Doğu Anadolu’nun saklı tarihi: Keşfedilmeyi bekleyen antik kentler
Doğu Anadolu Bölgesi, Türkiye topraklarının beşte birini kaplayan geniş coğrafyasıyla, Urartular başta olmak üzere birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve bu uygarlıkların izlerini taşıyan pek çok antik yerleşim, bölgenin zengin geçmişine ışık tutuyor.
Altıntepe, Erzincan
Erzincan’ın Üzümlü ilçesinde yer alan Altıntepe, Urartu döneminde kurulmuş bir antik kenttir.
Yaklaşık 60 metre yükseklikte olan bu tepe, Bizans ve Osmanlı uygarlıklarına da ev sahipliği yapmıştır.
İlk kazılarda Urartu Tapınağı, Apadana, yer altı mezarları ve sur duvarları gibi yapılar keşfedilmiştir. İkinci dönem kazılarında ise tapınak onarılmış, gelişmiş kanalizasyon sistemi ortaya çıkarılmıştır.
Bu tarihi eserlerin bir kısmı Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergileniyor. Hala devam eden ikinci dönem kazılarında ise tapınak kısmı onarılmış durumdadır.
Mozaik tabanlı Erken Bizans Kilisesi’nden çıkarılan mozaikler ise Erzincan Müzesi’nde sergileniyor.
Anzavurtepe (Aznavurtepe) Höyüğü, Ağrı
Ağrı’nın Patnos ilçesinde yer alan Anzavurtepe, Urartu döneminin önemli kalıntılarına ev sahipliği yapar.
Bu höyükte saray, tapınak, kale ve sur izleri bulunmuştur. Urartu döneminin en önemli kalıntılarından biri olan bu höyük, 300 metre yüksekliğe sahiptir.
Ağrı’daki en eski yerleşim yeri olduğu bilinen Anzavurtepe Höyüğü’nde saray, tapınak, platform, mezar taşları, bazalt taşlarla örülmüş kale, tepeyi çevreleyen sur izleri ve bina kalıntıları bulunmuştur.
Anzavurtepe Kalesi ve surları, Urartu Kralı Menua döneminde yapılmıştır.
Giriktepe Höyüğü, Ağrı
Patnos ilçesinde yer alan Giriktepe Höyüğü, Urartuların merkezi olarak bilinir.
Ağrı’nın Patnos ilçesinin 2 kilometre kuzeydoğusunda yer alan Anzavurtepe Höyüğü, halk arasında Kot Tepe olarak da bilinir.
Yaklaşık 2 bin 800 yıllık bir geçmişe sahip Anzavurtepe Kalesi de yine Urartular döneminden kalmış. Kaleyi çevreleyen surların bazı bölümlerinde kuleler yer alıyor.
Yapılan kazılarda, Urartu dönemine ait saray kalıntıları ve surlar ortaya çıkarılmıştır. Höyükten çıkarılan eserler, Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenmektedir.
Arslantepe Höyüğü, Malatya
Türkiye’nin en büyük höyüklerinden biri olan Arslantepe Höyüğü, Malatya’nın Battalgazi ilçesindedir.
Otuz metre yüksekliğe sahip olan bu höyükte M. Ö. 5 bin yılından M.S. 11. yüzyıla kadar yerleşim yeri olarak kullanılmıştır.
Adeta bir Açık Hava Müzesi niteliğinde olan Arslantepe Höyüğü’nde yapılan kazı çalışmaları sonucunda M. Ö. 3600 - 3500 yıllarından kalma bir tapınak ve M. Ö. 3300 - 3000 yıllarından kalma bir saray bulunmuştur.
Yapılan kazılarda çok sayıda mühür ve ustalık gerektiren madeni eşyalar gün yüzüne çıkarılmış. Bu değerli kazı bulguları Arslantepe’nin siyasi, dini, ticari ve kültürel bir merkez olduğunu kanıtlar nitelikte.
Bu etkileyici höyükte gezebileceğiniz yerler arasında boyu iki buçuk metreye kadar uzanan kerpiç duvarlar, tapınak, depo ve idari odalar bulunuyor.
Saray yapısının içerisinde yürürken size eşlik eden panolar savaşın başlangıç koşulları, ilk idari sistemin nasıl işlediği gibi konular hakkında kapsamlı bilgiler veriyor. Ayrıca sarayın orta kısmında yer alan koridoru ve odaları süsleyen tarihi duvar resimlerini de görebilirsiniz.
Kayalıdere, Muş
Urartu Kalesi ve Urartu Kaya Mezarı ismiyle de bilinen Kayalıdere Antik Kenti, Muş’un Varto ilçesinin Kayalıdere Köyü’nde bulunuyor.
Urartu Kralı II. Sarduri döneminde kurulmuş olduğu düşünülen bu antik şehir, o zamanlarda askeri yerleşim yeri olarak kullanılmış. Bölgede yapılan kazı çalışmaları sayesinde tapınak, kale, içinde şarap küpleri bulunan bir depo ve kaya gömütü ortaya çıkarılmış.
Kazılarda bulunan tunç aslan heykeli, aslan tasvirli kemerler, ok başları ve tunç iğneler dikkat çeken tarihi eserler arasında yer alıyor. Çıkarılan eserlerin bir kısmı Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergileniyor.
Harput, Elazığ
2018 yılında UNESCO Kültür Mirası Geçici Listesi’ne kabul edilen Harput Antik Kenti, Elazığ’da bir açık hava müzesi gibi sergilenmektedir.
M.Ö. 20. yüzyıla kadar uzanan tarihiyle, Urartular, Persler, Bizans ve Osmanlı gibi birçok uygarlığa ev sahipliği yapmıştır.
M.Ö. 8. yüzyılda Urartular tarafından dikdörtgen bir plan üzerine inşa edilen Harput Kalesi iç ve dış kale bölümlerinden oluşuyor.
Harput Kalesi, mağaralar ve dini yapılar, antik kentte görülmesi gereken başlıca yerlerdir.
Tuşpa (Van Kalesi), Van
Van Gölü’ne hâkim bir noktada yer alan ve dünyanın hala yaşanılan en eski kentlerinden biri olma özelliğini taşıyan Tuşpa, Urartuların başkentidir.
Urartu Kralı I. Sarduri tarafından kurulan bu şehir M. Ö. 9. yüzyıldan yıkılışına kadar Urartuların başkentliğini yapmıştır.
Tuşpa’daki arkeolojik kazılar Van Kalesi içerisinde gerçekleştirilmiş. Kalenin girişinde Sarduri (Madır) Burcu yer alıyor. Kazı çalışmalarında Kral I. Sarduri tarafından Asur dilinde yazdırılmış çivi yazılı kitabeler bulunmuş.
Analı-Kız Açık Hava Mabedi, Bin Merdivenler, Ana Kaya’ya oyulmuş sur duvarları, Urartu krallarından Menua, I. Argişti ve II. Sarduri’nin kaya mezarları kalede görülmesi gereken yerlerin başında geliyor.
M.Ö. 8. yüzyılda inşa edilen Van Kalesi, iç ve dış kale bölümleriyle dikkat çeker.
Kalenin çevresinde Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait cami kalıntıları bulunur. Yakındaki Van Urartu Müzesi de mutlaka ziyaret edilmelidir.
Ani, Kars
2012 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne kabul edilen Ani Antik Kenti, 2016’da ise Dünya Mirası Listesi’ne girmiş.
UNESCO tarafından tescillenen bu değerli tarihi kent, Kars şehir merkezinden yaklaşık 42 kilometre uzaklıktaki Ocaklı Köyü sınırları içinde bulunuyor.
Ani Harabeleri ve Ören Yeri, Türkiye ile Ermenistan arasında doğal bir sınır oluşturan Arpaçay Nehri’nin batısında yer alıyor.
Sahip olduğu çok sayıda kilise ve şapel sebebiyle “Binbir Kilise Şehri” veya “Kırk Kapılı Şehir” olarak bilinen Ani’nin ismi tarihi kayıtlarda ilk olarak 6. yüzyılda Ermeni beylerine ait bir yer olarak geçmiş.
Bu antik şehir yıllar içinde Bagratuni Ermenileri, Selçuklular, Bizans ve Osmanlı gibi birçok uygarlığa ev sahipliği yapmıştır.
Son zamanlarda çok popüler olan Doğu Ekspresi’nin en gözde noktalarından biri olan Ani’de görülecek yerlerin başında Ani Katedrali, Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi, Surp Hripsime Manastırı (Bakireler Manastırı), Kral Gagik Kilisesi, Aslanlı Kapı, Ateş Tapınağı, Menuçehr Camii, Ani Şehir Surları ve Selçuklu Kervansarayı geliyor.
Ani Katedrali olarak bilinen Meryem Ana Kilisesi ya da Büyük Katedral, şehrin en korunmuş yapılarından biri olarak karşımıza çıkıyor.
Bu güzel kilisenin mimarı ise İstanbul’daki Ayasofya Kilisesi’nin kubbesini tamir etmiş olan Mimar Tridat'tır.