The New Arab: “Gazze'de hayal edilemeyecek düzeyde büyük bir vahşet yaşanıyor!”

Anestezi ya da ağrı kesici olmadan yapılan ameliyatlar, açlıktan ölen çocuklar, kör ve engelli kalan insanlar... Amerikalı doktor Algendy, Gazze'de gönüllü çalıştığı günleri kaleme aldı.

1. resim

İngiltere merkezli yayın organlarından The New Arab'da, Gazze'de yaşanan katliamı gözler önüne seren bir değerlendirme yazısı yayınlandı.

İsrail'in saldırıları altında yaklaşık altı ayını geride bırakan Gazze'de, yaşanan katliam, dehşet ve insanlık suçları artık gizlenemez hale geldi.

Gönüllü olarak bir süre Gazze'de görev yapan Amerikalı doktor Abdo Algendy, Gazze'de tanık olduklarını kaleme aldı ve yaşanan katliam ve insanlık suçlarını gözler önüne serdi.

İşte The New Arab'da yayınlanan o değerlendirme:

Filistin Amerikan Tıp Birliği PAMA'nın tıbbi misyonunun bir parçası olarak Gazze'de ayakta kalan birkaç hastaneden biri olan Han Yunus'taki Avrupa Hastanesi'ne gittim.

Bir anestezi uzmanı olarak hastanelerdeki durumun vahim olduğunu biliyordum. Zira, İsrail'in 32.000'den fazla Filistinliyi öldüren ve en az 73.000 kişiyi yaralayan saldırıları Gazze'nin sağlık sistemini de çökertti.

Bu nedenle Filistin Amerikan Tıp Birliği PAMA, anestezi uzmanları ve cerrahlar için bir çağrı gönderdiğinde başvurmakta hiç tereddüt etmedim.

Gittiğim hastanenin hastalar için 220 yatağı var. Sadece bu hastanenin içinde ve çevresinde, güvenli bir yere sığınmak isteyen en az 30.000 kişi yaşıyordu.

Bu 30,000 insanın evleri yıkılmış, aile üyelerini ve arkadaşlarını kaybetmişlerdi. Gidecek başka hiçbir yerleri yoktu. İnsanlar her yerde uyuyordu. Merdivenlerde, koridorlarda, bulabildikleri her küçük boş alanda yaşamaya çalışıyorlardı.

Tüm hastanelerde sanitasyon ve temizlik son derece önemlidir. Mikropların yayılmaması ve enfeksiyonların oluşmaması için eldivenler, sabun, temiz su, boşaltılmış atıklar ve el dezenfektanları her zaman erişilebilir durumdadır.

Gazze'de gördüklerim çok üzücüydü. Banyolar kir içindeydi, çöpler kovalarda taşıyordu ve çok kısıtlı imkanlar nedeniyle tek kullanımlık tıbbi ekipmanı yeniden kullanmak zorunda kalıyorduk.

Ameliyathane ekipmanı ve steril örtü eksikliği çok büyüktü. Anestezi ya da ağrı kesici ilaçlar olmadan ampütasyon ve ameliyatlar yapılıyordu.

Gördüğümüz vakalar korkunçtu. Ciddi yanıkları, patlayıcı yaralanmaları ve baş, göğüs ve karın bölgelerinde kurşun yaraları olan çocukları, kadınları ve genç yetişkinleri ameliyat ettik.

Kaynak eksikliği ve personel yetersizliği nedeniyle bu yaraların çoğu enfekte olmuş durumdaydı ve bazılarının içinde kurtçuklar vardı.

Ölümü bekleyen ağır yaralıları, açıkta kalmış kemikleri olan ve kafatasının dışında beyin maddesi bulunan ağır travmatik yaralanmaları olan hastaları tedavi etmeye çalıştık.

Yoğun bakım üniteleri bir ölüm tuzağı gibiydi ve hepatit salgını başlamıştı. Çocuklar da dahil olmak üzere gördüğümüz kafadan silahla vurulma vakalarının sayısı çok fazlaydı.

Patlayıcı yaralanmalarından kaynaklanan şarapnel parçaları nedeniyle göz küreleri yırtılmış çok sayıda vaka üzerinde çalıştım. Çocuklar, kadınlar, genç yetişkinler ve yaşlılar da dahil olmak üzere binlerce insan artık kalıcı olarak kör ve engelli kaldı.

Kan kokusu ve görüntüsü her yerdeydi.

Özellikle yetersiz beslenme konusunda çok daha kötü bir tablo ile karşı karşıyaydık. Açlık nedeniyle düşük kilolu çocuk ve hasta vakaları gördük. İsrail'in insani yardımı engellemesi nedeniyle gıda kıtlığı tarif edilemeyecek düzeydeydi.

Yiyecek eksikliği, sınırlı tıbbi ekipman ve araçlar, sağlıksız koşullar ve aşırı kalabalık hastane bir yana, kimse sabaha sağ çıkıp çıkamayacağını bilmiyordu. Gündüz sürekli patlamalar oluyor, geceleri ise yoğun bombardımanlar yaşanıyordu.

Hiç unutmayacağım bir vaka, sekiz gün boyunca enkaz altında kalan bir adamdı. Hayatta kaldı ama yüzü ikiye ayrılmış bir şekilde geldi. Plastik cerrahlar onun üzerinde günlerce çalıştı ve gözlerini kaybetmesine rağmen hayatta kaldı.

Sekiz gün boyunca enkaz altında mahsur kaldığı bir noktada, İsrail askerlerinin vurmak için etrafta hala hayatta olan birilerini aradığını gördüğünü söyledi. Ölü taklidi yaptı, dua etti ve hayatta kalmayı başardı. Ancak yaşadığı travma sonsuza dek aklından çıkmayacak.

Bazı insanlar bana Gazze'ye gidip hayatımı riske attığım için kahraman olduğumu söylüyor. Ben buna katılmıyorum.

Gerçek kahramanlar, Ekim ayından bu yana bıkmadan usanmadan çalışan Gazzeli sağlık çalışanlarıdır. İmkansızlıklar içerisinde günün her saatinde ameliyatlar yapmaya ve tedavi yolları bulmaya çalışıyorlar.

İki hafta boyunca görev yapabildiğim için kendimi çok minnettar hissediyorum ve tıp alanında çalışan herkesi Gazzeli sağlık çalışanlarını biraz olsun rahatlatmak ve tıbbi malzeme getirmek ya da bağışlamak için oraya gitmeye teşvik ediyorum.

Tüm meslektaşlarımı da İsrail'in Gazze'deki sivillere yönelik devam eden saldırılarına karşı seslerini yükseltmeye çağırıyorum.

Kaynaklar

Tartışma