The Gateway House: İran-İsrail çatışmasının dünya enerji piyasına maliyeti ne olacak?

Basra Körfezi ve Hürmüz Boğazında yaşanacak gerilimin küresel bir enerji krizini nasıl tetikler? Olası bir İran-İsrail çatışmasının dünya enerji piyasalarına maliyeti ne olacak?

1. resim

ABD merkezli ekonomi değerlendirmeleri ile ön plana çıkan The Gateway House'da, olası bir İsrail-İran savaşının enerji piyasalarına ve ülkelere olası etkisinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

Ciddi bir tırmanmanın, sadece çatışma bölgesindeki petrol ve gaz ithal eden ülkeleri değil, tüm dünya ülkelerini etkileyecek bir noktaya geleceği belirtilen analizde, özellikle Basra Körfezi Hürmüz boğazında yaşanacak gerilimin küresel bir enerji krizini tetikleyebileceği tespiti yapıldı.

Analizde ayrıca; Basra Körfezi'ndeki büyük bir çatışmanın, 2022 Ukrayna çatışmasından daha büyük bir etkiye sahip olacağı belirtildi.

İşte The Gateway House'da yayınlanan analiz:

İran'ın 1 Ekim'de İsrail'i füze yağmuruna tutmasından bu yana, iki ülke arasındaki olası bir çatışma enerji piyasalarında büyük bir tedirginlik hatta korku yarattı.

Öngörülen en kötü senaryo, İsrail'in İran'ın nükleer tesislerine ya da petrol altyapısına bir misilleme saldırısı düzenlemesi.

İran'ın petrol altyapısına yönelik bir saldırı, Tahran için finansal bir can damarı olan petrol ihracatını vuracaktır. Ancak İran'ın olası misillemesi komşu ülkelerdeki petrol ve gaz üretimini ciddi şekilde etkileyerek küresel enerji piyasasına çok daha ciddi bir darbe vurabilir.

Suudi Arabistan, Kuveyt ve Irak'ın petrol ihracatı Basra Körfezi limanlarından yapılıyor ve kolayca engellenebilen Hürmüz boğazından geçiyor. Gazze çatışmasında arabuluculuk yapan Katar da tamamen Basra Körfezi'nde yer alıyor ve dünyanın en büyük sıvılaştırılmış doğal gaz ihracatçılarından birisi pozisyonunda.

Ciddi bir tırmanma tüm bunları riske atar ve petrol ve gaz fiyatlarındaki artış sadece çatışma bölgesinden petrol ithal edenleri değil, tüm dünyadaki tüketicileri etkileyecek bir noktaya gelir.

İsrail'in güçlü bir karşılık vereceği endişesi, Hamas'ın İsrail'e saldırısının birinci yıldönümü olan 7 Ekim'de ham petrol fiyatlarının %10'dan fazla artarak varil başına 80 doların üzerine çıkmasıyla zirveye ulaştı.

O zamandan bu yana fiyatlar bir miktar geriledi.

Ancak eğer en kötü senaryo gerçekleşirse, petrolün varil fiyatı 100 doları aşacak ve küresel bir ekonomik krizi tetikleyecektir.

Bu korkular İsrail'in en yakın müttefiki ABD'nin İran'ın enerji ya da nükleer altyapısını hedef almayan 'orantılı bir karşılık' çağrısında bulunmasına yol açtı. Bu çağrılar kısmen 5 Kasım ABD Başkanlık seçimleri öncesinde petrol fiyatlarını düşük tutma arzusundan kaynaklanıyor olabilir.

İran'ın ekonomisi kötü durumda olmaya devam etse de, özellikle Ukrayna savaşının ardından petrol üretimini ve ihracatını arttırmayı başardı. İran'ın 2022'deki petrol üretimi günde 2,5 milyon varil iken, Ağustos 2024 itibariyle bu rakam günde 3,2 milyon varile yükselmiştir.

Bu artan üretim, yaptırımlardan kaçınmak için Malezya üzerinden Çin'e satılıyor. Malezya günde 350.000 varilden daha az petrol üretmesine rağmen Çin'e günde 1,5 milyon varil petrol ihraç etmektedir.

Bu petrol gizlice Malezya'ya gönderilen İran petrolüdür ve buradan tüccarlar tarafından Çinli petrol rafinerilerine yeniden ihraç edilmektedir.

Petrol ihracatındaki canlanma İran'ın nispeten itidalli davranmasının bir nedeni olabilir. Çünkü büyük bir çatışmada kaybedeceği çok şey var. Finansal can damarına vurulacak bir darbe İran'ı köşeye sıkıştırabilir ve Basra Körfezi'nde petrol üretimini ve ticaretini engellemeye itebilir.

Petrol ithalatının %80'inden fazlasını gerçekleştiren Hindistan için böyle bir tırmanış sorun teşkil etmektedir. Her yıl Hindistan'a akan 1,4 milyar varil petrolün fiyatı ekonomiyi etkiliyor. Hindistan tüketim odaklı bir ülke ve yüksek petrol fiyatları iç tüketim için daha az para anlamına geliyor.

Varil başına 25 dolarlık bir artış, enerji için 35 milyar dolar ya da Hindistan'ın GSYH'sinin %1'inin ek olarak ödenmesi anlamına gelecektir. Hindistan'ın ulaşım altyapısının büyük bir kısmı dizelle çalışmaktadır ve yüksek petrol fiyatları çok yönlü enflasyonun yükselmesi anlamına gelmektedir.

Doğal gaz üretiminde de bir girdi olduğu için gıda fiyatları yüksek enerji fiyatlarından etkilenmektedir.

Basra Körfezi'ndeki büyük bir çatışma, halihazırda birçok gelişmekte olan ülkeyi sert bir şekilde etkileyen 2022 Ukrayna çatışmasından daha büyük bir etkiye sahip olacaktır.

Hindistan için ek bir komplikasyon da Güney Asya'daki komşuları Bangladeş, Pakistan, Sri Lanka ve Maldivler'in ekonomik krizlerle karşı karşıya olması.

Bu ülkeler enerji ve gıda fiyatlarındaki artışlara karşı Hindistan'dan daha savunmasızdır ve Batı Asya'daki çatışmalar bu ülkeleri Hindistan'dan daha önce ve daha sert bir şekilde vuracaktır.

Hindistan 2022'de Sri Lanka ve 2024'te Maldivler için acil yardımda bulundu. Böyle bir gelişme durumunda sırada Bangladeş olabilir.

Ekonomik sıkıntılar son rejim değişikliğinin ve ardından gelen şiddetin itici güçlerinden biriydi ve Dakka'nın mali durumu eskisinden daha kötü. Mali bir kriz insani bir krize dönüşebilir.

Bangladeş'in kurtarma paketi için Hindistan'a başvurması halinde, Batı Asya'daki krizin tam anlamıyla patlak vermesiyle birlikte, kurtarılamayacak kadar büyük ve batırılamayacak kadar büyük bir vaka ortaya çıkabilir.

Tüm bu nedenlerle en iyi senaryo, ABD, İsrail ve İran'ın, itidalli davranması, çıkarlarının öfkelerine galip gelmesi ve enerji kaynaklarını güvende tutmasıdır.

Tartışma