The New Arab: ABD Suriye'de "bir devletçiği garanti ettiği sürece" Türkiye Suriye'den çıkmayacak

ABD Suriye'de "bir devletçiği garanti ettiği sürece" Türkiye, güçlerini Suriye'den çekmeyecek. ABD Suriye'den çekilirse, PKK (SDG) yönetimi çöker ve Ankara bu grupları yok edebilir.

1. resim

Suriye, Türk ordusunun topraklarından çekilmesini iki ülke arasındaki ilişkilerde herhangi bir normalleşmenin ön koşulu olarak şart koşmuştur.

Ancak çok sayıda analistin de belirttiği gibi, Türkiye'nin yakın gelecekte Suriye'den tamamen geri çekilmesi, birkaç nedenden dolayı pek olası değil. Nihai bir geri çekilme ise muhtemelen son derece karmaşık olacak.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2011'den bu yana ilk kez Suriyeli mevkidaşı Beşar Esad ile ilişkileri yeniden normalleştirme konusunda ılımlı davranıyor.

Türkiye, bu şiddetli çatışmadan kaçan milyonlarca Suriyeli mülteciyi kabul etti. Ancak son yıllarda Türkiye içindeki bu büyük mülteci nüfusuna yönelik şikayetler arttı.

Türkiye'de bu yıl yeniden seçilmek için yarışan Erdoğan, Esad ile bağların normalleştirilmesinin üç milyon kadar mültecinin Suriye'nin kuzeyine yeniden yerleştirilmesini kolaylaştıracağını umuyor. Ancak Şam, Ankara'nın önce tüm askeri güçlerini Suriye'den çekmesi gerektiğini söylüyor.

2016-20119 yılları arasında gerçekleştirdiği bir dizi askeri operasyonda Türkiye, Suriye'nin üç ayrı bölümünde etkili bir konuma geldi. Bu bölgelerin çoğu daha önce, Türkiye'nin onlarca yıldır çatıştığı PKK'nın bir kolu olan Suriye Kürt Halkı Koruma Birlikleri (YPG) tarafından kontrol ediliyordu.

Ankara'nın, İran ve Rusya ile imzalanan üçlü Astana anlaşması kapsamında Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib vilayetinde konuşlanmış askerleri de bulunuyor. Aynı zamanda İdlib, herhangi bir saldırı durumunda Türkiye'ye kaçabilecek milyonlarca yerinden edilmiş kişiye de ev sahipliği yapıyor.

Bu risk nedeniyle; uluslararası araştırma kurumu RANE'nin kıdemli analisti olan Emily Hawthorne; "Türkiye'nin kuvvetlerinin kısmi olarak geri çekilmesi mümkün, ancak tamamen geri çekilmesi olası değil. Türkiye bu mülteci riski nedeniyle sınır boyunca bir tampon bölge tutmak istiyor." ifadelerini kullanıyor.

Hawthorne, Türkiye'nin İdlib'den kısmi olarak çekilmesinin ayrıca, Suriye ve Rusya'nın bölgede askeri saldırı olasılığını artıracağını ve Suriyeli muhalif savaşçılara Esad'la uzlaşmaktan veya savaşmaktan başka seçenek bırakmayacağını öngörüyor.

Ortadoğu Araştırmaları Merkezi Direktörü Profesör Joshua Landis ise Türkiye ve Suriye arasındaki görüşmeleri; "Ankara ve Şam, karşılıklı istekliliği test etmek için "adım adım diplomasi" şeklinde bir süreç yaşayacaklar." tespitinde bulunuyor.

Özellikle Suriye'nin kuzeydoğusu, oldukça karmaşık dengelere sahiptir. Türkiye, Ekim 2019'da Fırat Nehri'nin doğusundaki sınır bölgesinin önemli bir bölümünü YPG'den aldı. Türkiye ayrıca, bu bölgede etkin olmaya çalılan YPG'ye karşı defalarca ek operasyonlar yapma fikrini gündeme getirdi.

Ancak YPG, ABD'nin Suriye'deki IŞİD'e karşı ana müttefiki olan, Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) ana bileşenidir. Türkiye, grubun ayrılmaz bir şekilde PKK ile bağlantılı olduğunu ve bir güvenlik tehdidi oluşturduğunu savunuyor. ABD ise iki grup arasında bir ayrım olduğunu savunuyor ve bu, iki ülkenin 2014'ten bu yana en büyük anlaşmazlığı olarak görünüyor.

Landis, "Erdoğan'ın en büyük endişesi, ABD'nin YPG'yi silahlandırmakla kalmayıp meşrulaştırmasıdır. Bu, Türkiye'nin güvenliğini ve Türkiye'nin büyük ölçüde özerklik arayan bu grupların meşruiyetini ortadan kaldırma çabalarını baltalıyor." tespitinde bulunuyor.

Bağımsız bir Ortadoğu analisti olan Kyle Orton da, YPG varlığı devam ettiği ve ABD burada "bir devletçiği garanti ettiği" sürece Türkiye'nin güçlerini Suriye'den çekmeyeceğini belirtiyor.

Kyle Orton The New Arab'a verdiği demeçte, "ABD Suriye'den çekilirse, PKK yönetimi çöker ve Ankara, Türkiye içinde olduğu gibi burada da bu gruplarla başa çıkabilir." ifadelerini kullanıyor.

Kaynaklar

Tartışma