gdh'de ara...

Arab News: Körfez ülkeleri İran'a karşı Ukrayna savaşından neler öğrenmeli?

Avrupa'daki tecrübe gösterdi ki; mermiler uçuşmaya başladığında savunma bütçelerini artırmak dengeleri hemen değiştirmiyor. Ukrayna'daki savaş, İran'a karşı Körfez ülkeleri için büyük dersler içeriyor.

1. resim

Ukrayna'daki savaş Avrupa ülkelerini güvenlik ve savunmayı daha ciddiye almaya zorladı. Bir yıl önce düşünülemeyecek olan politikalar, şimdi neredeyse tüm Avrupa'da yürürlükte.

Örneğin, geçen yıl bu zamanlar NATO içindeki hararetli tartışma, Ukrayna'ya yalnızca tanksavar füzeleri gönderip göndermeme konusundaydı. Şimdi Almanya, İspanya, Polonya, Birleşik Krallık ve ABD, dünyanın en gelişmiş tanklarından bazılarını Ukrayna'ya gönderecek. Ve bu nedenle çok şey değişebilir.

Rusya'nın işgali, yıllardır savunmaya daha fazla para harcamak konusunda isteksiz olan Avrupa'nın maliye bakanlarının da zihnini tamamen değiştirdi. Yıllarca süren yetersiz yatırımın ardından, Avrupa savunma yeteneklerini geliştirme konusunda fazlasıyla ciddileşiyor.

Son dönemde bazı zor dersler alındı. Avrupa ülkeleri artık savunmaya daha fazla para harcıyor olsalar da, yıllarca süren kronik yetersiz yatırımın ardından hala arayı kapatamıyorlar. İşgalin ilk günlerinde bazı Avrupa ülkeleri, Ukrayna'ya gönderilebilmesi için bakımı düzgün yapılmış silah ve askeri teçhizat bulmak için çabalıyorlardı. Birçoğu, envanterlerindeki ekipman stoklarının süresinin dolduğunu, eskidiğini veya yıllarca süren bütçe kesintileri nedeniyle savaşa uygun olmadığını keşfetti.

Avrupa'daki ve hatta ABD'deki önemli mühimmat stokları, Ukrayna'ya tedarik ettikten sonra tehlikeli bir şekilde azaldı. Politika yapıcılar, savunma sanayi üssünün açığı kapatmak için üretimi hızlı bir şekilde artırma yeteneğinden yoksun olduğunu ise ancak şimdi keşfediyor.

Ayrıca, Avrupa'da Ukrayna'ya hangi askeri teçhizatın sağlanacağına dair bazı tartışmalar endişe verici. Almanya ve İsviçre gibi bazı ülkeler, kendi ürettikleri ekipmanların Ukrayna'ya transferini onaylamaktan çekiniyor. En son örnekler, Berlin'in ilk başta Alman yapımı tankların Ukrayna'ya yeniden ihraç edilmesine izin vermemesi ve İsviçre'nin İsviçre yapımı mühimmatın oraya gönderilmesini engellemesiydi.

Yani aslında Avrupa yüzeyde birleşmiş görünse de, hala önemli anlaşmazlık alanları yaşıyor.

Avrupa, güvenlik ve savunma politikalarını Rusya'dan dolayı ortaya çıkan tehditle başa çıkmak için yeniden düzenlerken, Körfez ülkeleri İran'a dair güvenlik endişeleriyle ilgili bu yaşananlardan ne öğrenebilir?

En önemli ders, silahlı kuvvetlere uygun şekilde yatırım yapmaktır. Mermiler uçuşmaya başladığında, savunma bütçelerini artırmaya başlamak için artık çok geç olduğunu Avrupa'da yaşanan süreç net bir şekilde ortaya koymuştur.

Yani ülkerin ordularına, özellikle modern teçhizat ve eğitime yapılan yatırımların uzun vadede yapılması gerekiyor. Avrupa'da görüldüğü gibi, yıllar içinde bütçelerin kısılmasının etkisi, bir savaş çıkana kadar asla hissedilmedi. Körfez ülkeleri bu duruma düşmemeli.

Avrupa'nın geçen yılki deneyiminden çıkarılacak bir başka ders de, yeterli teçhizat ve cephane stoku bulundurmanın önemidir. İthal edilmeyen herhangi bir askeri donanım için sağlam bir savunma sanayi tabanını sürdürmek veya en azından ekipman satın almak için güvenilir pazarlara erişim sağlamak da önemlidir. Geçen yıl tanık olunduğu gibi, savunma üreticileri üretimi bir gecede artıramazlar.

Askeri teçhizatın nereden satın alındığını da dikkate almak önemlidir. Örnek olarak Almanya iyi tanklar üretiyor olabilir, ancak Berlin bunların nasıl kullanılabileceği konusunda kısıtlamalar getiriyorsa bunlar ne işe yarar? Nitekim Berlin, Alman yapımı Leopard tanklarını Ukrayna'ya teslim etmeyi geciktirdi.

Ayrıca, Orta Doğu'daki pek çok ülke, modern Batı silahları karşısında hurdaya dönüşen Rus yapımı askeri teçhizatı hala kullanıyor. Bölgedeki politika yapıcılar, hangi yeni ekipmanın gerekli olduğunu ve hangi eski ekipmanın aşamalı olarak kaldırılması gerektiğini görmek için envanterlerini yakından incelemelidir.

Son olarak, Ukrayna'daki durum ittifakların, ortakların ve ilişkilerin önemini hatırlatıyor. Ukrayna NATO üyesi değil ve ittifakın ortak güvenlik garantisinden yararlanmıyor, ancak Kiev ile birçok NATO üyesi arasında yıllar boyunca yakın işbirliği bugün için çok yardımcı oldu.

Ukrayna'dan alınacak ders, bölgesel saldırganlık karşısında Körfez ülkelerinin güvenlik ve askeri konularda birlikte daha yakın çalışma çabalarını iki katına çıkarmaları gerektiğidir.

Ukrayna'daki savaş binlerce kilometre uzakta olsa da, dersler içeriyor. İran tehdidine karşı bölge ne kadar hazırlıklı olursa, gelecek o kadar güvenli olacaktır.

Kaynaklar

Tartışma