gdh'de ara...

The Epoch Times: Netanyahu İsrail'i uçurumun kenarına nasıl sürükledi?

Netanyahu siyasi geleceğini, savaşın genişlemesi stratejisine mi bağladı? İsrail'de yapılan anketler ateşkes ve Netanyahu hakkında ne diyor?

1. resim

ABD merkezli yayın organlarından The Epoch Times'da, artık tarihe soykırım savaşı olarak giren Gazze Savaşı'nın geldiği noktanın ve Netanyahu'nun izlediği stratejinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

Netanyahu'nun Gazze'deki ölümler devam ettiği sürece siyasi olarak hayatta kalacağını düşündüğü tespiti yapılan analizde, geride kalan süreçte İsrail'in ahlaki üstünlüğünü ise tamamen kaybettiği belirtildi.

Analizde ayrıca, İsrail içerisinde Netanyahu'nun politikalarına ve ateşkese dair halkın algısını yansıtan yorum ve anketlere de yer verildi.

İşte The Epoch Times'da yayınlanan analiz:

Geçtiğimiz seksen yıl boyunca, Avrupalı kurucularının 1948'de belirlediği topraklarda tutunmak için mücadele eden İsrail, bu hedefine giden yolda defalarca tökezledi.

Ancak son dokuz ayda yaşanan olayların şok edici bir açıklıkla ortaya koyduğu üzere, İsrail ahlaki üstünlüğünü tamamen kaybetti ve her türlü doğruluk iddiasından vazgeçti.

İsrail'in İsrail-Filistin çatışmasını hayatta kalmak için varoluşsal bir mücadele olarak nitelendirmesine rağmen, bu "mücadele" her zaman korkunç derecede tek taraflı olmuştur.

Örnek olarak; 2008'den geçen yıl Ekim ayındaki Hamas saldırısının arifesine kadar, yarısından fazlası sivil olmak üzere 6,417 Filistinli öldürüldü. Aynı dönemde ise 178'i sivil olmak üzere toplam 310 İsrailli hayatını kaybetti.

7 Ekim 2023 tarihinden bu yana, İsrail'in sadece 326 askerine karşılık Gazze'de 7.800'ü çocuk ve 5.000'i kadın olmak üzere 38 binden fazla Filistinli öldürüldü. Başka bir deyişle, mevcut çatışmada öldürülen her bir İsrail askerine karşılık 119 Filistinli hayatını kaybetti.

Mülklerin ve altyapının feci şekilde tahrip edilmesi bir yana, bu olağanüstü tek taraflı ölü sayısı, Başbakan Benjamin Netanyahu'yu itidalli olmaya çağıran ABD de dahil olmak üzere İsrail'in en ateşli destekçilerini bile sarstı.

BM Uluslararası Adalet Divanı, İsrail'in Filistin topraklarındaki hukuksuz işgaline son vermesini, yerleşim yeri inşasını derhal durdurmasını ve "uluslararası haksız eylemleri" için tam tazminat ödemesini emretti.

Ancak bu çağrılar, Gazze'deki ölümler devam ettiği sürece siyasi olarak hayatta kalmasının mümkün olduğunu bilen ve ülke içinde tartışmalı bir lider olan Netanyahu tarafından göz ardı edildi.

Kendi kabinesindeki aşırılıkçıların ve onların yasadışı yerleşimci hareketi içindeki destekçilerinin desteğini korumaya odaklanan Netanyahu, Uluslararası Ceza Mahkemesi savcısının savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar nedeniyle tutuklanması için yaptığı son başvurudan bile etkilenmedi.

Gazze çatışmasını sona erdirmeye yönelik hassas görüşmeler devam ederken, İsrail'in aşırı sağcı ulusal güvenlik bakanı ve aşırı milliyetçi bir yerleşimci lideri olan Itamar Ben-Gvir, geçen hafta Mescid-i Aksa'ya kışkırtıcı ziyaretlerinden birini daha gerçekleştirdi.

Diğer yandan 13 Temmuz'da, İsrail tarafından "insani bölge" olarak belirlenen bir alanda, yerinden edilmiş insanların kaldığı bir çadır kampına düzenlenen hava saldırısında 29 kişi öldü ve onlarca kişi yaralandı.

Ancak bu saldırıda sözde hedef olan Hamas askeri lideri Muhammed Deif öldürülemedi.

Bu, sadece bu ay okullara ya da okulların yakınlarına düzenlenen dördüncü ve en kötü saldırıydı.

Bu saldırıların Hamas'ı kışkırtmak, barış görüşmelerini rayından çıkarmak ve savaşı tırmandırmak için tasarlanmış kasıtlı bir stratejinin parçası olduğunu belirtmek abartı olmayacaktır.

İsraillilerin tamamı Netanyahu'yu ve onun kendi çıkarlarına hizmet eden savaşının devamını desteklemiyor.

12 Temmuz'da yapılan bir ankete göre İsraillilerin yüzde 64'ü rehine-ateşkes anlaşmasını destekliyor ve yüzde 44'ü başbakanın derhal istifa etmesini istiyor.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'in iyimser bir şekilde belirttiği gibi, Netanyahu Washington'dayken barış görüşmelerini "bitiş çizgisine" getirmeye ikna edilsin ya da edilmesin, kanla yazılmış mirası artık tarihteki yerini aldı.

Bu savaş sona erecek ve ardından İsrail, Netanyahu'nun İsrail'i sürüklediği ahlaki uçurumun kenarından kurtarılmaya çalışılacak.

Tartışma