Tarih öncesi şefler, yemek pişirme geleneklerine sadık kalmış

Tarih öncesi çömlekler ve DNA analizleri, yeni mahsuller geldiğinde bile şeflerin yemek pişirme geleneklerini koruduğunu ortaya çıkardı.

1. resim

Arkeologlar akdarının Avrasya’daki yayılımını incelemek için DNA analizini çömleklerle birleştirdi ve yeni mahsuller ortaya çıktığında bile bölgesel mutfak geleneklerinin nasıl devam ettiğini ortaya çıkardı.

Akdarı Çin’de evcilleştirildi ve kaynatılıp buharda pişirilerek ıslak ve yapışkan bir yiyecek haline getirildi.

Ancak Orta Asya’da tahıllar genellikle öğütülüyor ve ekmek olarak pişiriliyordu. Darı geldiğinde insanlar önceden var olan pişirme tekniklerini yeni tahıla uyguladılar.

Çin Bilimler Akademisi Üniversitesi’nden yazar Dr. Hongen Jiang, “Tarihöncesi temel gıda ürünlerinin Eski Dünya’da uzun mesafeler kat ettiği ve aynı zamanda bölgesel mutfakların tutucu bir şekilde varlığını sürdürdüğü zaten biliyorduk.

Fakat bu iki karşıt eğilimin birbiriyle nasıl bağlantılı olduğunu bilmiyorduk.” diyor.

Bu sorunun üstesinden gelmek için ekip, Çin’in kuzeybatısındaki MÖ 1.700 ile MS 700 yılları arasındaki Sincan’daki korunmuş darı kalıntılarının DNA’sını analiz etti ve bunları tarihöncesi pişirme yöntemlerini anlamak için pişirme kaplarıyla karşılaştırdı.

Dr. Jiang, “Tarihöncesi Avrasya’da temel mahsuller için yapılan geniş yolculuklar kadar dikkat çekici olan şey, bu mahsulleri alan bölgesel mutfak kültürlerinin kalıcılığıydı.

Eski çömleklerle ilgili geleneksel çalışmalar, bunların birbirleriyle nasıl bağlantılı olduğunu ortaya çıkarmak için yeni DNA bilimiyle birleştirilebilir.” diyor.

Akdarının yapışkanlığı belirli gen varyasyonları tarafından kontrol ediliyor. Tahıl örneklerinin DNA’sını analiz eden araştırmacılar, Sincan’daki darı tanelerinin hiçbirinin onları yapışkan hale getirecek genlere sahip olmadığını belirlemeyi başardılar.

Bu durum, yapışkan darı zaten doğu Çin’de yaygın olmasına rağmen, darı batıya doğru ilerledikçe yapışkan olmayan bir tutarlılığı koruduğunu gösteriyor.

Bu da mahsullerin ilişkili oldukları mutfak geleneklerinden daha batıya yayıldığı anlamına geliyor.

Bu durum aynı zamanda çömlek kanıtlarıyla da destekleniyor.

Doğu Çin’deki kaplar kaynatmayı kolaylaştırmak için bir üç ayaklı tabana sahipken, Orta Asya’dakiler Altay dağlarından gelen bir tasarım olan yuvarlak diplere sahipti.

Daha da önemlisi bu, darı Sincan’a doğudan getirilirken, onu pişirmek için kullanılan kapların kuzeyden geldiği anlamına geliyor.

Bu ayrıca yemek pişirme geleneklerinin yeni malzemelerin kullanılmaya başlanmasıyla hayatta kaldığını gösteriyor.

Temel mahsullerin Batı’ya yayılması, ulaştığı kişilerin beslenme biçimini temelden değiştirdi, ancak kültürel olarak kökleşmiş yemek pişirme gelenekleri muhtemelen aynı kaldı.

Washington Üniversitesi’nden Dr. Xinyi Liu, bunun tersi bir modele de dikkat çekiyor. Buğday yaklaşık 4.000 yıl önce doğuya, Çin’e doğru ilerledi, ancak batının öğütme ve pişirme geleneği gelmedi.

Kaynaklar

Tartışma