gdh'de ara...

The Hill: Türkiye, kendi çıkarlarını ABD politikalarına dikte ediyor!

Türkiye; Suriye başta olmak üzere, izlediği strateji ile bölgedeki Amerikan çıkarlarına zarar veriyor. Türkiye, kendi çıkarlarını ABD politikasına dikte ediyor ve ABD'nin hedeflerine karşı sessizce savaşıyor.

1. resim

ABD'nin önde gelen yayın organlarından The Hill'de, ABD ve Türkiye arasındaki ilişkilerin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

Türkiye'nin Suriye'deki agresif politikası başta olmak üzere izlediği stratejinin, ABD'nin bölgedeki çıkarlarını tehlikeye attığı belirtilen analizde, Türkiye'nin kendi çıkarlarını ABD politikasına dikte ettiği de belirtildi.

Analizde ayrıca, Türkiye'nin, ABD'nin hedeflerini sıklıkla göz ardı eden “riskli bir ortak” olduğu iddia edilerek, Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin Biden yönetimi tarafından yeniden değerlendirilmesi gerektiği yazıldı.

İşte The Hill'de yayınlanan analiz:

Türkiye, ABD'den silah talep ederken bile ABD'nin politik hedeflerine karşı sessizce savaşıyor.

İsrail ve Gazze arasındaki çatışma patlak verdiğinde, Türkiye Suriye'deki saldırılarını arttırdı. Bu saldırılar Türkiye'nin hasmane tutumunun ABD ile nasıl gerilim yarattığının son örneği olarak kayıtlara geçti.

Bununla birlikte ABD, Türkiye üzerinde bir koz sağlayacağı umuduyla silah ve güvenlik yardımı göndermeye devam ediyor.

Ancak ABD'nin Türkiye'ye verdiği destek, baskı unsuru sağlamanın tam tersini yapıyor ve Washington'un görmezden gelemeyeceği şekilde, bölgedeki Amerikan çıkarlarına zarar veriyor.

Örneğin Türkiye, Rusya'dan S-400 hava savunma sistemi satın aldı, Yunanistan'ı işgal etmekle tehdit ederek NATO'yu neredeyse altüst etti ve Suriye'deki ABD birliklerini neredeyse vuruyordu. Bunun yanı sıra, Hamas'a desteği nedeniyle İsrail ile karşı karşıya geldi.

Daha da önemlisi, İsveç'in NATO'ya alınmamasının ABD'de kesinlikle tepki görmesi gerekiyor.

Ancak Türkiye, ABD'nin güvenliğine zarar vermeyen ama Washington'u kızdıran şeyler de yapıyor. Ama çoğu zaman doğrudan ABD'nin çıkarlarına aykırı şekilde de hareket ediyor.

Örneğin, Türkiye'nin Suriye'deki agresif politikası, ABD askerlerinin hayatını ve ABD çıkarlarını giderek daha fazla tehlikeye atıyor.

Bununla birlikte ABD'li politika yapıcılar, özellikle de NATO'nun sürdürülmesine büyük önem verdikleri için Ankara'nın ABD çıkarlarıyla doğrudan çelişen eylemlerini kabul ediyor.

Türkiye şu anda, bir kez daha İsveç'in NATO'ya katılmasını onaylayıp onaylamamayı değerlendiriyor. Türkiye, vereceği oy karşılığında ABD üretimi gelişmiş F-16 uçaklarının ve Kanada'dan insansız hava aracı kameralarının eşzamanlı satışını istiyor.

Bu durum, Türkiye'nin gelişmiş silah sistemleri için ittifaktaki üyeliğinden yararlandığı ilk sefer değil. NATO üyesi ülkeler 2023 yılında Finlandiya'nın ittifakın bir parçası olmasına izin vermek için oylama yaparken, Türkiye üyeliği geciktiren birkaç ülkeden biriydi.

Türkiye'nin Finlandiya'nın üyeliğine izin vermesi yönünde oy kullanmasının ardından Biden yönetimi Türkiye'ye F-16 savaş uçakları satmayı düşünmeye başladı. Bu karar uzun zamandır tartışılıyor. Çünkü Türkiye, sık sık ABD'yi Rusya ile işbirliği yapmakla tehdit ediyor ve bazen de ABD'den istediği silahları alamayacağını hissettiğinde S400'lerde olduğu gibi bunu gerçekleştiriyor.

Türkiye'nin, ABD'nin hedeflerini sıklıkla göz ardı eden ve ardından ABD silahlarını almak için başvuran riskli bir ortak olduğu açık.

Cato Enstitüsü'nün Silah Satışı Risk Endeksi Türkiye'yi ABD'nin en riskli 15 silah alıcısından biri olarak sıralamaktadır. Ayrıca, Cato Enstitüsü ve Fraser Enstitüsü'nün İnsan Özgürlüğü Endeksi, Türkiye'nin çeşitli faktörlerdeki özgürlük seviyesinin 2000 yılından bu yana önemli ölçüde azaldığını göstermektedir.

ABD ise tüm bu gelişmelere rağmen, Türkiye'ye silah satışları keserek cezalandırmak yerine, daha fazla satışın kendisine daha iyi bir koz sağlayacağı varsayımı altında çalışmaya devam ediyor.

Nitekim ABD'li politika yapıcılar genellikle müttefiklere ve stratejik ortaklara daha fazla silah göndermenin Washington'a alıcılar üzerinde baskı gücü sağlayacağı varsayımıyla hareket ederler. Oysa Türkiye bunun tam tersinin doğru olduğunun en son örneğini teşkil etmektedir.

Türkiye, kendi çıkarlarını ABD politikasına dikte ediyor ve sonuç olarak, Türkiye ile ABD arasındaki ilişkinin nasıl işlediğini yeniden değerlendirmek, Biden yönetiminin dış politika hedeflerinden biri olacak gibi görünüyor.

Kaynaklar

Tartışma