Terör örgütü PKK/YPG ile işbirliğini reddeden Tel Abyadlı genç 4 yıl işkence gördü
Tel Abyadlı Ahmed Muhammed el-Hasan, "Hiç bizi boş bırakmazlardı. Geceleri baskın yaparlardı. Maskeli kişiler koğuşlara girip rastgele herkesi döverdi. Her gün psikolojik ve fiziki içkence görürdük." dedi.
Terör örgütü PKK/YPG ile işbirliği yapmayı reddettiği için teröristlerce 4 yıl alıkonularak her gün çeşitli işkencelere maruz kaldığını belirten Tel Abyadlı Ahmed Muhammed el-Hasan, "Teröristler kendilerinin demokrasi yanlısı olduğunu söylüyor ancak yalan söylüyorlar. PKK bölge halkının düşmanıdır." dedi.
Tel Abyadlı 2 çocuk babası Hasan, PKK/YPG'li teröristlerle işbirliği teklifini reddettiği için Mayıs 2019'da alıkonuldu.
Hasan, Tel Abyad ilçesinde teröristlere ait bir binada kısa süreliğine tutulduktan sonra Rakka ilinin Ayn İsa beldesine nakledilerek burada 4 ay tutuldu.
Sundukları işbirliği teklifine direnen Tel Abyadlı gence baskı ve işkence uygulayan PKK/YPG, Ekim 2019'da Barış Pınarı Harekatı'nın başlamasıyla Hasan ve diğer tutukluları Rakka'da yer alan Tabka ilçesine götürdü.
Tabka'da 24 ay tutulan Hasan buradan Rakka'daki merkez hapishanesine sevk edilerek orada da 20 ay alıkonuldu.
4 yıl boyunca türlü işkencelere maruz kalan 25 yaşındaki Hasan, mayısta serbest kaldı.
Hasan, terör örgütü PKK/YPG'nin hapishanelerinde alıkonulduğu sürede Tel Abyad'da yaşayan babasını kaybetti.
Tel Abyadlı genç, bu sürede terör örgütü PKK/YPG'nin işlediği insan hakları ihlallerine, hapishanelerdeki kötü sağlık ve yaşam şartlarına ve yapılan infazlara da tanıklık etti.
Ekim 2019'da terörden temizlenen Durubiyye köyüne yakın zaman önce dönen Hasan, halihazırda hayvan besiciliği ve tarımla uğraşarak kavuştuğu ailesinin geçimini sağlıyor.
"Sorgu sırasında hep işkenceler gördük"
Hasan, AA muhabirine, terör örgütünün Mayıs 2019'da evini bastığını ve Tel Abyad'daki sözde askeri istihbarat şubesine götürüldüğünü söyledi.
Tel Abyad'daki sözde ilk sorgusunda örgütün kendisine terör örgütüyle işbirliği teklifi yaptığını belirten Hasan, "Tekliflerini kabul etmediğimden dolayı beni kimsenin bilmeyeceği yere götüreceklerini söyleyip, bununla birlikte ailemi de köyden sürgün etmekle tehdit ettiler. Terör örgütü oldukları için tekliflerini kabul etmedim." dedi.
Hasan, Rakka ilinde tutulduğu cezaevlerinde neredeyse her gün işkencelere maruz kaldığını ve diğer alıkonulanlara da uygulanan insan hakları ihlallerine tanıklık ettiğini belirtti.
Türkiye'nin Fırat'ın doğusunda 2019'da Barış Pınarı Harekatı'nı başlatmasıyla terör örgütü PKK/YPG'nin alıkoyduğu yaklaşık 900 kişiyi, Ayn İsa'dan Tabka ilçesindeki Ebu Gazala Hapishanesi'ne götürdüğünü söyleyen Hasan, "(Ebu Gazala) Burası kötü yaşam koşullarının hakim olduğu ve uygulanan işkenceler açısından herkes tarafından bilinen bir yer." diye konuştu.
Tel Abyadlı genç, Ebu Gazala Hapishanesi'nin karanlık hücrelerinde hafızasından silemediği acı dolu o günleri şöyle anlattı:
"2 yıl boyunca burada her gün işkenceler gördük. Her gün sorguya çıkarıldım. Sorgu sırasında hep işkenceler gördük. Sorguda ağzıma bir havlu koyup bir de bunun üzerine su döküyorlardı. Copla darp edildim. Uyuz hastalığı vardı. Alerji bağlantılı hastalıklara yakalandık. Yemekler kötüydü. 4 ay sadece reçel yedik. Bu kötü şartlarda dişlerimiz döküldü. Herkes hemoroid hastalığına yakalandı. Sağlığımız çok kötü durumdaydı."
"Girboz, 21 Suriyeli tutukluyu ismiyle çağırarak bir bir öldürdü"
Kötü sağlık koşullarını değiştirmek ve seslerini hapishane dışına duyurmak için bir seferinde isyan çıkarmaya kalkıştıklarını dile getiren Hasan, "Yer altındaki koğuşlarda kalıyorduk. İsyanı bastırmak için alt katı sularla doldurup elektrik verdiler. El bombası da attılar. Rastgele ateş açtılar." diye konuştu.
Hasan o gün yaşananları şöyle anlattı:
"O gün 'Girboz' denilen bir terörist geldi. İsimler çağırdı. Aralarında benim de ismim vardı ama ses etmeyerek çıkmadım. Terörist Girboz, 21 Suriyeli tutukluyu ismiyle çağırarak bir bir öldürdü. Cesetleri 1 gün boyunca küme halinde üstlerini battaniyeyle kapatarak hapishane avlusunda bıraktılar."
İsyan sonrası hapishanede yaşam, yemek ve sağlık koşullarının daha da kötüye gittiğini ifade eden Hasan, terörist gardiyanların davranışlarının daha sert olduğunu, yemek porsiyonlarının da yarıya düşürüldüğünü söyledi.
"9x4 metre bir alanda 120 kişi kalıyorduk"
Tutuldukları küçük odada nöbetleşe uyuduklarını söyleyen Hasan "9x4 metre bir alanda 120 kişi kalıyorduk. Bir kısmımız uyuyor. Geri kalanlar da ayakta duruyordu. Uyuma sırası gelene kadar ayakta kalıyorduk. Tuvalete girmek için sıra vardı. Kapıya ulaşmak için 50 mahkumun üzerine basmak zorundaydık." dedi.
Hasan 2 yıl Tabka'da tutulduktan sonra Rakka merkez hapishanesine nakledildiğini ve burada da terör örgütü tarafından işkenceler gördüğünü anlattı.
Rakka'daki hapishaneye ilk vardığında üzerindeki kıyafetlerin tümünün çıkarıldığı ve bu halde coplandığı anı unutamadığını kaydeden Hasan, "Hiç bizi boş bırakmazlardı. Geceleri baskın yaparlardı. Maskeli kişiler koğuşlara girip rastgele herkesi döverdi. Her gün psikolojik ve fiziki içkence görürdük." şeklinde konuştu.
Merkezi hapishanede tutulan bir akrabasıyla karşılaştığını anlatan Hasan, "Gördüğü işkenceden beni tanıyamadı. Serbest bırakılan birisi ile ailesine haber gönderdim. Ailesi ziyaretine geldiğinde onları da tanıyamamıştı. Daha sonra öldü." dedi.