Suriye Türkmen Meclisi neden hala kapalı?

💢 Suriye'deki Türkmenlerin siyasi yapılanması olan Suriye Türkmen Meclisi, yaklaşık 2 yıldır kapalı durumda.

💢 Bölgedeki Türkmenler'in Türkiye açısından önemi dikkate alındığında Suriye Türkmen Meclisi'nin yeniden işler hale getirilmesi hayati önemde.

1. resim

2012 yılında Suriyeli Türkmenleri tek bir siyasi organizasyonun çatısı altında toplamak amacıyla 1200 delegenin katılımıyla kurulan platform 2013 yılında açılışına Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun katılımıyla meclis yapısına dönüştürülmüştür. Suriye Türkmen Meclisi'nin kurulmasıyla Türklerin Anadolu’ya gelmesinden dahi önce Türklere vatan olan Suriye topraklarına yerleşmiş kadim Türkmen toplumu bir asır sonra ilk defa siyaseten yapılanmıştı. Ancak gelinen noktada Mayıs 2020’den beri Suriye Türkmen Meclisi yeni bir başkan belirleyememiş ve fiilen kapanmıştır. İki buçuk yılın ardından, Suriye Türkmen Meclisi’ni tekrar canlandırma zamanı artık gelmiş hatta geçmektedir.

Suriye Türkmen Meclisi’nin kurulmasından sonra Meclis Suriyeli Türkmenlerin organize olduğu merkezi oluşum olmuştur. Suriye’de yaşayan diğer etnik yapıların aksine, Suriyeli Türkmenlerin durumu Türkiye için ciddi bir stratejik öneme sahiptir. Türkiye’deki birçok kesim Suriyeli Türkmenleri milliyetçi saiklerle ele alsa da, aslında Suriyeli Türkmenler Türkiye’nin Suriye politikasında önemli bir unsurdur. 

Suriye’nin kuzeyinde Türkiye sınırındaki demografik yapıyı teşkil eden Arap, Kürt, Nusayri ve Türkmen olmak üzere dört etnik ve dini yapı bulunmaktadır. Bu unsurlar arasında Suriyeli Türkmenler adeta doğal bir köprüdür. Hem Türk olmaları hem de o toprakların insanları olmaları hasebiyle, Türkiye’nin diğer üç etnik ve dini yapıya ulaşması için bir aracıdır. Buna ilaveten, Suriyeli Türkmenlerin neredeyse tamamı diğer etnik ve dini yapıların aksine Suriye muhalefetini desteklemiştir. Uzun vadede Suriyeli Türkmenler, Türkiye’nin Suriye’deki doğal müttefiki ve ortağıdır.

Türkiye, Suriyeli Türkmenleri Suriye’nin diğer etnik ve dini yapılarını dışlamadan ve Suriyeli Türkmenlere ayrıcalık göstermeden, Suriyeli Türkmenleri Suriye toplumun esas bir parçası haline gelmesini sağlamalıdır. Ancak gerçek durum bunun tam aksidir. Suriyeli Türkmenler’in kurduğu Suriye Türkmen Meclisi iki buçuk senedir kapalıdır. Suriyeli Türkmen Meclisi kapalı olmasına karşın, Suriye’nin kuzeyindeki Araplar ve Kürtler arasında Türkiye’nin Türkmenlere ayrıcalıklı davrandığı algısı bulunmaktadır.

Suriyeli Türkmenler siyaseten Suriye’nin kuzeyindeki tüm etnik ve dini yapılar arasında en zayıf ve en etkisiz olanıdır. Hatta anayasa komitesinde Suriyeli Türkmenler ne Esed rejimi ne de Birleşmiş Milletler tarafından listeye eklenmemiştir. Sadece Suriye muhalefetinin oluşturduğu listede Suriyeli Türkmenler bulunmaktadır. 

Suriyeli Türkmenler nispeten daha kötü durumda olmasına rağmen ortaya çıkan bu yanlış algının temel sebebi, Türkiye’de maalesef sembolik milliyetçiliğin ve gösterişin gerçek ve elle tutulur adımların önünde olmasıdır. Suriye’nin kuzeyinde faaliyet gösteren birçok STK, Suriyeli Türkmenler ile sembolik ve söylem düzeyinde çok ciddi dayanışma göstermektedir ve hatta bazı durumlarda ırkçılığa varan eylemlerde bulunmaktadır. Suriyeli Türkmenler organize olmadığından bu sembolik milliyetçiliğin etkisi olmadığı gibi, oluşan algı da Türkiye’nin ve Suriyeli Türkmenlerin aleyhine çalışmaktadır.

Bu yüzden Suriyeli Türkmenler dosyası tekrardan ele alınmalıdır. Dosya ile ilgilenen ilgili kurum, kuruluşlar ve STK’lar Suriyeli Türkmen dosyasında yeni bir yaklaşım sergilemelidir. Suriyeli Türkmenler ile ilişki duygusal ve söylem düzeyinden çıkarılmalı; kurumsal ve stratejik düzeyde ele alınmalıdır.

Bunun için ilk adım Suriye Türkmen Meclisi’ni ivedikle tekrar açılmasıdır. Suriye Türkmen Meclisi’nin kurulmasının ardından, Suriye Türkmen Meclisi bir aktör olarak kabul edilip muhatap alınmalı ve meclisin kendi politikalarını belirleyip uygulamasına imkan tanınmalıdır. Türkiye’nin rolü danışma ve denetlemeden fazlası olmamalıdır. Suriyeli Türkmenlerin kendileri ön planda olmalıdır.

Örneğin Suriye Türkmen Meclisi kapanması öncesinde önemli bazı adımlar atmıştı. Bu adımlar hem yukarıda değinilen yanlış algıyı oluşturmuyor ve aynı zamanda Suriyeli Türkmenleri gerçek manada sahada güçlendiriyordu.

Bu adımların arasında Suriye Türkmen Meclisi’nin merkezinin Suriye’deki Çobanbey’e taşınması önemlidir. Böylelikle, yurtdışından faaliyet gösteren siyasi yapıların aksine, sahada boy gösteren ve Suriye’nin içinde var olup çalışan bir hüviyete kavuşmuştu. Suriyeli Türkmenler için belki de bu ilk merkezi de Suriye toprakları içerisinde bulundurdukları siyasi yapılanma olmuştu.

Bu adımın ardından, Suriye Türkmen Meclisi bir çağrıda bulunmuş ve Suriyeli Türkmenleri Suriye’ye geri dönmeye çağırmıştı. Bu çağrının bir parçası olarak Suriyeli Türkmenlerin geri dönmesi için bir kampanya başlatılmıştı. Geri dönüş çağrısı ve çabaları, Suriyeli Türkmenlerin demografik olarak yok olmasının veya küçülmesinin önüne geçme gayretinden kaynaklanmaktaydı.

Atılan bu iki adımda istişare ve planlama gibi alanlarda eksiklik bulunsa da, Suriye Türkmen Meclisi’nin kendi iradesiyle Suriyeli Türkmenlerin çıkarına nasıl çalışma yapabileceğini gösteren nitelikte adımlardı. Türkiye Dışişleri Bakanlığı eski Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran’ın Çobanbey’deki Suriye Türkmen Meclisi kongresine katılması, Türkiye’nin bir destek ifadesinden ziyade, Suriye Türkmen Meclisi’nin bir başarısının göstergesiydi.

Ancak gelinen noktada, elde edilen bu başarıların hiçbir ehemmiyeti kalmadı. Suriyeli Türkmenlerin an itibariyle hiçbir merkezi yapılanması bulunmamaktadır. İki buçuk senedir devam eden boşluk, Suriyeli Türkmen davasının Suriye’de, Türkiye’de ve uluslararası alanda unutulmasına yol açmıştır. Aynı zamanda, bu boşluğu doldurmak adına Suriyeli Türkmenler arasında farklı yapılar ortaya çıkmış ve Suriyeli Türkmenler içerisinde ayrılık ve kaotik yapı daha da güçlenmiştir.

Kısaca, bugünden tezi yok, acilen Suriye Türkmen Meclisi tekrar aktif hale getirilmelidir. Sorunların müsebbibi olarak Suriyeli Türkmenleri göstermekten vazgeçilmelidir, bahane değil çözüm üretilmelidir. Suriye Türkmen Meclisi, Suriye politikamızın belirleyici unsuru olamasa dahi sürüncemeye bırakılamayacak kadar önemli bir dosyadır.

Tartışma