The National Interest: İran'daki protestolar rejimi değiştirecek mi?

İran'da gösterilerin başlayalı bir ay oldu ve rejim değişikliğine yönelik talepler, protestoların ilk patlak vermesinden bu yana daha belirgin hale geldi.  Yabancı gözlemciler ve İranlı karar alıcılar için bu ayaklanmanın, yeni bir devrime yol açabileceğini inkar etmek giderek zorlaşıyor.

1. resim

İran İslam Cumhuriyeti'nde haftalardır devam eden protestoların, yeterince geniş bir coğrafi alana ulaşması durumunda rejim değişikliğine yönelik bir hale evrilmesi kaçınılmazdır.

İran'da bu tür gösteriler sadece son 10 yıl içerisinde birden fazla defa gerçekleşti. 2017 yılında Meşhed şehrinde bir protestonun kötüleşen ekonomik koşullara odaklanarak başlattığı ve hızla 100'den fazla bölgeye yayılan hükümet karşıtı gösteriler bunun en yakın örneği.

Hükümet tarafından belirlenen benzin fiyatlarındaki ani bir artışın yaklaşık 200 şehir ve kasabada spontane gösterilere yol açtığı Kasım 2019'da da benzer bir süreç yaşandı. Katılımcılar sadece rejim değişikliği çağrılarını tekrarlamakla kalmadı, aynı zamanda gösterilerde hayatını kaybeden yaklaşık 1500 kişinin cinayetlerinin ana faili olan İslam Devrim Muhafızları'nı da doğrudan hedef aldı.

İran'daki son ayaklanma ekonomik hoşnutsuzluk nedeni ile değil. Olaylar yirmi iki yaşındaki Mahsa Amini isimli bir kadının Tahran'ın “ahlak polisi” tarafından öldürüldüğü iddiası ile başladı.

Mahsa Amini; 13 Eylül'de İran'da oluşturulan bir “yeniden eğitim merkezine” götürüldükten sonra komaya girdi ve üç gün sonra da öldü. İran rejimi Amini'nin sadece kalp krizi geçirdiğini iddia etti ve işkence olmadığı konusunda ısrar etti.

Ardından gelen protestolar, doğal olarak Amini'nin ölümü için hesap sorulmasını talep ederken, aynı zamanda İbrahim Reisi'nin önderliğine karşı da sesini yükseltiyor. Tahran'ın neredeyse her büyük şehrinde ve bir zamanlar ruhani liderliğin kalesi olarak kabul edilenler de dahil olmak üzere neredeyse her bölgesinde artık “diktatöre ölüm” sloganları duyuluyor.

Bu hafta sonu gösterilerin başlayalı bir ay oldu ve rejim değişikliğine yönelik talepler, protestoların ilk patlak vermesinden bu yana daha belirgin hale geldi.

Son zamanlarda, lise düzeyindeki gençler bile, dini lider Ali Hamaney ve İran'ın kurucusu Humeyni'nin görüntülerini tahrif eden videolar çekerek "Diktatöre ölüm" ve “Zalimlere ölüm" gibi sloganlar kullanmaya başladı. Ayrıca bu çağrılar çok çeşitli demografik ve sosyal gruplar tarafından destekleniyor.

Geçen hafta, İran petrol endüstrisinde de, açık bir şekilde ayaklanmayı desteklemek için grevler düzenlenmeye başladı. Şimdiye kadar, bu grev girişiminden dolayı 200'den fazla insanın hayatını kaybettiği belirtiliyor.

Rejimin polis şefinin sözleriyle; “Bazı güvenlik güçlerinin, protestoculara “gereksiz sempati göstermesi” nedeniyle, protestoculara müdahale etmek istememesi ve ateş açmadıkları yönündeki raporlar da ortaya çıkmaya başladı.

Bu grevler, halihazırda zaten kırılgan olan bir ekonomiyi tehdit ederken, yabancı gözlemciler ve İran karar alıcıları için bu ayaklanmanın yeni bir devrime yol açabileceğini inkar etmek giderek zorlaşıyor.

Tartışma