The Quincy Institute: Netanyahu'nun gizli ajandasında ne var?
Netanyahu, Batı'nın sabrını zorlarken İsrail'deki anketlerde de büyük bir düşüş yaşıyor. Peki Netanyahu'nun ABD'nin de tepkisini alan gizli ajandasında ne var?
ABD merkezli düşünce kuruluşu The Quincy Institute'de, İsrail'in artık uluslararası literatüre soykırım savaşı olarak giren Gazze saldırılarının ve İsrail Başbakanı Netanyahu'nun savaş politikasının değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Gazze'de yaşanan savaşın arka planında Netanyahu'nun iktidar hesaplarının yer aldığı tespitine yer verilen analizde, Netanyahu'nun sadece Gazze'de değil, Batı Şeria ve Lübnan sınırında da gerginliği tırmandırarak, 'her yerde gerginlik seviyesini koruma' strarejisi ile hareket ettiği belirtildi.
Analizde ayrıca, ABD'nin de Netanyahu'nun süreç yönetiminden rahatsız olduğu ve İsrail'in merkez sağ Ulusal Birlik Partisi lideri Gantz'ın geçtiğimiz günlerde ABD'ye yaptığı ziyaretin bu minvalde gerçekleştiğine dikkat çekildi.
İşte The Quincy Institute'de yayınlanan analiz:
İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun zaten sarsılmış olan itibarı 7 Ekim'deki savunma başarısızlıklarının ardından yerle bir olduğundan bu yana, iktidarını iyileştirmek ve siyasi hayatta kalmasını sağlamak için mücadele ediyor ve kendisini iktidardan düşürecek bir erken seçimi ne pahasına olursa olsun engellemeye çalışıyor.
Son haftalarda İsrail'de binlerce protestocu sokaklara dökülerek Netanyahu'nun istifa etmesini ve seçimlerin resmi tarihi olan Kasım 2026'dan önce yapılmasını talep etti.
İsraillilerin sadece %15'i Gazze'de Hamas'a karşı yürütülen savaşın ardından Netanyahu'nun görevde kalmasını isterken, büyük çoğunluk (%71) erken seçim istiyor.
International Crisis Group kıdemli İsrail-Filistin analisti Mairav Zonszein;
"Netanyahu savaşa zaten düşük bir popülarite oranıyla girdi ve 7 Ekim'den sonra tüm meşruiyetini kaybetti. Çok sayıda İsrailli yaşananlardan onu sorumlu tutuyor. İnsanlar Netanyahu'nun gittiğini görmek istiyor."
değerlendirmesinde bulundu.
Dolayısıyla Netanyahu bir yandan hayal kırıklığına uğramış halkına yeniden enerji verebilecek bir savaş zaferi elde edebilmek için son bir şansa tutunmaya çalışırken, diğer yandan da her şeye rağmen bir seçimi uzak tutmaya çalışıyor.
Zonszein Netanyahu ile ilgili ise;
"Kısacası Netanyahu, savaşa ne kadar uzun süre gömülürse, bir tür iç siyasi değişimi o kadar uzun süre erteleyebilir.”
ifadelerini kullandı.
İsrailli Kanal 13 tarafından yapılan bir kamuoyu yoklamasına göre İsraillilerin çoğunluğu hala Netanyahu'nun savaş zamanı aldığı kararların temelinde siyasi çıkarların yattığına inanıyor.
Zonszein, Netanyahu'nun "ana hedefinin iktidarda kalmak olduğunu" ve "en dirençli siyasi lider olduğunu" belirtiyor.
Netanyahu toplamda 16 yılı aşkın süredir görevde ve İsrail'in en uzun süre görevde kalan başbakanı.
“Savaşı uzun süreye yaymak”
Ramallah merkezli Palestinian Policy Network'de görev yapan bir siyasi analist olan Khalil Shaheen;
"Netanyahu savaş uzatabileceği kadar uzatmaya çalışıyor ve çalışacak.”
tespitinde bulundu.
Netanyahu'nun, Trump'ın Beyaz Saray'a dönebileceği ve işgal altındaki Batı Şeria'da ilhak ve Gazze üzerinde süresiz İsrail askeri kontrolü için sert planlarını desteklemeye daha istekli olabileceği Kasım ayındaki ABD seçimlerine kadar “topu yuvarlamaya” devam etmek isteyebileceğini de sözlerine ekledi.
Shaheen ayrıca;
“Netanyahu; Batı Şeria, Gazze ve İsrail'in Lübnan'la olan kuzey sınırında 'her yerde gerginlik seviyesini koruma' strarejisi ile hareket ediyor. İsrail'deki tüm toplumu gerilim ve savaşla meşgul etmek Netanyahu için en iyi senaryo.”
tespitinde bulunuyor.
Diğer yandan İnsan hakları izleme örgütü ve Uluslararası Af Örgütü'ne göre, 7 Ekim'den bu yana işgal altındaki Batı Şeria'da İsrail güçlerinin Filistinlilere karşı "yasadışı ölümcül güç" kullanımında "şok edici bir artış" yaşandı.
Sağlık Bakanlığı rakamlarına göre İsrail güçleri Batı Şeria'da en az 422 Filistinliyi öldürdü ve 4.650 kişiyi de yaraladı.
Netanyahu kuzeyde, Gazze'de ateşkes sağlansa da sağlanmasa da İsrail'in Hizbullah sınırdan çekilene kadar saldırılarına devam edeceğini açıkladı.
NBC News'in görüşlerine başvurduğu Lübnanlı yetkililer, sınır ötesi çatışmalar uzadıkça İsrail başbakanının siyasi hayatta kalmasını sağlayacak kazanımları elde etmek amacıyla çatışmaları topyekûn bir savaşa dönüştürebileceğinden endişe ediyordu.
Güneyde Refah işgali tehdidinin savrulması Netanyahu'nun savaşı uzatmaya yönelik bir başka girişimini yansıtıyor olabilir.
Zonszein savaşı uzatmanın "her şeyden önce" Netanyahu'ya siyasi hayatta kalmasını sağlayacak zamanı kazandıracağını belirtiyor.
Zonszein, Netanyahu'nun bunun ardından ise Suudi-ABD normalleşme anlaşmasına "başarabileceğini" ve Riyad ile normalleşmeyi sağlayan lider olarak imajını güçlendirebilmeyi planladığını belirtiyor.
Netanyahu şimdi Gazze'deki savaşı sona erdirme konusunda sıkı bir siyasi çıkmazın içinde.
Kalan rehineleri serbest bırakacak bir diplomatik anlaşma, Hamas'ın Gazze'nin kontrolünü en azından kısmen elinde tutmasına yol açabilir ki Netanyahu'nun aşırı sağcı koalisyon üyeleri bunu kabul etmeyecektir.
Netanyahu'nun 2022'deki seçimleri kazanmak için hükümetine aldığı aşırı sağcı koalisyon üyeleri, Hamas'ı iktidarda bırakacak herhangi bir ateşkes anlaşmasına karşı çıkıyor. Koalisyonun aşırı milliyetçi üyesi Itamar Ben-Gvir, Hamas'la yapılacak herhangi bir "pervasız" anlaşma nedeniyle hükümetten ayrılma tehdidinde bulunuyor.
Ben-Gvir ve Bezalel Smotrich'in Dini Siyonizm partisinin Knesset'te 14 sandalyesi var, yani Ben-Gvir ve parti üyeleri Netanyahu'nun koalisyonundan ayrılırsa, başbakanın mevcut 64 üyeli çoğunluğunu kolayca devirebilir.
İsrailli ultra-ortodoks Yahudilerin askerlik muafiyetine ilişkin tartışmaların da hükümeti düşürme ihtimalinin yüksek olduğu belirtiliyor.
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant 28 Şubat'ta, normalde askerlikten muaf olan ultra-Ortodoks Yahudilerin askere alınması için bir yasa çıkarılması çağrısında bulunmuştu.
Gantz anketlerde yükseliyor
İsrailli anketçi ve siyasi analist Dahlia Scheindlin, savaş sona erdiğinde Netanyahu'nun acil savaş kabinesinin dağılacağı beklentisinin yaygın olduğunu belirtiyor.
Scheindlin, bu durumun Netanyahu'nun koalisyonunu daha az istikrarlı hale getireceğini ve "nihayetinde savaş öncesi koalisyonunun devrilmesine yol açacak bir krize neden olabileceğini" tespitinde bulunuyor.
Benny Gantz ve merkez sağ Ulusal Birlik Partisi, Netanyahu'nun aşırı milliyetçi hükümetine acil savaş kabinesinin bir parçası olarak katıldı. Savaştan bu yana Gantz'ın popülaritesi arttı ve destekçileri tarafından bir sonraki başbakan olarak lanse ediliyor. Birçok parti üyesi de onu Netanyahu'nun savaş kabinesinden ayrılmaya çağırıyor.
Şubat ayında yapılan bir ankete göre Gantz'ın Ulusal Birlik Partisi, Netanyahu'nun partisi Likud'un 18 sandalyesine karşılık 37 sandalyeye sahip.
Nitekim Gantz, kural dışı bir hareketle geçtiğimiz günlerde Biden yönetiminden üst düzey yetkililerle görüşmek üzere Beyaz Saray'a gitti. Ziyaret, İsrail'in "sadece bir başbakanı olduğunu" söyleyen Netanyahu'yu kızdırdı.
ABD ziyareti, Washington'un Netanyahu'nun savaştaki sert tutumundan giderek daha fazla rahatsız olduğu bir döneme denk geldi.
'Hiçbir İsrail partisi Filistin'i tanımıyor'
Netanyahu iktidardan indirilse bile Filistinliler için sahadaki durum büyük ölçüde aynı kalacak.
International Crisis Group kıdemli İsrail-Filistin analisti Mairav Zonszein;, Netanyahu'nun yerine Gantz'ın geçmesi halinde, neler olabileceğine dair yaptığı değerlendirmede;
"ABD böyle bir durumda, işbirliği yapma ve Filistinlilerle bir tür işbirliği fikrine sözde hizmet etme konusunda daha fazla istekli olabilir. Ancak bu yine de çok yüzeysel bir düzeyde olacaktır. Zira, Gazze politikalarını ya da genel olarak Filistinlilerle yaşanan krizi, önemli ölçüde değiştirecek bir siyasi muhalefet kesinlikle yok."
ifadelerini kullandı.
Uzman analist ayrıca, neredeyse tüm İsrail partilerinin bir Filistin devletini tanımadığını ve İsrailli siyasi partilerin çoğunun inandığı tek şeyin, Filistinlilerin sadece Gazze'yi değil tüm bölgeyi terk etmelerini istediklerini belirtti.