The Economist: Rusya ile Kuzey Kore arasındaki olası anlaşmanın yaratacağı tehditler
Rusya’nın Kuzey Kore ile silah anlaşması imzalaması, Ukrayna için savaşı zorlaştırır ve Asya genelindeki nükleer tehditleri arttırır. Batı’nın Rusya veya Kuzey Kore’ye yönelik yaptırımları arttırmasının bir anlamı olmayacak.
İngiltere merkezli The Economist, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Kuzey Kore Devlet Başkanı Kim Jong-Un arasındaki görüşmeyi inceleyen bir analiz yayınladı. Bu analizde iki ülkenin silah anlaşması imzalayabileceği yönündeki iddialar ele alındı.
Yazar ismi belirtilmeyen analizde, Rusya ile Kuzey Kore arasında imzalanabilecek bir anlaşmanın yalnızca Ukrayna için değil; Asya geneli açısından güvenlk durumunu kırılganlaştıracağı iddia ediliyor. Analizde “Rusya’nın Kuzey Kore ile silah anlaşması imzalaması, Ukrayna için savaşı zorlaştırır ve Asya genelindeki nükleer tehditleri artırır.” ifadeleri yer alıyor.
İşte The Economist’te yayınlanan o analiz:
Yaşananlar, adeta Soğuk Savaş’tan bir sahneye benziyordu. Kuzey Kore lideri Kim Jong Un, lüks zırhlı treniyle bu hafta Rusya'nın Uzak Doğusu'na giderek bir askeri orkestra tarafından karşılandı ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşeceği yere götürüldü. Ördek salatası ve yengeç yedikleri, Rus şarapları içtikleri yemekte, iki diktatör de Batı emperyalizmine karşı "kutsal mücadele" olarak adlandırdıkları şeye kadeh kaldırdı.
Her iki lider de Soğuk Savaş günlerni andırıyor. Zaten Kim, Stalin tarafından Kuzey Kore'ye zorla dayatılan bir tiranın torunu. Putin ise Rusya'nın eski imparatorluk geçmişinden nostaljik bir şekilde bahseden biri.
Tarafların bugün yarattıkları tehdit son derece açık. Zira aralarındaki ittifak, Kuzey Kore’nin Rusya'ya yeni silah tedariki sağlaması gibi bir gelişmeyle ilerlerse, Ukrayna'daki savaşın seyri değişebilir. Ayrıca böylesi bir gelişme, Asya'daki nükleer silah yarışını tırmandırabilir.
Esasen Kuzey Kore, Putin liderliğindeki Rusya’ya fazlasıyla benziyor. Batı’dan kopuk, insan hayatının değerinden habersiz bir desput tarafından yönetiliyor. Ancak yoksulluğ izolasyona rağmen Rusya’nın ihtiyaç duyduğu şeye sahip: Çok fazla füze.
Rusya’nın Ukrayna’daki savaş nedeniyle geçen yıl 10 milyonun üzerinde füze ateşlediği tahmin ediliyor ve stokları tükeniyor. Buna rağmen Sovyet tarzı silah sistemine ve ordu yapısına sahip olan Kuzey Kore’nin milyonlarca füzelik stoğu ve daha fazlasını üretebilecek kapasitesi var. Ancak Kuzey Kore füzelerinin başarısızlık oranı da yüksek. Örneğin 2010’da Güney Kore’ye yönelik bombardımanda atılan füzelerin %20’si patlamadı. Fakat şu çok açık: Rusya açısından hiç silah tedark edememek, %20’si patlamayan füzelerden daha iyi.
Rusya ile Kuzey Kore arasında Ukrayna’nın karşı taarruzunun en hassas aşamasında imzalanabilir. Kuşkusuz böylesi bir gelişme, Kiev’in savaş taktikleri ve Batı’nın kararlılığı hakkında yeni tartışmaları gündeme getirebilir. Rusya'nın mühimmat desteği alması durumunda,, Ukrayna kuvvetlerini zor günle bekleyebilir. Böylece Ukrayna ordusunun ilerlemesi daha da yavaşlayabilir.
Aslında görüşmenin yeri, Pyongyang yönetiminin Moskova’dan istediklerine dair ipuçları barındırıyor. Çünkü uluşmanın yeri, Vladvostok’taki Vostochny Cosmodrome Uzay Üssü’ydü. Öyle anlaşılıyor ki; Kuzey Kore, Rusya’ya silah tedark etmesine karşılık nükleer silahlarının taşıma sistemini geliştirecek Rus teknolojisine erişim talep edecek. Ayrıca Pyongyang, Moskvoa’nın uydu ve denizaltı üretminde teknoloji paylaşaımında bulunmasını isteyebilir. Bu, Rusya’nın daha önce paylaşmadığı verilerin aktarılmasını da içerebilir.
Anlaşılacağı üzere, Moskova ile Pyongyang’ın imzalayacağı bir silah anlaşması, sadece Ukrayna askeleri için savaşı zorlaştırmayacak; aynı zamanda Asya’daki nükleer dengey değiştirecek. Dolayısıyla Kuzey Kore’nin komşularının algıladığı tehditler daha da derinleşecek. Nitekim Kim yönetimi, mevzubahis görüşmeden hemen önce iki adet kısa menzilli balistik füze ateşlemişti. Olası anlaşma, komşular üzerindeki dehşet daha da arttırabilir.
Tüm bu gelişmeler ele alınırken gözden kaçıran faktörlerden biri de Çin’in iki ülke üzerndeki etkisi. Çin, Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın ABD ile Avrupa’yı ayrıştıracağını düşünüyor. Fakat buna rağmen nükleer riskler konusunda dikkatli olduğunu dile getiriyor. İşte tam da bu noktada Moskova ile Pyongyang arasınada imzalanabilecek bir silah anlaşması, Pekin için de samimiyet testi olacak. Böylesi bir atmosferde Batı’nın Rusya veya Kuzey Kore’ye yönelik yaptırımları arttırmasının bir anlamı olmayacak. ABD’nin yapması gereken şey, Asya’daki müttefikleriyle olan güvenlik temelli ilişkilerini derinleştirmek.