The American Conservative: ABD'deki seçim sonuçları ABD'nin İsrail politikasını nasıl etkileyecek?

Netanyahu'nun ABD gezisinde hangi gelişmeler ön plana çıktı? Harris ve Trump'ın İsrail politikası arasında nasıl farklılıklar olacak?

1. resim

ABD merkezli düşünce kuruluşlarından The American Conservative'de, Netanyahu'nun ABD ziyaretinin, kongre konuşmasının ve Kasım seçimlerinin ardından olası ABD-İsrail ilişkilerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

Netanyahu'nun geçtiğimiz hafta ABD Kongresi'nde yaptığı konuşma ile ABD tarihinde, Kongre'de en fazla konuşan yabancı devlet adamı olduğu belirtilen analizde, Kongre'nin içerisinde Demokrat Partili kongre üyelerinin dışarıda ise binlerce kişinin konuşmayı protesto ettğine dikkat çekildi.

Analizde ayrıca; her ne kadar Kongre'de yaptığı konuşmada büyük alkış almış olsa da, Netanyahu'nun etkin olduğu bir İsrail hükümetine karşı özellikle Harris'in kazandığı bir ABD yönetiminin stratejisini değiştireceği iddia edildi.

İşte The American Conservative'da yayınlanan analiz:

Benjamin Netanyahu'nun geçen hafta ABD Kongresi'nde yaptığı konuşma, ABD-İsrail ilişkilerinin yakınlığını ve kongre üyeleri arasındaki kişisel popülaritesini ortaya koyarken, Kongre binasının içindeki ve dışındaki protestocular da İsrail başbakanına ve Gazze'deki savaşı yürütme biçimine karşı tarihi bir muhalefet gösterisi ortaya koydu.

ABD tarihine bakıldığında, çok az yabancı liderin Kongre'nin ortak oturumunda konuşma yapmak üzere davet edildiği görülür.

Ancak bu konuşma, Netanyahu'nun bu dördüncü konuşmasıydı ve diğer tüm liderlerden daha fazla konuşma sayısına ulaştı. Bu Netanyahu'nun hem siyasi ömrünün uzunluğunun hem de ABD-İsrail ilişkilerinin doğasının bir işaretiydi.

Netanyahu'nun ateşli konuşması, Cumhuriyetçi Kongre üyelerinin bir dizi ayakta alkışıyla noktalandı. Netanyahu daha sonra Beyaz Saray'da Başkan Joe Biden ve Başkan Yardımcısı Kamala Harris ile, Florida'da ise eski Başkan Donald Trump ile görüşmelerde bulundu.

Netanyahu'nun gezisi İsrail'in Washington'daki önemli etkisini ortaya koyarken, geziyi çevreleyen protestolar ise ABD dış politikasında değişen bir gerçekliğin altını çizdi.

Cumhuriyetçiler İsrail'in ve mevcut liderliğinin arkasında durmaya devam ederken Demokratlar Netanyahu'ya giderek daha fazla karşı çıkıyor ve ABD'nin Netanyahu'nun ülkesiyle olan ilişkisini sorguluyor.

Bazı Demokratlar kayıtsız şartsız İsrail yanlısı olmaya ve Netanyahu'yu kucaklamaya devam ederken, bazı genç ya da daha ilerici Demokratlar güçlü bir şekilde eleştirel olmaya başladılar ve İsrail'in bazı geleneksel Demokrat müttefikleri, İsrail'i alenen sorguluyorlar.

Zira; Kongre'deki Demokrat üyelerin yaklaşık yarısı Netanyahu'nun konuşmasını boykot etti. Bunların arasında İsrail'in Gazze'deki tutumunu sert bir şekilde eleştiren ilerici Temsilci Alexandria Ocasio-Cortez ve Senatör Elizabeth Warren gibi isimler de vardı.

Konuşmaya katılmayan diğer Demokratlar genel olarak İsrail yanlısı olmakla birlikte Netanyahu'dan bıkmış durumda olanlar da vardı. Bunlar arasında eski Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, Temsilci Jim Clyburn ve Senatör Dick Durbin de bulunuyor.

Netanyahu'ya yönelik iki partili kongre desteği Gazze savaşından önce bile azalıyordu. 2015 yılında Cumhuriyetçi liderlerin daveti üzerine ortak bir oturumda konuşma yapmış, ancak Demokratlar, özellikle Netanyahu İran'la yapılan nükleer anlaşmaya karşı çıktığı için konuşmasını Başkan Barack Obama'ya yönelik bir aşağılama olarak görmüştü. Bazı Demokratlar bu nedenle konuşmaya katılmayı reddetmişti.

Gazze'deki savaşın yıkıcı doğası, diğer faktörlerle birleştiğinde, genel olarak İsrail'e ve özel olarak Netanyahu'ya yönelik tutumlardaki bölünmeyi daha da şiddetlendirdi.

Kongre'nin sadece bir Cumhuriyetçi üyesi konuşmayı boykot ederken Demokratların neredeyse yarısının boykot etmesi bu durumu açıkça ortaya koydu.

Dahası, konuşmaya katılan Demokratlardan bazıları İsrail'i desteklediklerini ancak Netanyahu'ya karşı olduklarını söyleyerek bunu gönülsüzce yaptılar.

Kongre'deki tek Filistinli Amerikalı olan Temsilci Rashida Tlaib ise sadece protesto amacıyla puşi takarak ve protesto pankartları taşıyarak konuşmaya katıldı.

Kongre'nin ötesinde binlerce Amerikalı Netanyahu'nun ziyaretini protesto etmek, savaşın sona erdirilmesi ve rehinelerin serbest bırakılması çağrısında bulunmak ve İsrail'in ABD silahlarıyla donatılmasına karşı çıkmak için Washington'da bir araya geldi.

Protestoların çoğu planlanmış, yetkililerle koordine edilmişti ve barışçıl bir şekilde ilerledi. Kolluk kuvvetleri ile biber gazı kullanımını içeren ve birkaç tutuklamaya yol açan birkaç çatışma yaşandı. Gözaltına alınanlar arasında Netanyahu'nun kendi siyasi çıkarlarını korumak için rehinelerin serbest bırakılmasını ve Hamas ile ateşkes anlaşmasını kasten engellediğine inanan Gazze'deki rehinelerin yakınları da vardı.

İsrail içindeki birçok Netanyahu karşıtı protestocu da aynı şekilde düşünüyor.

Netanyahu ise konuşmasında; Hamas'ın yanında durmakla ve "İran'ın kullanışlı aptalları" olmakla suçladığı protestoculara ateş püskürdü ve "kendilerinden utanmaları gerektiğini" söyledi.

Cumhuriyetçiler özellikle İran'a yönelik suçlamaları yüksek sesle alkışladı.

Kasım ayındaki seçimlerde Cumhuriyetçiler Beyaz Saray'ı kazanır ve Kongre'de de başarılı olurlarsa, Trump'ın Netanyahu ile ilişkisi karmaşık olsa da Washington'un İsrail'in ve muhtemelen Netanyahu'nun arkasında kalmaya devam etmesi muhtemel.

Ancak Demokratlar yeniden kazanırsa, önemli bir değişim potansiyeli olduğu görülüyor.

Tartışma