The National Interest: Ukrayna'nın Kursk saldırısı savaşın geleceğine nasıl etki edecek?
Putin, Kursk saldırısı karşısında, neden savaşı tırmandıracak herhangi bir manevra yapmadı? Ukrayna'nın bu stratejik kumarı savaşın geleceğine nasıl etki edecek?
ABD'nin önde gelen yayın organlarından The National Interest'de, Ukrayna'nın Rus topraklarını ele geçirdiğini açıkladığı Kursk saldırısının savaşa ve Rusya üzerindeki etkilerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Ukrayna tarafından sürpriz bir şekilde Rus topraklarının ele geçirilmesini ile sonuçlanan saldırının “stratejik bir kumar” olarak tanımlandığı analizde, Rusya'nın bu kadar büyük bir gelişmeye cevap verememiş olması ise “büyük bir askeri zayıflık” olarak tanımlandı.
Analizde ayrıca; Putin ve Rus yetkililerin savaşın başından bu yana kullandıkları “savaşın tırmandırılması durumunda nükleer silaha başvurma” tehdidinin neden hayata geçmediğine dair tezlere de yer verildi.
İşte The National Interest'de yayınlanan analiz:
Geçtiğimiz iki hafta boyunca Ukrayna, Kremlin ile olan mücadelesini Rus topraklarına taşıdı.
Kiev'in saldırısı, savaşı Rus topraklarına taşımak ve Kremlin'in muharip birliklerini kendi topraklarından uzaklaştırmak için tasarlanan Rusya'nın Kursk bölgesine yapılan cüretkar bir baskından oluşuyor.
Ancak birkaç manşet dışında Ukrayna'nın bu cesur stratejik kumarı büyük ölçüde fark edilmedi.
Bu üzücü bir durum çünkü bu hamle; Kiev'in ve Batı'nın Rusya'nın şımarıklığına dair süregelen korkularının abartılı olduğunu açıkça ortaya koydu.
Şimdiye kadar hem ABD hem de Avrupa politikaları, ihtiyat ve Rusya'nın risk almasından duyulan korkuyla tanımlanmıştı.
ABD Başkanı Biden Kiev'in mücadelesini “ne kadar sürerse sürsün” destekleme sözü vermiş olsa da, pratikte yönetimi Ukrayna'ya mücadeleyi kararlı bir şekilde kazanması için ihtiyaç duyduğu silahları sağlamakta yavaş davrandı.
Verdiği zaman da, bu yardıma Ukrayna'nın savaş potansiyelini sınırlayan ağır kısıtlamalar eşlik etti.
Bu arada Avrupa ülkeleri de Washington'dan aldıkları ilhamla Ukrayna'ya yönelik artan bir yardım kampanyasına giriştiler. Sonuç ise stratejik bir çıkmaza ve mevzi savaşına dönüşen bir durum oldu.
Ukrayna'nın Rusya'ya doğru ilerleyişi işte bu denklemi değiştirmeye çalışıyor. Ancak bu süreçte Moskova'nın savaş alanındaki gerilemelere karşılık olarak stratejik tırmanma tehditlerinin boş olduğu da ortaya çıktı.
Mevcut çatışma Şubat 2022'de patlak verdiğinden beri Batı, “ayıyı dürtmenin” Rusya'yı nükleer silah kullanmaya itebileceğinden ve savaşı NATO ile tam bir hesaplaşmaya dönüştürebileceğinden endişe ediyordu.
Ancak Ukrayna'nın Rusya'nın Kursk bölgesinde oldukça geniş bir alanı ele geçirerek kuzeye doğru ilerlemesi Rusya'nın pek de karşılık vermesine yol açmadı.
Kremlin, bölgede federal acil durum ilan ederek ve Ukrayna cephesinden işgalcileri geri püskürtmek için asker, tank ve topçu birliklerini yeniden konuşlandırarak harekete geçti. Ancak Rusya, Ukrayna'ya ya da ortaklarına karşı herhangi bir önemli tırmandırıcı önlemle misilleme yapmadı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin çatışmayı konvansiyonel anlamda tırmandırmadı ve geçmişte Rus yetkililerin defalarca tehdit olarak dile getirdiği şekilde taktik nükleer silah kullanmadı.
Özetle şaşırtıcı bir şekilde Kremlin, çatışmayı daha da tırmandıracak herhangi bir manevra yapmadı.
Rusya'nın itidalinin bir nedeni de hiç şüphesiz uygulamaya yönelik. Basitçe söylemek gerekirse, Moskova Ukrayna'ya boyun eğdirme girişimlerinde elindeki hemen hemen tüm askeri kaynakları zaten kullanıyor.
Bu nedenle Rusya'nın NATO'nun doğrudan müdahalesini gerektirecek kadar provokatif hamleler yapması pek olası değil.
Gelinen noktada; Rusya'nın, ittifakın çatışmaya girme riskini göze almadan Kiev'in durumunu tersine çevirmek için yapabileceği pek bir şey yok gibi görünüyor ve Kursk dersi dikkate alınmaya değer.
Rusya'nın güçlü adamı ne kadar baskın görünmek istese de, hükümeti Batı'nın başlangıçta düşündüğünden çok daha istikrarsız bir konumda.
Putin'in blöfü her zaman, savaş kendi istediği gibi gitmezse tansiyonu ve dozajı yükseltmeye daha istekli olacağı yönündeydi. Ancak görüldü ki bunu rahatlıkla ki bunu yapamaz.
Rusya'nın tüm tankları, topları, uçakları, füzeleri ve gemileri, Rusya'yı başka saldırılara maruz bırakmayacak şekilde olabildiğince angaje olmuş durumda. Ve böyle oldukları için de Rusya'nın Batı'yı cezalandırmak için gerçekçi olarak yapabileceklerinin gerçek dünyada sınırları var.
Diğer bir deyişle, Ukrayna'nın Kursk'taki cüretkar saldırısı birkaç kritik gerçeği gözler önüne serdi.
Birincisi, Rusya'nın göründüğünden daha zayıf olduğu ve savaşın başlangıcından bu yana maruz kaldığı kısıtlamaların etkili olduğudur.
İkincisi ise, her ne kadar zor durumda olsa da Ukrayna'nın hala çıkmazı kırmanın ve bu savaşı kazanmanın yollarını bulabileceğidir.