Türkiye-Rusya yakınlaşması Batı'yı endişelendiriyor
Batılı başkentler, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rus lider Viladimir Putin arasındaki ekonomik işbirliğinin yoğunlaştırılmasından giderek daha fazla endişe duyarak, Rusya'nın yaptırımlardan kaçınmasına yardımcı olması halinde NATO üyesi Türkiye'nin cezalandırıcı misillemelerle karşı karşıya kalabileceğine dair artan riske karşı uyarıda bulunuyor.
Batı, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rus lider Vladimir Putin arasındaki ekonomik işbirliğinin yoğunlaştırılmasından endişe duyuyor ve Rusya'nın yaptırımlardan kaçınmasına yardımcı olması halinde NATO üyesi Türkiye'nin cezalandırıcı misillemelerle karşı karşıya kalabileceğine dair uyarılarda bulunuyor.
Altı Batılı yetkili, Financial Times'a Türk ve Rus liderlerin Soçi'de gerçekleştirdikleri dört saatlik zirve sonrası ticaret ve enerji işbirliklerini genişletme taahhüdünden endişe duyduklarını belirtti.
Bir AB yetkilisi, 27 üyeli NATO bloğunun Türk-Rus işbirliğini "daha yakından" izlemeye başladığını ve Türkiye'nin Rusya ile giderek yakınlaşmasından endişe duyduğunu belirtti.
Bir diğer AB yetkilisi, Türkiye'nin Rusya'ya karşı tavrını “son derece fırsatçı” olarak nitelendirerek,
“Türklerin dikkatini, endişe duyduğumuz konulara çekmeye çalışıyoruz”
ifadelerini kullandı.
Washington defalarca, Rusya'nın yaptırımlardan kaçmasına yardımcı olan ülkelere “ikincil yaptırımlar” uygulayacağı konusunda uyarılarda bulundu. Ancak AB, bu konuda daha temkinli davrandı.
ABD Hazine Bakan Yardımcısı Wally Adeyemo, Haziran ayında İstanbul'da düzenlenen bir toplantıda, Türk yetkililer ve bankacılarla bir araya gelerek, yasadışı Rus parasının bir "kanalı" haline gelmemeleri konusunda uyarılarda bulunmuştu.
Üst düzey bir Batılı yetkili, batılı ülkelerin, şirketlerini ve bankalarını Türkiye'den çekilmeye çağırabileceklerini öne sürdü. Yetkili, Rusya'ya yaptırım uygulayan ülkelerin, ortaya çıkacak risk ışığında Batılı şirketlere Türkiye'deki ilişkilerini sonlandırmaları veya Türkiye ile ilişkilerini azaltmaları çağrısında bulunarak Ankara'ya karşı harekete geçebileceklerini belirtti.
Ancak bu öneri, yasal olarak nasıl çalışacağını ve iyi bir fikir olup olmadığını sorgulayan diğer Batılı yetkililer tarafından reddedildi.
Türkiye, Batı finans sistemine derinden entegredir ve Coca-Cola ve Ford'dan Bosch ve BP gibi küresel markalar, Türkiye'de uzun süredir devam eden ve genellikle oldukça karlı yatırımlara sahiptir.
Yetkili; Türkiye'ye yönelik yaptırımlarla ilgili resmi bir AB kararının, blok içinde bölünmeler göz önüne alındığında, büyük zorluk teşkil edeceğini ancak yine de bazı üye devletlerin harekete geçebileceğini de öne sürdü.
Yetkili;
“Bazı ülkeler, örneğin ticaretin finansmanında kısıtlamalar isteyebilirler veya büyük finans şirketlerinden Türk şirketlerine olan finansmanı azaltmalarını isteyebilirler”
ifadelerini kullandı.
Üç Avrupalı yetkili ise, Brüksel'de Türkiye'nin yansımaları hakkında resmi bir görüşme yapılmadığını belirtti. Bazıları ise Soçi görüşmelerinin tüm ayrıntılarının ve sonuçlarının henüz net olmadığını ve beklenmesi gerektiğini düşünüyor.
Bütün bu uyarılar, Kiev ve Moskova arasında “dengeli” bir yaklaşım sergileyen Erdoğan'ın, Soçi'de Putin ile baş başa görüşmesinden sonra geldi. İki lider, ticaret hacimlerini artırmak, ekonomik ve enerji ilişkilerini derinleştirmek için anlaştıklarını duyurmuştu.
Görüşmenin ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan, Moskova'nın en üst düzey enerji yetkilisi ve Başbakan Yardımcısı Alexander Novak, Türkiye'nin Rus doğalgazını ruble olarak ödeme yaparak almayı kabul ettiğini açıkladı.
Novak; Putin ve Erdoğan'ın iki ülke arasındaki bankacılık ilişkilerinin geliştirilmesi ve ruble-lira cinsinden başka anlaşmalar üzerinde de görüştüklerini sözlerine ekledi.
Erdoğan, Rusya'dan dönüş uçağında gazetecilere verdiği demeçte; Visa ve Mastercard'ın dışında, Türkiye'deki Rusların kartla ödeme yapmalarına imkan sağlayan MIR ödeme sisteminin kullanımına ilişkin de "çok ciddi gelişmeler" olduğunu belirtti.
Erdoğan, MIR kartlarının Rus turistlerin mağaza ve oteller için ödeme yapmasına yardımcı olacağını söyledi. Batılı yetkililer, bu yöntemin Rusya'nın yaptırımlardan kaçınmak için de kullanılabileceğinden korkuyor.
Türkiye ile Batı arasındaki diplomatik ilişkiler uzun süredir gergin durumda. Washington, Türkiye'nin Moskova'dan bir S-400 hava savunma sistemi satın almasına misilleme olarak 2020'de Ankara'ya çeşitli yaptırımlar uyguladı. Ancak bu yaptırımlar ekonomiden ziyade Türkiye'nin savunma sanayisini hedef aldı.
İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğini defalarca veto etmekle tehdit eden Erdoğan, birçok Batı başkentinde güvenilmez bir müttefik olarak görülüyor.
Bununla birlikte Türkiye, terör ve mültecilerle mücadelede Avrupa için önemli bir ortak. Ülke, 2016 yılında AB ile imzalanan ve Avrupa'ya göçmen akışını durdurmaya yardımcı olan bir anlaşmanın parçası olarak yaklaşık 3,7 milyon Suriyeliye ev sahipliği yapıyor.
Rusya ve Ukrayna arasındaki çatışma, Karadeniz'i Akdeniz'e bağlayan boğazlara erişimi kontrol ettiği için Türkiye'nin stratejik açıdan önemini birkez daha ortaya koydu.
Erdoğan ayrıca, Rusya ve Ukrayna arasında imzalanan ve küresel bir gıda krizini önlemeyi amaçlayan tahıl anlaşmasının güvence altına alınmasında da kilit rol oynadı.
Financial Times'da yayımlanan analiz gdh.digital tarafından çevrilmiştir.