türkiye'nin bu iyi niyetli çabalarına sahici bir yanıt vermediği görülüyor. Önümüzdeki dönemde çeşitli arabulucuların oynayacağı rollerle yeniden görüşmeler başlayabilir.
Ancak burada bir sonuç çıkmasına yönelik iyimser olmamızı zorlayan birçok faktör söz konusu. Esed rejiminin gerek iradesi gerekse gücünün demokratik bir Suriye'nin yeniden inşa edilebilmesi açından yeterli olmadığı görülüyor.
2015 yılında oy birliğiyle kabul edilen 2254 sayılı karar, Suriye'de acil ateşkesin sağlanmasını ve ülkede siyasi çözüme ulaşılması çağrısını kapsıyor.
"Mültecilerin geri dönmesini kesinlikle arzu etmiyorlar"
Şam yönetimine bağlı güçlerin içine düştüğü durumdan da bahseden Acun, şunları söyledi:
Rejim güçleri ciddi anlamda yozlaşmış, zayıflamış ve dış etkiye açık bir durumda. Kontrol ettiği bölgelerde gıda ve enerji güvenliğini dahi sağlayamaz bir konumda.
Yine Türkiye'nin öncelikleri açısından baktığımızda mültecilerin geri dönmesini kesinlikle arzu etmiyorlar. PKK'nın Suriye kolunu da yok etmekten ziyade Türkiye'ye ye karşı kullanma çabasındalar.
'180 derece dönüş şart' yorumu
SETA Dış Politika Araştırmaları Uzmanı Acun, sözlerini şu ifadelerle tamamladı:
Nihayetinde rejimle görüşülmesi elbette gerekiyor. Ancak rejim, ilgili pozisyonlarından 180 derece dönüş yapmadığı takdirde buradan büyük bir sonuç beklemek kanaatimce mümkün değil.