Arab News: Türkiye-Bahreyn ilişkileri yeni bir döneme hazırlanıyor
Türkiye, Körfez Bölgesi'nde önemli bir bölgesel aktör olarak varlığını güçlendiriyor. Türkiye ve Bahreyn ilişkilerinin önemli güvenlik boyutları ortaya çıkmaya devam ediyor.
Suudi Arabistan merkezli yayın organlarından Arab News'de, geçtiğimiz günlerde TBMM Başkanı Numan Kurtumuş'un gerçekleştirdiği Körfez ziyaretlerinin ve özellikle bu minvalde Bahreyn ile ilişkilerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Özellikle 2016 yılında gerçekleşen Türkiye'deki başarısız darbe girişiminin ardından Körfez ülkeleri ile Türkiye arasındaki ilişkilere dikkat çekilen analizde, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un geçtiğimiz günlerde Körfez ülkelerine gerçekleştirdiği ziyaretler de değerlendirildi.
Analizde ayrıca, Kurtuluş'un Bahreyn ziyaretinin, Türkiye ile Bahreyn ilişkilerinde yeni bir dönemin başlangıcına işaret edebileceği ve özellikle güvenlik alanında yeni adımlara öncülük edebileceği belirtildi.
İşte Arab News'de yayınlanan analiz:
Türkiye ile Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleri arasında 2021 yılı başında başlayan normalleşme, Ankara'nın bölgeyle ilişkilerinde baş dönüştürücü bir etki yarattı.
Ancak Türkiye-Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ilişkileri söz konusu olduğunda, Bahreyn en az bahsedilen ülke konumunda.
Ankara'nın diğer Körfez ülkeleriyle ilişkilerine kıyasla Bahreyn'le ilişkileri bu normalleşme sürecinde kayda değer bir gelişme göstermedi çünkü iki ülke henüz somut bir siyasi, ekonomik ve savunma iş birliğine girişmedi.
Ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş , geçtiğimiz günlerde Bahreyn'i ziyaret etti.
Kurtulmuş, Bahreyn'den ayrıldıktan sonra BAE'ye resmi bir ziyaret gerçekleştirdi ve burada Türk savunma devi Aselsan'ın Abu Dabi'deki şubesinin açılışını yaptı.
Bahreyn'in aksine Ankara'nın BAE ile ilişkileri hem ekonomik hem de savunma alanında hızla gelişiyor. Örneğin Abu Dabi Ankara ile bir serbest ticaret anlaşması imzaladı ve Türk üretici Baykar'dan Bayraktar TB2 insansız hava aracı satın aldı.
Kurtulmuş, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da bu ay BAE'yi ziyaret edeceğini belirtti.
Bu, Türk ve BAE liderlerinin bir yıldan kısa bir süre içinde beşinci kez bir araya gelişi olacak.
Erdoğan'ın güzergahında BAE'ye Bahreyn'in de katılıp katılmayacağı henüz belli değil. Kasım 2022'de Bahreyn'i ziyaret edeceğini duyurmasına rağmen bu gezi gerçekleşmedi.
Geçen yılki cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin ardından Türkiye'nin politika yapıcıları "Türkiye'nin Yüzyılı" başlıklı yeni bir yaklaşım benimsedi.
Bunu yaparken Erdoğan Temmuz ayında Suudi Arabistan, Katar ve BAE'yi kapsayan bir tura çıktı.
Bu tur, hem sembolik hem de stratejik açıdan önemliydi çünkü Türkiye ile Körfez ülkeleri arasında ekonomilerini çeşitlendirmeyi, güvenlik tehditlerine karşı koymayı ve bölgedeki rollerini artırmayı amaçlayan çeşitli anlaşmalar imzalandı.
Bu nedenle Kurtulmuş'un Manama ve Abu Dabi ziyaretleri zamanlama ve görüşmeler açısından önemliydi.
Bahreyn ziyareti Türkiye-Bahreyn ilişkilerinde yeni bir dönemin başlangıcına işaret edebilir ve Türk tarafından gelecek üst düzey bir ziyaret için zemin hazırlayabilir.
Bahreyn Kralı Hamad, Temmuz 2016'da yaşanan Türkiye'deki başarısız darbe girişiminin ardından Ankara'yı ziyaret eden ilk Arap lider olmuştu.
Kral Hamad'ın 2016'da Ankara'ya ve Erdoğan'ın 2017'de Manama'ya yaptığı ziyaretler sırasında savunma, diplomatik, eğitim ve ekonomik işbirliği alanlarında çok sayıda anlaşma imzalandı. Ancak Ankara ile Manama arasında gelişen ilişkiler 2017 Körfez krizi ve 2020 İbrahim Anlaşması'ndan olumsuz etkilendi.
Yine de Ankara ve Manama arasındaki diplomatik temaslar devam etti. Eski Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Ocak 2022'de Bahreyn'e iki günlük resmi bir ziyarette bulundu ve bunu Mart 2022'de dönemin Türkiye Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin ziyareti takip etti.
Geçtiğimiz yıl Bahreyn, yıkıcı depremlerle sarsılan Türkiye ve Suriye'ye kurtarma ve yardım ekipleri gönderen KİK ülkeleri arasında yer aldı. Bahreyn halkı da Türkler ve Suriyelilerle dayanışma amacıyla bağış kampanyaları yürüttü.
Ayrıca, Türkiye'nin Manama Büyükelçisi Esin Çakıl, iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesinde, iş ve kültürel işbirliğine odaklanılmasında etkili olmuştur.
Uluslararası diplomaside, güvenlik ve savunma işbirliği gibi üst düzey konular umut verici bir düzeyde olmadığında, devletler bunun yerine kültürel ve ekonomik işbirliği de dahil olmak üzere alt düzey politikalara odaklanarak ilerleyebilirler.Bahreyn halihazırda Türkiye'nin en etkili kültür kurumlarından biri olan ve Türk dilinin ve kültürel normlarının dünya çapında öğrenilmesini teşvik eden Yunus Emre Enstitüsü'nün bir şubesine ev sahipliği yapıyor.
Enstitünün şu anda Körfez bölgesinde sadece Katar ve Bahreyn'de şubeleri bulunuyor.
Bahreyn'in özellikle savunma ve ticaret alanlarında bölgesel güçlerle ortaklıklarını çeşitlendirmesi kritik bir önem kazanmıştır. Nispeten az enerji kaynağı, sınırlı pazar ve tasarrufları nedeniyle KİK ülkeleri arasında en küçük ve en kırılgan ekonomiye sahiptir. Bu nedenle, çeşitlendirme konusu ulusal ekonomi için hayati önem taşımaktadır.
Türkiye ve Bahreyn arasındaki ticaret hacmi diğer Körfez ülkeleriyle kıyaslanamayacak düzeyde olsa da Ankara'nın Bahreyn'le olan bağları sayesinde hem hidrokarbon hem de yenilenebilir enerji kaynakları gibi yeni enerji kaynaklarına ulaşma fırsatı bulunurken Manama da Türk yatırımlarını çekebilir.
Ekonomik bağların nispeten gelişmemiş olmasına rağmen, Türkiye-Bahreyn ilişkilerinin önemli güvenlik boyutları bulunmaktadır.
Son birkaç yılda Türkiye'nin savunma sanayisi Körfez ülkelerine satışlarını arttırdı. Dolayısıyla bu Bahreyn'in Türkiye ile işbirliğini derinleştirebileceği bir alan olabilir. Bahreyn'in güvenlik ve ekonomik işbirliğinde ABD önemli bir yer işgal etse de Türkiye on yıllardır Körfez'de karşı güç olarak hareket eden önemli bir bölgesel aktör.
Ankara için Körfez'deki dostlarının sayısını artırmak hayati önem taşıyor.
Ankara, KİK üyesi her devlete karşı farklı çıkarlarına göre belirli bir politika izliyor. Diğer KİK üyeleri gibi Bahreyn de, özellikle yükselen hegemonik İran, artan terörizm riski ve büyük güç rekabetinin istikrarsızlaştırma potansiyeli gibi istikrar ve güvenliğine yönelik önemli tehditler algıladığı için Türkiye ile bağlarını derinleştirmek isteyebilir.
Normalleşme sonrası dönemde bölgesel siyasetin yeni gerçekleri göz önüne alındığında, Türkiye'nin Bahreyn ile ilişkileri, Ankara'nın diğer KİK ülkeleriyle olan ilişkilerinin seviyesine ulaşmasa bile, gelişme potansiyeline sahiptir ve gelişmelidir.