The Jerusalem Post: Olası Türkiye-Suriye normalleşmesi ve Körfez ülkelerinin politikası
Rusya, İran, Suriye ve Türkiye, ABD'nin bölgedeki varlığının sona erdiğini görmek istiyor. Peki Suriye, ABD'nin bölgedeki varlığını artan bir Türk varlığıyla takas etmeye razı olacak mı?
İsrail merkezli The Jerusalem Post'da Seth J. Frantzman tarafından, Körfez ülkelerinin değişen Suriye politikalarını ve olası Türkiye-Suriye yakınlaşmasının bölgeye etkilerine dair bir analiz yayımlandı.
Türkiye'nin Esad rejimi ile normalleşmesinin bölgede büyük etkiler oluşturacağı tespitine yer verilen analizde, iki ülke arasındaki karşılıklı taleplerin önümüzdeki aylarda görüşüleceği ve ABD'nin bölgedeki varlığına karşı fikir birliği olsa da sürecin zorlu geçeceği belirtildi.
İşte The Jerusalem Post'da yayımlanan analizin tamamı:
Körfez ülkeleri; yeni bir angajman, etkileşim ve entegrasyon politikası ile Suriye'nin bölgeye dönmesi için baskı yapmak üzere kendilerini konumlandırıyor.
Öncelikle BAE'nin Şam'la üst düzey görüşmeler ve yetkililerin sembolik ziyaretleri ile başlayan bu süreç, bundan sonra ne olabileceğine dair Körfez medyasında daha fazla tartışmaya yol açtı.
Körfez medyasına göre süreç artık açık: Suriye ile uzlaşma zamanı geldi.
BAE merkezli Al-Ain medyasında yer alan bir değerlendirmede, Suriye rejiminin lideri Beşar Esad ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında bir görüşme “umutları” olduğu dile getirildi. Görüşmenin ne zaman gerçekleşeceği belli değil ancak Nisan ayı başında Rusya'da çeşitli yetkililerin katılacağı bir toplantıdan söz ediliyor.
Görüşmenin amacı, Suriye rejimi ile bağları her noktada normalleştirmek. Hatta artık bireysel toplantıların aksine önceden belirlenmiş bir sürecin parçası olarak görüşmelerin devam etmesi bekleniyor.
Şam'ın Türkiye'den talepleri
Rapora göre Şam, Türkiye'den Suriye'nin kuzeyindeki “terörist” grupları desteklemeyi bırakmasını ve İdlib ve Afrin gibi çevre bölgeler, Cerablus ve Menbiç yakınlarındaki bölgeler dahil olmak üzere Suriye'den çekilmesini talep ediyor.
Türkiye, son birkaç yılda Suriye'deki operasyonlarını genişletmek için çok yatırım yaptı. Hatta Suriye'deki ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) yönelik olmak üzere operasyonlar yaptı ve daha fazla yapabileceğinin sinyallerini verdi.
Rusya, İran, Suriye rejimi ve Türkiye, ABD'nin bölgeden çekildiğini görmek istiyor. Ancak ABD'nin bölgedeki varlığını artan bir Türk varlığıyla takas etmek Şam'ın çıkarına olmayabilir.
Diğer yandan Al-Ain'da yer alan bilgilere göre Tahran, "Erdoğan ve Esad'ın bir araya gelmesi, bölgedeki gelişmeler ve hareketlilik ışığında ilişki kurması" için baskı yapmaya çalışıyor.
Analize göre toplantının, önümüzdeki ay yalnızca dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde gerçekleşecek. İlk bilgiler, bu dörtlü toplantının İran ve Rusya'nın arabuluculuğunda Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkileri yeniden kurma sürecinde olduğunu gösteriyor.
Sürece hakim olan bir BAE'li bir yetkili Al-Ain'e yaptığı değerlendirmede;
"Sürecin, Esad ile Erdoğan'ın görüşmesiyle sona ereceğini ve Suriye'nin Ortadoğu'daki konumu ışığında ilişkilerin yeniden tesis edilmesi için bu şekilde büyük bir adım atılacağını"
belirtti.
Türkiye'nin Suriye'deki konumunu değiştirmesi konusunda daha fazla ilerleme kaydedilmediği sürece, Suriye için üst düzey bir toplantının çok az faydası olacak ve Ankara şu ana kadar bunu değiştirmek istemiyor gibi görünüyor.
Ankara ayrıca, Şubat ayındaki yıkıcı depremin ardından Suriyelileri sessizce Türkiye'yi terk etmeye ve Suriye'ye dönmeye çağırıyor.
Türkiye'de seçimler Mayıs ayında yapılacak ve Al-Ain'de yer alan analize göre, bunun Türk ve Suriyeli liderler arasında bir görüşmeyi hızlandırmaya katkıda bulunabileceği belirtiliyor.
Analize göre, iki ülke arasındaki ilişkilerin yeniden tesis edilmesi, Türkiye'nin iç durumunu etkileyen çözülmemiş birçok sorunun çözülmesine de yardımcı olacak.
Ancak Türkiye, Suriye'nin kuzeyinden çekilirse, mülteciler geri dönmek ister mi?
Esad Türkiye'nin geri çekilmesini isterken, Ankara ise Suriyelilerin geri dönmesi için Esad ile birlikte bir yol bulunmasını istiyor. Ve Türkiye, bu çıkışı için bir yol haritası üzerinde uzlaşılmadığı sürece Suriye ile ilişkileri normalleştirmeyecek. Zira Türkiye, Suriyelileri yüzüstü bırakarak ilişkileri normalleştirmeyecektir.
BAE ve Suudi Arabistan içindeki sesler, sessizce veya açıkça uzlaşmayı destekleme eğiliminde olsa da, Katar da başka bir soru olarak sürecin içerisindeki yerini alıyor. Katar, Suriye'deki isyancıları destekledi ve tıpkı Türkiye gibi onları "satıyormuş" gibi görünmek istemiyor.
Diğer yandan Suriye rejimi uzlaşma yolunda ilerlerken yatırım isteyecektir. Çin'in Suudi-İran müzakerelerinde arabuluculuk yapmasına nasıl yardımcı olduğunu izleyen rejim, kendisi için de benzer bir rol talep edebilir.