The New Arab: Dünya gözünü, İran-Azerbaycan sınırından ayırmamalı

Tahran ile Bakü arasındaki gergin ilişki, askeri tatbikatlar ve istihbari faaliyetlerle tırmanıyor. Dünya,Ukrayna savaşına odaklandı ama, gözünü İran ve Azerbaycan sınırında ki gelişmelerden ayırmamalı.

1. resim

2022 yılının Ağustos ayında aşırılık yanlısı bir İranlı grup, Azerbaycan'ın Londra'daki büyükelçiliğini bastı ve kısa süreliğine burayı ele geçirdi. Geçtiğimiz günlerde ise başka bir radikal, Tahran'daki Azerbaycan büyükelçiliğine saldırdı.

Silahlı bir kişi, İranlı bir güvenlik görevlisinin yanından geçerek Tahran'daki Azerbaycan büyükelçiliğine girdi ve burada bir Azerbaycan yetkilisini öldürerek iki kişiyi yaraladı. Hatta saldırıdan birkaç saat sonra, bu silahlı saldırgan bir televizyon kanalına röportaj verdi.

Bakü olayı bir terör eylemi olarak nitelendirdi ve tüm büyükelçilik personelini güvenlikleri için Azerbaycan'a geri çağırdı. İran, saldırının siyasi amaçlı olmadığını ve kişisel bir mesele içerdiğini açıkladı.

Silahlı saldırı, İran'ın 1961 Viyana Diplomatik İlişkiler Sözleşmesi kapsamındaki yasal sorumluluklarını ihmal ettiği anlamına geliyor. İran'ın taraf olduğu bu sözleşme, ev sahibi ülkelerin, "diğer ülke misyonlarının binalarını herhangi bir izinsiz giriş veya hasara karşı korumak için tüm uygun adımları" atmasını ve korumasını gerektiriyor. Ve bu saldırı açıkça gösteriyor ki, Tahran bu yükümlülüklerini yerine getirmedi.

Tahran ile Bakü arasındaki gergin ilişki ve İran'lı grupların büyükelçiliklere saldırma eğilimi göz önüne alındığında, bu silahlı kişinin İran güvenlik servislerinin emriyle hareket ediyor olma olasılığı göz ardı edilemez.

Azerbaycan'ın büyükelçiliğine yönelik bu saldırı, uluslararası toplum için bir uyarı niteliğinde değerlendirilmelidir. Uluslararası toplumun İran'a olan ilgisinin büyük bir kısmı öncelikle Orta Doğu'ya odaklanmış olsa da, Tahran yüzyıllar boyunca Güney Kafkasya'da da rol oynadı ve bu nedenle İran ile Azerbaycan arasında yaşanan gerilimler göz ardı edilemez.

Bu gerilimlerin temel nedeni, Aras Nehri boyunca bir sınır oluşturan 1828 Türkmençay Antlaşması'na kadar uzanıyor. Bu sınır, Azeri halkını Rusya ve İran arasında ikiye bölmüştü. Rusya tarafında bulunan topraklar SSCB'nin dağılması ile yeniden bağımsız olurken, diğer kesim ise halen İran toprakları içerisinde yer alıyor.

Milyonlarca Azeri İran'da yaşıyor ve bu kesim; bağımsızlık ve kendi kaderlerini tayin etmek için çeşitli şekillerde seslerini duyuruyor. Azerbaycan, İran'daki Azeri kesim hakkında alenen yorum yapmaktan kaçınırken, Bakü'deki politika yapıcılar ise durumun son derece farkında.

Diğer yandan Azerbaycan ve İsrail yakın ilişkilere sahip. İsrail dışındaki dünyanın tamamı Yahudilerden oluşan en büyük yerleşim yeri Azerbaycan'da ve Bakü, İsrail'e petrolünün yaklaşık yüzde 40'ını sağlıyor. Bu, Tahran'ın sürekli bir endişesi olarak görünüyor.

Bu arada İran, Azerbaycan'ın bölgesel rakibi olan Ermenistan ile sıcak bir ilişki içindedir. 2020'de Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki savaş sırasında İran, topraklarının Rusya tarafından Ermenistan'a ikmal yapmak için kullanılmasına izin verdi. İran, geçmişte de uluslararası ekonomik yaptırımlardan kaçmak için Ermenistan'ı kullanmıştı. İki ülke arasında büyüyen bir askeri ilişki de var. İran, Ermenistan'a insansız hava araçları ve tanksavar silahları sağladı.

Son yıllarda İran ve Azerbaycan arasındaki ilişkiler yüzeyde samimi ancak yüzeyin altında gergin şekilde ilerliyor. İki ülke Hazar Denizi'nde de geçmişte çatışmalara bile yol açan deniz anlaşmazlıkları yaşıyor. Geçmişte, İran donanma gemilerinin ve savaş uçaklarının Hazar'da Azerbaycan sularına girerek, Azerbaycan güçlerini taciz ettiği vakalar yaşandı.

Geçtiğimiz günlerde Azerbaycan büyükelçiliğine düzenlenen saldırıya yanıt olarak Azerbaycan güvenlik güçleri, Azerbaycan'da faaliyet gösteren İranlı casuslardan ve işbirlikçilerden oluşan 40 kişilik ağı çökertti ve bu, geçen yıldan bu yna Azerbaycan içinde gerçekleşen ikinci istihbarat operasyonu olarak kayıtlara geçti.

İran, 2020 yılından bu yana Azerbaycan sınırı boyunca daha önce görülmemiş bir şekilde geniş çaplı askeri tatbikatlar yürütüyor. İran Ordusu geçen Ekim ayında, Aras Nehri boyunca bir askeri geçiş tatbikatı gerçekleştirdi. Azerbaycan ise bu tatbikatı şaşırtıcı olmayan bir şekilde "provokatif bir hareket" olarak nitelendirdi.

Arab News Research & Studies Unit'in yakın tarihli Güney Kafkasya raporu, Azerbaycan ile Körfez ülkeleri arasında da İran hakkında örtüşen endişelerin olduğunu ortaya koyuyor.

Dünya, Tahran'ın Suriye'deki faaliyetlerine, Kuzey Irak'taki füze saldırılarına, Körfez'deki istikrarı bozan terör eylemlerine ve Rusya'ya insansız hava araçları desteğine odaklanırken, gözler Azerbaycan ve İran sınırından ayrılmamalı.

Kaynaklar

Tartışma