Tam normalleştik derken yıkılıyor mu bütün dünyamız? Shanghai'de neler oluyor?

Çin Halk Cumhuriyeti’ndeki son gelişmeler, her ne kadar ölüm vakasına rastlanmasa da, Covid19 salgını karşısında ülkelerin hala kırılgan bir durumda olduğuna işaret ediyor. Geride bıraktığı hasar hakkında hala net bilimsel verilere ulaşılamayan ve mutasyonlarının sona erip ermediği bilinmeyen bir virüse karşı uluslararası toplumun erken bir zafer ilan edip etmediği gelecek sonbahar mevsimi ile beraber yeniden sorgulanabilir.

1. resim
11.04.2022

Covid19 salgınıyla hayatımıza giren “Yeni Normal” kavramını satın almayan, karantina ve aşı kampanyalarına karşı yer yer cansiperane bir mücadele veren kuzey yarımküre halkları, 2022 yılının ilkbahar mevsimiyle beraber hızla 2019 yılının 30 Aralık günündeki hayatlarına dönme peşinde. Ancak Çin Halk Cumhuriyeti’nin en kalabalık metropollerinden biri olan Shanghai’de uluslararası toplumun sorgulamaya korktuğu gelişmeler yaşanmakta. 

Covid19 salgınının başlangıç noktası olarak Wuhan kenti işaret edilmekle beraber aradan geçen yaklaşık iki buçuk yıllık süreçte bu bilginin bilimsel olarak kanıtlanması mümkün olmadı. Pekin yönetimi salgına karşı sert ve hızlı tedbirlere başvurarak virüse karşı başarı kazanan ilk ülke olarak görünüyordu. Ancak 1 Mart 2022’den itibaren 25 milyon nüfuslu ticaret merkezi Shanghai’de beklenmedik gelişmeler yaşanmaya başladı. Kentte ve hatta Çin genelinde daha önce görülmedik şekilde günlük testlerde 10 binin üzerinde pozitif vakalara rastlandı. Bir Omicron varyantının yol açtığı tahmin edilen bu yeni salgın kısa sürede Shanghai’yi etkisi altına aldı. 

22 Mart’tan itibaren Shanghai’da sokağa çıkma yasağı ilan edilmesi gündeme geldi. Ancak kentin ülke ekonomisinde oynadığı rol bu denli radikal bir hamleyi engelledi. Mart ayından bu yana tespit edilen vaka sayısı 130 bini geçmiş olsa da resmi açıklamalara göre can kaybı ya da hastalığı ağır geçiren yok. Shanghai’deki sıra dışı durumun Dünya Sağlık Örgütü tarafından sorgulanmıyor olması da dikkat çeken bir başka nokta. 

Ancak vaka sayılarındaki artışlar 1 Nisan’dan itibaren kent yönetimini yeni kararlara mecbur bıraktı. Kentin tamamı olmasa bile vaka görülen semtler kapatılmaya başlandı. Kısa süre içerisinde kentte gıda sıkıntısı yaşanmaya başlandı, 8 Nisan’da ABD, Shanghai’de görevli diplomatlarına kenti terk etme izni verdi. Shanghai’ye ve bu kentten başka yerlere yapılan uçuşlar tamamen durduruldu. Pekin yönetimi, Çin Halk Ordusu’nda görevli 2 bin doktoru kente sevk etti. Ayrıca farklı bölgelerden 10 bin sağlık çalışanı da Shanghai’deki tıp personeline yardımcı olmaları için bu kente gönderildi. 

6 Nisan tarihinde Shanghai’de çekilen ve doğruluğu farklı kaynaklar tarafından teyit edilen bir görüntü tüm dünyanın ilgisini çekmese de bir kısım insanı alarma geçirdi. 

Havanın karardığı saatlerde çekilen görüntülerde yüksek katlı binaların pencerelerine çıkan insanların “yiyecek bulamamaları nedeniyle” protesto sloganları attıkları, buna karşı kent yönetimi tarafından uçurulan bir drondan halka, “özgürlük isteğinizi kontrol altına alın, salgın kurallarına uyun, pencerelerinizi kapatın ve slogan atmayın” anonsunun yapıldığı görüldü. 

Bu görüntülerle beraber Shanghai’deki durumun bir kamu sağlığı problemi olmaktan çıkarak siyasi krize dönüştüğü haberleri de gelmeye başladı. Çin Komünist Partisi’nin Şanghai parti sekreteri Li Qiang eleştirilerin hedefi haline gelirken koltuğu ciddi bir şekilde sallanmaya başladı. Devlet Başkanı Xi Cingping tarafından Başbakanlığa getirilecek bir isim olarak işaret edilen Li’nin, kentte yaşananlardan sonra siyasi kariyerinin bitebileceği hatta yargı karşısına dahi çıkarılabileceği konuşuluyor. Şanghai’de salgın kaynaklı kamu sağlığı krizinin Xi’nin başkanlık süresini tehdit edecek boyuta ulaşabileceği de iddialar arasında. 

Uzmanlara göre Çin’in dünyaya bir başarı hikayesi olarak sunduğu “Sıfır Covid” stratejisi sürdürülebilir değil. Shanghai’deki durum sağlık sistemini krize sürükleyecek ve ileri yaşlardaki riskli gruplar arasında ölüm oranlarını artıracak bir seviyeye ulaşabilir.