The National Interest: Afrika'daki gelişmeler ABD ve Fransa'nın çıkarlarını tehdit ediyor

ABD ve Fransa Afrika politikalarını yeniden ayarlamazlarsa, kıtadaki nüfuzlarını tamamen kaybedebilirler. Afrika'da yaşanan gelişmeler; Çin, Rusya ve etkisini hızla artıran Türkiye için önemli kapılar açıyor.

1. resim

ABD'nin önde gelen yayın organlarından The National Interest'de Afrika'da son yaşanan darbelerin üzerinden ABD ve Fransa'nın çıkarlarının değerlendirildiği bir analiz kaleme alındı.

Afrika'da özellikle Nijer'de yaşanan son darbenin ardından ABD ve Fransa'nın kıtadaki etkisini büyük ölçüde kaybetmeye başladığı belirtilen analizde, yaşanan gelişmelerin ise Çin, Rusya ve Türkiye'nin önünü açtığına dikkat çekildi.

Analizde ayrıca, Amerikan ve Fransız hükümetlerinin yakın dönem Afrika tarihinden ders alamadığı belirtilirken, politikalarını yeniden ayarlamazlarsa kıtadaki nüfuzlarını tamamen kaybedebilicekleri tespiti yapıldı.

İşte The National Interest'de yayınlanan analiz:

Nijer'deki son darbenin ardından orta vadede ne gibi sonuçların ortaya çıkacağı belirsiz, ancak sonuç açık. Darbe Batı Afrika'daki istikrarı, kıtadaki Amerikan ve Fransız çıkarlarını tehdit etmekte ve Çin'in yükselişine davetiye çıkarmaktadır.

Nijer'in kısa vadede demokrasiye dönmesi pek mümkün görünmüyor. Fransa'nın Nijer Silahlı Kuvvetleri'nin Cumhurbaşkanlığı Muhafızları'nın darbesini etkisiz hale getirmek için devreye gireceğine dair ilk umutlar, ordunun darbenin yanında yer almasıyla hızla suya düştü.

Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) liderleri tarafından ordunun devrik Başkan Mohamed Bazoum'u iktidara geri getirmesi ya da askeri müdahaleyle karşı karşıya kalması için belirlenen kızgın son tarih geldi ve geçti.

Nijer'deki gelişmeler, bölgedeki diğer ülkeleri de etkileyen Burkina Faso'daki kötüleşen güvenlik durumunu takip ediyor. Bu durum, BM'nin yeni atanan Batı Afrika ve Sahel özel temsilcisi Leonardo Simao için tutarlı bir yanıt oluşturması gereken erken bir sınav niteliğinde. Daha önce Mozambik Dışişleri Bakanı olan Simao'nun Batı Afrika ve Sahel'deki risklere karşı şimdiye kadar olduğundan daha iyi bir yanıt vermesi bekleniyor.

ECOWAS bir kriz müdahale ekibi kurmayı planlıyordu, ancak şu ana kadar bunu finanse edemedi. ECOWAS askeri şeflerinin planlama toplantısına rağmen, ABD ve Fransa tarafından finanse edilmediği ve desteklenmediği sürece Afrika'nın fiili askeri müdahalede bulunma olasılığı çok düşük.

Nijer'deki ordu Mali, Çad, Gine, Sudan, Burkina Faso ve Gine-Bissau'daki darbelerden bu tür darbelerin sonuçlarının yönetilebilir olduğunu öğrendi. Çoğunlukla bu diğer darbelerde, Amerika ve Fransa bölgeden çıkarıldı ve Wagner Grubu gibi askeri unsurlar davet edildi.

Görünen o ki; Amerikan ve Fransız hükümetleri bu yakın dönem tarihinden ders alamadı.

Amerika ve Fransa'nın Nijer'deki yatırımlarını ve terörle mücadele üslerini kaybetmesi oldukça muhtemel. Amerika ve Fransa Afrika'ya yaklaşımlarını ve politikalarını yeniden ayarlamazlarsa, kıtadaki nüfuzlarını tamamen kaybedebilirler.

Ayrıca bu durum, ABD ve Fransa için Nijer'deki dünya uranyumunun yüzde 7'sinden fazlası gibi stratejik madenlere erişimi kaybetmeyi de içeriyor.

Fransa'nın Batı Afrika'daki eski güçlü iddialarını terk etmesinden bu yana, özellikle de Burkina Faso'daki son darbeden sonra, artık daha fazla yerinden edilmiş insan, daha fazla isyancı saldırı, daha hızlı ekonomik gerileme, daha fazla darbe ve eskisinden daha az demokrasi var.

Diğer yandan Nijer ve Burkina Faso'daki darbeler nedeniyle zayıflayan güvenlik durumundan en çok etkilenen ülkeler Libya, Çad, Togo, Gana, Senegal, Benin, Nijerya ve Fildişi Sahili oldu.

Geleceğin Nijer'i nereye götüreceğini görmek için bazı sinyallere dikkat etmek gerekiyor.

Nijer'deki güçlere geniş kapsamlı bir harekat yapılmasa da, yapılacak operasyonlarla arka arkaya birkaç önemli muharebe kaybettirmek ve büyük bir askeri üs ele geçirmek, orta vadede etkili bir adım olabilir. Uygulanacak yaptırımlarla Nijer'deki askeri hükümetin gelirlerinin azaltılması da konumunu önemli ölçüde zayıflatacaktır.

Bu adımlar atılmaz ise; Çin, Rusya ve hatta Afrika'daki rolünü giderek artıran Türkiye için daha etkili olmanın kapısını açacaktır.

Tartışma