The Wall Street Journal: Hamas'ın saldırılarında İran'ın rolü var mı?
Hamas'ın saldırılarında İran'ın rolü var mı? İran, Hamas ve İsrail arasında yaşanan çatışmalardan nasıl kazançlar elde edebilir?
ABD'nin önde gelen yayın organlarından The Wall Street Journal'da, Hamas ile İsrail arasında yaşanan çatışmanın İran tarafından şekillendirildiğinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Analizde, ABD ve İsrail istihbarat kurumlarının ellerinde net bir kanıt olmamasına rağmen, bütün işaretlerin İran'ı gösterdiği ve saldırının sonuçlarının da İran'a yaradığı iddia edildi.
İşte The Wall Street Journal'da yayınlanan analiz:
Hamas'ın İsrail'e saldırısından kısa bir süre sonra, ABD hükümet yetkilileri İran'ın bu işe karıştığına dair ellerinde kanıt olmadığını söylerken Tahran da Hamas'ın bağımsız bir aktör olduğunu iddia ediyor.
Ancak ABD ve İsrail istihbarat kurumlarının ellerinde kanıt olmaması şaşırtıcı değil. Zira onlar da Hamas'ın saldırısını öngörememişti. İran rejimini tanıyan dini liderler ise, Ayetullah Ali Hamaney'in onay vermediğine inanmakta zorlanıyor.
ABD'de seçilmiş yetkililer ve siyasi atamalar politika belirler ve daimi bürokratlar da bunu uygular. İran'da ise bunun tam tersi geçerlidir. Seçilmiş yetkililer ve siyasi atamalar daimi devletin politikalarını uygular.
İran'ın devlet işleyişi, her kararnamesi kanunların üstünde olan Hamaney'in talimatları ile şekillenir. Askeri ve idari emir komuta zinciri yasalarla değil güce erişimle belirlenir.
Eski bir dışişleri bakanı olan Cevad Zarif, iki yıl önce sızdırılan bir röportajda bunu açıkça ifade etti. Diplomasi yürütmek istediğini ancak daimi devletin tercih ettiği stratejinin uygulandığını söyledi.
Bu yapıyı anlamak, İran'ın savaşa ne ölçüde müdahil olduğunu araştırmak açısından hayati önem taşıyor.
İran, ABD ve İsrail'le esas olarak vekiller aracılığıyla ve siber operasyonlar gibi "gri bölge" operasyonları ile mücadele ediyor. Bu, 2020'de bir ABD saldırısında Süleymani'nin öldürülmesinin ardından Kudüs Gücü komutanı olan Tuğgeneral İsmail Kaani'nin görevleri arasına giriyor. General Kaani, Hamaney'in çevresindeki bir avuç İran yetkilisinden biri.
Yüksek ihtimalle Hamaney saldırıya yeşil ışık yaktıktan sonra General Kaani ve diğer yetkililer, Hamas'a para ve malzeme aktarmaları için açıklama yapmadan talimat verdi.
Nitekim General Kaani Nisan ve Haziran aylarında Hamas ve Filistin İslami Cihad yetkilileriyle bir araya geldi. O dönemde ABD ile İran'ın dondurulmuş mal varlıklarının serbest bırakılması konusunda görüşmeler hız kazanıyor ve Washington yaptırımların uygulanmasını gevşetiyordu.
İran'ın amaçları ve zamanlaması açık
Ağustos ayında beş Amerikalı rehine için yapılan anlaşmada ABD, hapisteki beş İran vatandaşını serbest bırakmayı ve Tahran'ın kullanımı için Katar'a 6 milyar dolar transfer etmeyi kabul etti.
Hamaney muhtemelen Hamas'ın saldırısından sonra ABD'nin yaklaşımını değiştirmesini beklemiyordu. Ancak, Tahran için sürpriz bir gelişme oldu ve geçen hafta ABD'nin Katar'a verilen 6 milyar doları dondurduğu iddia edildi.
İsrail, Tahran'ın nükleer programı ve kuzey sınırıyla meşgul ve Hizbullah varlıkları ülkeyi Lübnan'dan tehdit ediyor. Gazze'den kaynaklanan felaketlere rağmen kuzey sınırı, İsrail için belki de çok daha büyük bir askeri tehdit oluşturuyor.
Hamas ve İslami Cihad'ın bu saldırı için kendi siyasi hedefleri var ama muhtemelen en büyük faydayı İran görecek.
Rejim, İsrail'in ulusal güvenlik politikasının Filistinlilere yönelmesini ve Tahran'ın Suriye ve Irak'taki askeri baskıdan kurtulmasını bekliyor. İran, İsrail Hamas'la başa çıkmaya, üçüncü bir intifadayı önlemeye ve kuzey sınırını korumaya çalışırken nükleer programını ilerletmekte özgür olacağını düşünüyor.
Bu bahsin sonuç verip vermeyeceğini söylemek için henüz çok erken olsa da Hamaney'in bu savaşı onayladığı ve bundan kazançlı çıkacağı şimdiden belli.