gdh'de ara...

The Manohar Parrikar Institute: Çin ile İran'ın hamleleri ve Tukidides Tuzağı

Çin ve İran'ın hamleleri, İsrail ve ABD'nin bölgedeki planlarını revize etmesine neden olabilir. Bütün gelişmeler, Çin'in ABD'yi kışkırtarak “Tukidides Tuzağı'na” çekmeye çalıştığını gösteriyor.

1. resim

Batı Asya'nın kökten değişmeye başlayan jeopolitik dinamikleri, beraberinde yeni stratejik ittifaklar da getiriyor.

Bir türlü hayata geçirilemeyen İsrail-Filistin barış planı, uzun yıllardır sonuca ulaştırılamayan ABD-İran nükleer anlaşması, Trump döneminde imzalanan ancak istenilen düzeye bir türlü ulaşamayan Abraham Anlaşmaları ve ABD'nin boşluğunu doldurmak için Çin'in faaliyetleri bölgedeki jeopolitik yapının dengelerini sarsıyor.

Şubat 2023'te açıklanan bir konsept belgesi, Çin'in 'güvenlik mimarisi' planı doğrultusunda stratejilerini ortaya koymaya çalıştığını gösteriyor. Nitekim 10 Mart 2023'te Çin, yedi yıllık bir aradan sonra diplomatik ilişkilerini yeniden tesis ederek bölgesel ezeli rakipleri Suudi Arabistan ve İran'ı yakınlaştırmayı başardı.

Bu gelişmenin ardından, Mayıs ayı başlarında Suriye'nin Arap Ligi'ne geri döndüğü haberi geldi ve Beşar Esad, 19 Mayıs 2023'te Birliğin Riyad zirvesine katıldı.

İran- Arap Körfez devletleri ortak deniz kuvvetleri

3 Haziran 2023'te İran donanması komutanı Shahram Irani'nin İran ve Suudi Arabistan'ın diğer altı ülkeyle (BAE, Bahreyn, Katar, Irak, Pakistan ve Hindistan) ortak bir deniz kuvveti oluşturmayı planladığını iddia edildi.

Irani yaptığı açıklamada;

“Bölge ülkeleri bugün yalnızca birbirleriyle işbirliğinin bölgeye güvenlik getirdiğini anladılar. ABD ve yabancı güçlerin bölgedeki varlığı yakında sona erecek ve bölge ülkeleri kendi bölgelerini kendileri koruyacak.”

ifadelerini kullandı.

İran donanması komutanı Shahram Irani ayrıca;

“Hint Okyanusu'nun kuzeyindeki hemen hemen tüm ülkeler, İran İslam Cumhuriyeti'nin yanında yer alma ve güvenliği sağlamak için işbirliği yapma kararı aldı.”

iddiasında bulundu.

Ancak İran'ın bu iddiasına rağmen, İran'ın “Arap Körfez Deniz Kuvvetleri"nin bir parçası olarak adlandırdığı ülkelerden hiçbirinin açıklamayı doğrulamaması veya aynı doğrultuda bir açıklama yapmamış olması dikkat çekicidir.

ABD'nin 5. Filo ve Birleşik Deniz Kuvvetleri sözcüsü Yarbay Tim Hawkins, iddianın gerçekliğininde şüphe duyduklarını belirterek;

“Bölgesel istikrarsızlığın bir numaralı nedeni olan İran'ın, tehdit ettiği suları korumak için bir deniz güvenlik ittifakı kurmak istediğini iddia etmesi akla ve gerçekliğe aykırıdır”

açıklamasında bulundu.

Ayrıca uzmanlara göre, İran'ın Hindistan'ın herhangi bir şekilde Pakistan ile birlikte bir deniz ittifakının parçası olacağını öne sürmesi de inanılmaz görünüyor.

Çin'in 'Malacca İkilemi'

ABD ile Suudi Arabistan ve BAE arasındaki ilişkilerin son zamanlarda, özellikle de Amerika'nın Hint-Pasifik'e dönmek için bölgeden güçlerini çekme kararından sonra zarar gördüğü inkar edilemez.

İran'ın olası deniz koalisyonuna ilişkin açıklaması, BAE Dışişleri Bakanlığı'nın 31 Mayıs 2023'te şu anda Körfez sularında ve Kızıldeniz'de faaliyet gösteren 34 ulustan oluşan ABD liderliğindeki Birleşik Deniz Kuvvetleri'nden çekildiğini açıklamasından birkaç gün sonra geldi.

BAE Dışişleri Bakanlığı'nın kendi internet sitesindeki açıklamada;

“Tüm ortaklarla etkin güvenlik işbirliğine yönelik süregelen değerlendirmemizin bir sonucu olarak BAE, Birleşik Deniz Kuvvetlerine katılımını geri çekti.”

ifadeleri kullanıldı.

Bu arada Rusya, Çin ve İran, Mart ayı ortalarında Umman Körfezi'nde 'Deniz Güvenlik Kuşağı 2023' adı altında bir deniz tatbikatı gerçekleştirdi. Deniz tatbikatları, Körfez ülkeleri tarafından ortaya çıkan eksen tarafından da bir güç gösterisi olarak görüldü.

Çin'in bu deniz tatbikatına katılımının Körfez'deki şimdiye kadarki en büyük katılımı olduğu bildirildi ve bu nedenle BAE'nin ABD liderliğindeki deniz koalisyonundan ayrılma kararının Çin ve İran'ın sunduğu potansiyel alternatiften etkilenmiş olabileceği değerlendirildi.

5 Haziran 2023'te Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Wang Wenbin, düzenlediği bir basın toplantısında Pekin'in "bölge ülkelerini (Basra Körfezi'ndeki) dayanışma yoluyla kalkınma arayışında ve geleceklerini sıkıca kendi ellerinde tutmalarında desteklediğini" söyleyerek İran'ın açıklamalarına bir anlamda destek verdi.

Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Wang Wenbin;

“Çin, bölgesel barış ve istikrarın desteklenmesinde olumlu ve yapıcı bir rol oynamaya devam edecektir."

açıklamasında bulundu.

Bu arada Katar merkezli haber portalı Al-Cedid, Çin'in Basra Körfezi'nde seyir güvenliğini güçlendirmek için Tahran, Riyad ve Abu Dabi arasında müzakerelere arabuluculuk yapmaya başladığını iddia etti.

Çin'in Batı Asya'daki “Kolektif Güvenlik Mimarisi”

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, Aralık 2022'de Çin-Körfez İşbirliği Konseyi zirvesinde yaptığı konuşmada Körfez ülkelerini "bölgesel barış ve istikrarı korumak için ortak bir çabayla" ülkesinin Küresel Güvenlik Girişimi'ne (GSI) katılmaya davet etti.

Xi;

"Çin; Körfez ülkelerini, güvenliklerini koruma konusunda sağlam bir şekilde desteklemeye devam edecek ve bölge ülkelerinin ortak güvenlik mimarisi inşa etme çabalarını desteklemeye devam edecek"

açıklamasında bulundu.

Görünüşe göre Körfez ülkeleri, Çin'in bölgede “taraf seçmemek ve düşman edinmemek” olarak tanımlanan “pozitif denge” politikasını memnuniyetle karşıladılar.

Çin'in Kapsamlı Stratejik Ortaklığının bir parçası olarak Mart 2021'de İran'la 25 yıllık bir anlaşma imzalaması Batı'da pek çok tartışmaya yol açsa da, Çin bu hamlesini dengelemeyi başarmış görünüyor.

İran'ın Batı Asya'da artan nüfuzu, uzun yıllardır hem Batı hem de İsrail için bir endişe kaynağı olmuştur. İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF) rezervinde bir tuğgeneral olan Amir Avivi geçtiğimiz günlerde Newsweek'e verdiği demeçte;

“İran her yerde. Ve bu savaş olasılığının giderek artması anlamına geliyor. Her zamankinden daha büyük ölçekli bir savaş olasılığı var.”

ifadelerini kullandı.

İran'ın yakın zamanda, İsrail'i hedef alabilecek düzeyde uzun menzile sahip bir hipersonik balistik füze olan Fattah'ı ortaya çıkarması, İsrail ve ABD'nin planlarını revize etmesine neden olabilir.

İran, bu yeni füzenin en az 5 Mach hızında olduğunu ve İsrail, ABD üsleri ve Körfez bölgesindeki Arap devletlerinin çoğuna ulaşabileceğini iddia ediyor.

Hatta İran bu hipersonik füzenin, “tüm hava savunma füze sistemlerini aşma” yeteneğine sahip olduğunu iddia ederek, Tahran'daki dev reklam panolarına Farsça, Arapça ve İbranice “Tel Aviv'e 400 saniye” afişleri astı.

Bütün bu gelişmeler, Çin'in bölgede yeni bir hegemonya rolü üstlenmek için adımlar attığını ve halen bölgeyi tamamen terk etmemiş olan ABD'yi bölgedeki ülkelere karşı kışkırtarak “Tukidides Tuzağı'na” çekmeye çalıştığını gösteriyor.

Editör Notu:

Tukidides M.Ö. 460 ile 400 yılları arasında yaşamış Atinalı bir komutan ve tarihçidir. Atina ile Sparta arasında 27 yıl süren Peleponnes Savaşları sonucunda savaşı Sparta kazanmış olsa da aslında her iki taraf da ciddi güç kaybına uğramıştır. Savaşın gerçek galibi ise, iki büyük düşmanı büyük güç kaybına uğradığı için Persler olmuştur. Bu olay tarih kitaplarına, Tukidides Tuzağı olarak geçmiştir.

Tartışma