gdh'de ara...

Washington Post: ABD, 1860'tan bu yana yaşanacak en tehlikeli seçim sürecine doğru ilerliyor

Trump'ın başkan seçilmesi halinde, ABD şehirlerinde yaygın ayaklanmaların yaşanacağı neredeyse kesin. ABD, 1860'tan bu yana yaşanacak en tehlikeli seçim ve seçim sonrası sürece doğru ilerliyor.

1. resim

Washington Post'da ABD'de yaklaşan seçimin ve olası sonuçlarının değerlendirildiği bir analiz yayınlandı. 

ABD seçimlerinde, Demokratların adayı Biden'ın karşısına gelecek olan Cumhuriyetçi adayın seçilme süreci devam ederken, Washington Post dahil olmak üzere önde gelen yayın organları ve anketler, Biden'ın rakibinin Trump olacağını öngörüyor. 

Diğer yandan ise olası bir Biden-Trump rövanşına dair olumsuz yaklaşımlar ise tüm medya tarafından analiz ediliyor. 

Washington Post, Trump'ın seçimleri kazanmasının ABD'de büyük bir kaosa yol açacağını iddia ederken, ülkenin 1860'tan bu yana yaşanacak en tehlikeli seçim ve seçim sonrası sürece doğru ilerlediğini iddia etti.

İşte Washington Post'da yayınlanan analiz:

ABD gündemindeki siyaset sahnesinin belki de en popüler sorusu eski Başkan Donald Trump'ın 2024 seçimlerini kazanıp kazanamayacağıdır.

Bu sorunun basit cevabı ise elbette kazanabilir. Ancak geniş olarak verilecek cevap çok sayıda dengeyi içerisinde barındırmaktadır.

Başkan Biden, görevdeki bir başkan için kaydedilen en yüksek negatif değerlerden bazılarına sahip. Örnek olarak yaşı ve Başkan Yardımcısı Kamala Harris'in nitelikleri konusunda anlaşılabilir bir endişe var.

Buna rağmen Biden muhtemelen halk oylarının %45 ila %51'ini alma yolunda ilerliyor ve bunun büyük bir kısmı Kaliforniya, Illinois ve New York'da ağırlık kazanıyor.

Aynı zamanda, Trump'ın Cumhuriyetçilerin adayı olması halinde ulusal oyların %45 ila %48'ini alması muhtemeldir.

Bu karışıma, bir de halihazırda bir adayı olan ve yaklaşık 30 eyalette oy pusulasında yer alan Yeşil Parti gibi meşru bir üçüncü partiyi de ekleyin.

Kısacası, 2016'da Trump için işe yarayan (ve 2020'de neredeyse işe yarayan) reçete yeniden hayata geçebilir. Yani Trump'ın Wisconsin, Pennsylvania, Michigan, Georgia ve Arizona gibi yerlerde yakın farklarla kazanma ihtimali yine geçerli.

Bu yakın seçim sonuçları ise ABD'yi yaklaşık 13 ay sonra olağanüstü tehlikeli bir kaosun içerisine götürebilir.

Trump'ın Kasım 2024'te başkan seçilmesi halinde, ABD şehirlerinde yaygın ayaklanmalar ve sokaklarda şiddet olaylarının yaşanacağı neredeyse kesin.

Örnek olarak; yeni yönetimin siyasi atamaları yapması çok zor olabilir. Çünkü Washington'daki kurumlar, Beyaz Saray kompleksine girip çıkarken yeni isimlerin güvenliklerini garanti edemeyebilir ve Birleşik Devletler yönetilemez hale gelebilir.

Benzer şekilde, Biden'ın yeniden seçilmesi durumunda, çok sayıda eyalet de dahil olmak üzere Amerikan toplumunun geniş kesimleri onu başkan olarak kabul etmeyi reddedebilir ve takip eden dört yıl, mevcut başkan yardımcısının herhangi bir noktada ve herhangi bir süre için Biden'ın yerine geçmesi durumunda bu durum daha da kötüleşebilir.

Yani; farklı nedenlerle ve farklı şekillerde Amerika Birleşik Devletleri yönetilemez hale gelebilir.

Biden ve ekibi, yeniden seçim kampanyalarının iki unsurdan oluşacağını açıkça belirttiler. Bunlar; eyaletlerde kürtaj hakkı erişiminin korunması ve demokrasinin Trump ve ekibine karşı korunması olarak ötelendi.

Ancak özellikle bununla ilgili bir sorun var. Biden'ın yaptığı gibi, demokrasiyi “benim istediğim sonuç" şeklinde tanımlamak, "demokrasiye" aykırı ve dolayısıyla şiddeti haklı çıkaran bir tehdit haline gelebilir.

Nitekim daha geçen hafta Biden yaptığı bir konuşmada, Trump yanlıları ve kendisine karşı çıkanlar hakkında ;

"Amerika'da tehlikeli bir şeyler oluyor. Demokrasimizin temel inançlarını paylaşmayan aşırılıkçı bir hareket var."

ifadelerini kullandı.

Başka bir deyişle, “bana karşı çıkanlar demokrasiye karşı çıkıyorlar” dedi.

Trump'a gelince, başlamak üzere olan kasırga konusunda o da masum değil. Onun ısrarı ve takipçilerinin 2020 seçimlerinin "çalıntı" olduğunu tekrarlaması, ABD'nin seçim sonuçlarını gayri meşrulaştırmaya hizmet etti.

Her iki durumda da ABD, 1860'tan bu yana yaşanacak en tehlikeli seçim ve seçim sonrası sürece doğru ilerliyor.

Tartışma