The Washington Post: Ukrayna’nın karşı taarruzu herkesi şaşırtabilir

Ukrayna, Rusya'nın direncinin kırılmasını bekliyor. Doğru zaman geldiğinde yıkıcı darbeyi vuracak. Ukrayna'nın karşı taarruzu yavaş ilerlese de umutsuzluğu gerektirmiyor.

1. resim

Rusya-Ukrayna Savaşı’nda Ukrayna’nın karşı taarruzunun beklenen hızda ilerlememesi, Batı medyasında savaşa ilişkin tutumun eleştirilmesini beraberinde getiriyor. Son zamanda bu konuda çok fazla analiz yayınlandı. Buna karşılık Ukrayna’nın ilerlemesinin hafife alınmaması gerektiğini savunan görüşler de o var.

The Washington Post da Ukrayna’nın taarruzu için umutsuz olunmaması gerektiğini belirten bir analiz yayınladı. David Petraeus ve Frederick W. Kagan’ın birlikte kaleme aldıkları “Ukrayna’nın karşı taarruzu eleştirmenleri şaşırtabilir” başlıklı analizde, “Ukrayna, düşmanına baskı uyguluyor ve direncinin kırılmasını bekliyor. Doğru zaman geldiğinde yıkıcı darbeyi vuracak.” ifadeleri yer alıyor.

İşte The Washington Post’ta çıkan o analiz:

Birçok kişinin umduğu gibi, hızlı bir Ukrayna taarruzu gerçekleşmedi. Sahada ivedi bir alan kazanımı söz konusu olmadı. Son haftalarda Batı medyası, Ukrayna’dan gelen haberlerle birlikte kasvetli bir hal aldı. Çünkü haberler pek de iyi değildi. Rusya’ya karşı yürütülen savaşın kanlı ve yavaş ilerlediği görüldü. Ancak analistlerin kötümserliklerini hafifletmeleri akıllıca olur.

Bilindiği üzere savaşlar, doğrusal bir şekilde ilerlemez. Savunma güçleri uzun süre dayanabilir ve ardından bir anda çökebilir. Bu da saldırganın hızlı kazançlar elde etmesine izin verebilir. Ukraynalılar, tam da bu etkiyi yaratmayı amaçlıyorlar ve bunu başarabilirler. Çünkü Ukrayna’nın taarruzu daha bitmiş değil. Aslında henüz erken aşamalarda muhtemelen en az dört ay sürecek olan taarruzun sadece 10. haftasındayız.

Şüphesiz Rusya’nın Ukrayna’nın güneyinde kurduğu modern derin savunmayı delmek, herhangi bir askeri grup için oldukça zor bir görevdir. ABD ordusu, bu tarz bir operasyonu modern tarihte Irak’a karşı iki kez başarıyla tamamladı. 1991’de, Irak güçlerini 39 gün boyunca havadan vurduktan sonra 650.000 askerlik koalisyon, Irak savunmalarını delip arkalarını sardı ve Irak ordusunu 100 saat içinde ezip geçti. 2003’te ise daha küçük bir güç, birkaç hafta içinde ciddi şekilde zayıflamış Irak ordusunu yok etti.

Ukrayna’nın bu operasyonlarda ABD’nin sahip olduğu hiçbir avantajı yok. Her iki Irak örneğinde de koalisyon güçleri, hava üstünlüğünden yararlandı. Oysa Ukrayna uçakları, Rus hatlarının üzerinde operasyon yapamaz ve Rus uçaklarının Ukrayna birliklerini vurmasını engelleyemez. Üstelik Ukrayna’ya çok az sayıda zırhlı delme sistemi verildi.

Buna ek olarak Ruslar, Iraklılardan çok daha iyi savaşıyorlar. Rus güçleri; mayınlar, tanksavar hendekleri ve diğer engellerle dolu derin savunmalar hazırlamış durumda. İnsansız hava araçlarıyla donatılmış askerler, herhangi bir Ukraynalı birimin savuşturmaya çalıştığı yöne topçu ateşi yönlendirebiliyor.

Dolayısıyla Rus ordusu esnek bir savunma benimsedi. Rus askerleri başlangıçta geri çekiliyor ve Ukraynalı güçler kayıplar yaşamaya ve yorgun düşmeye başladığında karşı saldırıya geçiyor. Tüm bu hususlar, Ukrayna’nın karşı taarruzunu zorlaştırıyor. Ancak zor olması umutsuz olmayı gerektirmiyor.

Buna rağmen Ukrayna birlikleri, merkezi Zaporijya Oblastı’nda Robotyne yakınlarında Tokmak ve Melitopol yönüne giden yolda ve Velyka Novosylka’nın güneyinde Berdyansk yönündeki hatta olacak biçimde iki temel bölgede ilerliyorlar.

Ukraynalılar, en azından Rus mayınlarının ilk kuşağını her iki bölgede de geçti gibi görünüyor ve Ukrayna birliklerinin Robotyne bölgesindeki ilerlemesi hızlanıyor. Aynı zamanda Bakhmut çevresinde de önemli bir alanı geri aldılar.

Ukrayna’nın aşama aşama elde ettiği kazançlar, İngiltere Genelkurmay Başkanı Amiral Tony Radakin’in “açlığı gidermek, gerilimi artırmak ve nihayetinde vurmak” şeklinde özetlediği daha büyük bir çabanın parçası.

Ukraynalı güçler, 600 mil uzunluğundaki cephe boyunca farklı noktalardan saldırarak Rus savunmalarını geriyorlar. Ayrıca Rus işgali altındaki bölgelerdeki varlıkları aşındırarak topçu birimlerini, karargahları ve yedek kuvvetler hazırlık alanlarını etkisiz hale getiriyorlar. Buna ek olarak ana tedarik depolarını ve ana yolları hedef alıyorlar. Basitçe ifade etmek gerekirse, Ukrayna düşmanına baskı uyguluyor ve direncinin kırılmasını bekliyor. Doğru zaman geldiğinde yıkıcı darbeyi vuracak.

Rus cephe hattındaki kuvvetler, büyük olasılıkla yorgun; hatta tükenmiş durumda. Bazıları 4 Haziran’daki karşı taarruzun başlangıcından beri savunma yapıyor ve birçoğu, bu süreden çok daha uzun zamandır aynı yerde. Rusya’nın ikincil savunma hatlarının ne kadar yoğun mayınlandığı ya da ne kadar personelle tutulduğu ise belirsiz. En önemlisi de Rusya’nın büyük operasyonel rezervleri yok.

Elbette bu durum, Ukrayna’nın hesaba kattığı bir şey. Küçük bir gedik, nispeten ani ve hızlı kazançlar sağlayabilir. Bununla birlikte zaferin idealize edilen teorisi başarı garantisi değildir. Ruslar açıkça savaşın bu evresinin gerçeklerine uyum sağlamışlardır ve ciddi zorluklarla karşılaşsalar da onları saf dışı bırakmak kolay değil. Bu yüzden de sonbahar boyunca ve hatta kışın devam etmesi muhtemel bir mücadele var. Ukraynalılar hayatta kalmak için savaştıklarını biliyorlar.

Batılı gözlemciler için Ukrayna’nın savaşını takip ederken bu geniş perspektifi göz önünde bulundurmak önemli. Politika yapıcılar, karşı taarruzun hızlı kazançlar getirmemesi nedeniyle tepki göstermemeli. Bu uzun bir savaş olacak ve Ukrayna’nın galibiyetiyle neticelenecek.

Ukrayna’nın, ABD ordusunun Taktik Füze Sistemi (ATACMS) gibi uzun menzilli hassas vuruş yeteneklerine ihtiyacı var. Sadece topçu mermileri değil, füzeleri için küme mühimmatlarına ihtiyacı var. Taarruzu sürdürmek için daha fazla mühimmata ihtiyacı var. Ve F-16’ların teslimatının hızlandırılmasına ihtiyacı var. Aslında Ukrayna, bu yeteneklere aylar önce de ihtiyaç duyuyordu. ABD’nin 44 milyar dolardan fazla silah, cephane ve yardım sağlaması son derece etkileyiciydi. Ancak daha fazlası gerekiyor.

Tartışma