Asia Times: Güney Kore'de neden darbe girişimi yaşandı?
Güney Kore'de neden darbe girişimi yaşandı ve neden başarısız oldu? Benzer girişimlerle dolu olan ülke tarihi darbe girişiminin arka planı hakkında neler söylüyor?
Kanada merkezli yayın organlarından Asia Times'da, geçtiğimiz günlerde Güney Kore'de yaşanan darbe girişiminin tarihsel ve günümüz arka planının detaylarının değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Güney Kore'de başkanlık görevini yürüten Yoon Suk Yeol'un sıkıyönetim ilan ederek 1980 yılından sonra ilk kez ülkeyi darbe ile yönetmeye çalıştığına dikkat çekilen analizde, “Kuzey Kore tehlikesi” olarak adlandırdığı bahanein ise ülkedeki diğer darbe süreçlerine de aslında dmga vurduğuna dair tarihsel bilgilere yer verildi.
Analizde ayrıca; darbenin neden başarısız olduğu ve sürecin bundan sonra Güney Kore'ye neler getirebileceğine dair öngörülere yer verildi.
İşte Asia Times'da yayınlanan analiz:
Güney Kore 1970'ler ve 1980'lerdeki sıkıyönetim döneminde büyük oranda dışa kapalı ve medya dahil olmak üzere neredeyse tüm sivil kurumlar büyük baskı altındaydı.
Ülke 1987'de demokrasiye geçtiğinden bu yana biraz daha şeffaf hale geldi ancak Güney Kore'de durum yine de tam bir demokrasi ortamı değil.
Başkan Yoon Suk Yeol'un kalkıştığı başarısız darbe girişimi, tüm dünyada 5N1K olarak adlandırılan bilgilerin de merak edilmesini beraberinde getirdi. Ancak hükümet kontrolündeki Güney Kore medyasında bilgilerin dünya kamuoyuna yansıması uzun sürdü.
Darbe girişiminde neler yaşandı?
Güney Kore'de başkanlık görevini yürüten Yoon Suk Yeol, Güney Kore Cumhuriyeti Ordusu Genelkurmay Başkanı General Park An-su'yu sıkıyönetim komutanı olarak atayarak ordu unsurlarıyla işbirliği yaptığını ortaya koydu.
Ancak, 3 Aralık Salı günü Seul'deki Ulusal Meclis'te, savaş teçhizatlı askerler içeri girmeye ve ülkenin parlamentosunu kapatmaya çalışırken, Yoon'un kendi partisi bile başkana sırtını döndü.
Görünen o ki; Yoon orduyu kendisine sadık olan kişilerle doldurmuştu ancak sivil kanatta bunu başaramamıştı. Nitekim sıkıyönetim ilan etti ancak bu emri parlamentoda çok kısa bir süre içerisinde reddedildi.
Darbeler başarılı olursa trajedi başarısız olursa maskaralık olur. Bu darbe süreci de tam bir maskaralığa dönüştü.
Başkan Yoon, salı gecesi sıkıyönetimi ilan ettiği televizyon konuşmasında;
“Özgürlükçü Güney Kore'yi Kuzey Kore'nin komünist güçlerinin yarattığı tehditlerden korumak ve halkın özgürlük ve mutluluğunu yağmalayan devlet karşıtı unsurları ortadan kaldırmak için acil sıkıyönetim ilan ediyorum.”
ifadelerini kullandı.
Peki bu sıkıyönetim hamlesinin nedeni tam olarak neydi?
Güney Kore'nin, 1960 ve 1980'lerde yaşadığı darbe süreçlerinde de benzer bahane öne sürülmüştü.
Kuzey Kore'den geldiği iddia edilen tehdidi iktidarı ele geçirmek için bir bahane olarak kullanmak, ordu destekli Yoon rejiminin 1960'larda ve 80'lerdeki yönteminin birebir aynısı olarak sahnelendi.
Güney Kore Devlet Başkanı Park Chung Hee'nin 26 Ekim 1979'da öldürülmesinden sonra Güney Kore'de, hızla Kuzey Kore'nin güneye doğru bir askeri harekat yapma hazırlığında olduğu haberi yayıldı.
Ancak bu haberler düpedüz yalandı ve Tümgeneral Chun Doo-hwan'ın başarılı bir darbe ile iktidarı ele geçirmesini destekleyen güçler tarafından uydurulmuştu. Nitekim bu haberler başarılı oldu ve Tümgeneral Chun Doo-hwan askeri güçle iktidarı ele geçirdi.
O dönemin Başbakanı Shin Hyon-hwak, 10 Mayıs 1980'de Seul'de Güney Koreli gazetecilere verdiği brifingde, Kuzey Kore'nin sızma eğitimi almış Sekizinci Kolordusu'nun bir süredir istihbarat gözetiminin dışında olduğunu ve Kuzey Kore'ye bir saldırı yapabilecekleri konusunda ordunun kendisini bilgilendirdiğini açıkladı.
O dönemde Güney Kore'nin sadece iki “yakın müttefiki” vardı. Bunlar Amerika Birleşik Devletleri ve Japonya'ydı. Dolayısıyla her iki müttefikin bu bilgiyi teyid etmesi çok kolaydı. Ancak öyle olmadı.
Bu durumu bahane eden ordu, teyidi beklemeden hızlı bir şekilde harekete geçti ve iktidarı ele geçirdi. Daha sonra ise haberin asılsız olduğu ortaya çıktı.
Bu tarihsel arka plan göz önünde bulundurulduğunda, Güney Kore'de yeniden gerçekleştirilmek istenen darbede aynı senaryonun tekrarlanması şaşırtıcı olmadı.
Ne olacak?
Yoon, Güney Kore'yi siyasi olarak ele geçirmeye çalıştığına inandığı Kuzey yanlısı unsurların en büyük eleştirmenlerinden biri olmuştur.
Bunun hem Güney Kore hem de müttefikleri için ciddi bir sorun olduğu konusunda, Güney Kore'nin müttefikleri olan ABD ve Japonya'da dahil olmak üzere nerdeyse herkes hemfikir.
Ancak bu yeni bir sorun değildi.
Bir önceki Kuzey Kore yanlısı olan devlet başkanı Moon Jae-in, beş yıl boyunca ülkeyi yönetti. Ancak o bile Güney Kore'yi ele geçiremedi.
Gelinen noktada da büyük olasılıkla Kuzey Kore tehdidinde somut bir artış yoktu. Ancak tüm dünya Kuzey Kore birliklerinin Rusya'ya, hatta iddiaya göre Kursk cephesine konuşlandırılmasından dehşete düşmüşken, Yoon'un böyle bir tehdidi fırsat olarak kullanmak istedi.
Yani bu darbe girişimi tamamen iç politika konuları ile ilgiliydi.
Yoon, parlamentodaki muhalefet çoğunluğuna rağmen ülkeyi yönetmeye çalışmakta ve hatta kendi partisinin lideri Han ile kavga etmekteydi.
Muhalefet onu kısıtlayıcı bir bütçeyle engellemek istiyordu ve karısına yönelik yolsuzluk suçlamalarıyla birlikte görevden alma konusunda elini güçlendirmişti.
Bu noktada görünüşe göre Yoon; Güney Kore'nin 1970'ler ve 80'lerdeki eski tarihinden bir yaprak alıp bunu hayata geçirerek ülkeyi yönetebileceğini hesapladı.
Zira başkan orduyu, Kuzey Kore karşıtı sertlik yanlılarıyla doldurduğu için Yoon'un hamlesinin başarılı olma ihtimali vardı. Ancak girişim başarısız oldu.
Bu tartışmada bundan sonra nereye gidecek sorusunun cevabı ise net. Muhtemelen bu olay, Güney Kore iç politikasının derinlerine sirayet edecek ve ülkede, siyasi kaos baş gösterecek.