Türk dış politikası yalan ve aldatmacayla mücadele ediyor
Türkiye, milyonlarca Suriyeliye ev sahipliği yaparak savaştan kaçmasına yardımcı oldu ve bunu yapmaya devam edecek. Avrupa mültecilerin Türkiye'de kalması için Ankara'ya yıllık 3 milyar Euro ödemeyi kabul etti. Avrupa Birliği ayrıca, gümrük birliği anlaşmasını yenilemek ve Türklere yönelik vizeleri kaldırmak için müzakereleri sürdürme sözü verdi.
Uluslararası ilişkiler uzmanı İbrahim Karataş, Türk dış politikasına karşı yapılan dezenformasyonu Daily Sabah'ta kaleme aldı:
Birine iyilik yaptığınızda, karşılığında takdir ve övgü beklersiniz. Ancak nezaket, kişiden kişiye değişen bir şeydir. Ne yazık ki, övülmesi gereken iyi işleriniz için de eleştirilebilirsiniz. Türkiye'nin dış politikası da son yıllarda eleştiriler alıyor. Türkiye, savaştan kaçan milyonlarca Suriyeliye ev sahipliği yapıyor ve yapmaya devam edecek. Avrupa, mültecilerin Türkiye'de kalması için Ankara'ya yıllık 3 milyar Euro ödemeyi kabul etti. Avrupa Birliği ayrıca, gümrük birliği anlaşmasını yenilemek ve Türklere yönelik vizeleri kaldırmak için müzakereleri sürdürme sözü verdi ancak daha sonra iptal etti. AB ve Batı medyası, anlaşmanın şartlarını ihlal ederek haksız yere Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef aldı. Medya Erdoğan'ın mültecileri Avrupa'ya karşı bir silah olarak kullandığını iddia etti. Bu yapılan propaganda viral hale getirildi ve Türkiye kurtarıcı yerine haraç kesen bir ülke olarak gösterildi. Kara propagandaya Türk İHA üreticisi Baykar'ın SİHA'ları da örnek olarak gösterilebilir. Bayraktar olarak adlandırılan Türk İHA'ları Suriye, Libya ve özellikle Karabağ'da savaşın seyrini değiştirdi. Yerli üretim SİHA'lar Ukrayna'nın Donbass bölgesindeki Rus destekli ayrılıkçı grupları da tehdit ediyor. Rusya, Bayraktar TB2'lerin Ukrayna ordusuna satışı konusunda oldukça gergin. Ruslar TB2'nin Pantsir gibi HSS'lerini imha edebileceğini çok iyi biliyor. Bu durum gerçekleşirse Ruslar bunu bir aşağılama olarak görebilir. Yukarıdaki endişeler nedeniyle Rusya'nın itirazı anlaşılabilir. ABDlilerin Türk SİHA'larından şikayet etmesinin nedeni Türkiye'ye karşı oluşturulan propagandanın bir tezahürüdür. Amerikalılar, ABD'nin düşmanları Rusya ve İran tarafından desteklenen Esed rejimine karşı sadece Türkiye'nin savaştığını bilmiyor mu? Esed'e yönelik askeri operasyonlarla İdlib'deki göçmen akınını durdurmadı mı? Birisi Suriye, Libya veya Karabağ'da Türk insansız hava araçları tarafından öldürülen sivillerin fotoğraflarını gösterebilir mi? Birisi SİHA'ların nerede kötüye kullanıldığını kanıtlayabilir mi? Libya'da Bayraktar TB2'ler darbeci Halife Hafter'e karşı yasal hükümeti savunmadı mı? Bu eylem onlara göre yasa dışı mıydı? Bir ülke, yasadışı silahlı gruplara karşı askeri operasyonlardan hoşnut olmuyorsa, o ülkenin meşru olmayan grupları kendi çıkarları için desteklediği anlamına gelir. Karabağ Savaşı ile ilgili olarak, işgal altındaki Azerbaycan topraklarını Ermenistan'dan geri almak için insansız hava araçları kullanıldı. ABDliler ve diğer Batılı ülkeler, BM'de Karabağ'ın Azerbaycan'a ait olduğunu onayladı. Peki Bayraktarları orada kullanmak neden yanlış? Ayrıca Azerbaycan silahlarının %70'ini İsrail'den ithal ediyor ama bu konuda Tel Aviv'i kimse eleştirmiyor. Bu tür pozisyonlar ikiyüzlü değil mi? Ukrayna'ya gelince, Ukraynalıları Rusya yanlısı Ukrayna hükümetine karşı bir ayaklanma başlatmaya kışkırtan ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilileriydi. Victoria Nuland ve John McCain'in sonunda başarılı olan iktidar geçişini nasıl desteklediklerini hatırlayabiliriz. Bu nedenle, Ukrayna'nın Türk yapımı SİHA'lara sahip olması, Washington Post'un iddia ettiği gibi Rusya ile gerilimde bir kriz noktası olmadı. Tam tersine, gerilimi tırmandıran ABD hükümet yetkilileriydi. Ayrıca, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nde (MIT) öğretim görevlisi olan Max Tegmark, Türkiye'nin önde gelen SİHA üreticisi Selçuk Bayraktar'a ders vermekten utanmamalı çünkü üniversitesi ilk atom bombasının yapımında görev alan dokuz bilim adamını övüyor. Bayraktar'ın İHA teknolojisi, terör gruplarının saldırısından on binlerce masum hayatı kurtardı. Bunun aksine, mezun olduğu okulun mezunları yüz binlerce sivilin toplu olarak katledilmesini sağladı. Eleştirilere rağmen, Türk hükümeti ahlaki ve insani bulduğu şeyi yapmalıdır. Türkiye, dünyaya doğru politikalar izleyen bazı hükümetler olduğunu öğretmelidir.