Haaretz: İsrail, Amerika'daki üniversiteleri ve dünyadaki halkla ilişkileri kaybediyor!
İsrail, Amerika'daki üniversiteleri ve dünyadaki halkla ilişkileri kaybediyor. İsrail'de liderlik değişmezse, Biden yönetimi İsrail'i destekleyen son Demokrat yönetim olabilir!
İsrail'in önde gelen yayın organlarından Haaretz'de, İsrail'in özellikle ABD'deki üniversitelerde başlayan protestolarda da göründüğü üzere, dünyadaki halkla ilişkiler sürecini yönetemediğinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Ülkenin, halihazırdaki aşırı sağcı hükümet altında bir dönem daha ayakta kalmakta zorlanacağı belirtilen analizde, İsrail'in dünyada halkla ilişkiler konusunda da büyük bir başarısızlık yaşadığı tespiti yapıldı.
Analizde ayrıca; İsrail'de liderlik yakında değişmezse, Biden yönetiminin İsrail'i destekleyen son Demokrat yönetim olabileceği belirtildi.
İşte Haaretz'de yayınlanan analiz:
Geçtiğimiz birkaç ay İsrail'in, ABD'nin diplomatik, ekonomik ve askeri desteğine ne kadar bağımlı olduğunu ortaya koyarken, İsrail şu anda ABD ile ilişkilerinde bir dönüm noktasına da yaklaşıyor.
7 Ekim'de İsrail, askeri olarak gafil avlandı. 8 Ekim'de ise işlemeyen bir hükümete sahip bir ülke olduğunu farketti.
Şimdi ise İsrail'in önünde, üçüncü büyük başarısızlık tüm ihtişamıyla duruyor. İsrail halkla ilişkiler konusunda büyük bir başarısızlık yaşıyor.
Ülkenin, aşırı sağcı hükümet altında bir dönem daha ayakta kalmakta zorlanacağı açık.
New York polisinin düzinelerce tutuklama yaptığı Columbia Üniversitesi'nde Filistin yanlısı öğrencilerin gösterileri ile başlayan olay, hızla Amerika Birleşik Devletleri'ndeki ve başka ülkelerdeki üniversitelere yayıldı.
Protestolar sırasında, "Tel Aviv'i ve İsrail'i havaya uçurun" ve “Özgür Filistin” gibi sloganlar atıldı.
En yoğun olaylar ise İsrailli işletme profesörü Shai Davidai'nin de gözaltına alındığı Columbia'da yaşandı. Bunlar 2024'ün Amerika'sında yaşandığına inanmakta güçlük çektiğimiz şok edici görüntülerdi.
Amerika Birleşik Devletleri bu hafta Senato'nun bir yardım paketini büyük bir çoğunlukla onaylamasıyla İsrail'e olan güçlü desteğini kanıtladı. Ancak kampüslerden gelen görüntüler, yönetim, medya ve toplumun genelindeki uzun vadeli eğilimlerle birlikte bu desteği tehlikeye atıyor.
İsrail üniversiteleri kaybetti
İsrail için bu kayıp, Amerikan toplumunda uzun yıllar süren sosyopolitik bir mücadelenin, büyük ölçüde genç Amerikalıları saran ilerici kavramlar ve kültürden kaynaklanan bir mücadelenin içinde gerçekleşti.
Bu kavramlar akademik kurumlarda yaygın olarak benimsenmiş ve nihayetinde İsrail-Filistin çatışmasının çerçevesini değiştirmiştir.
Yeni anlatı, Siyonizmi baskı ve emperyalizmle özdeşleştirerek İsrail'in var olma hakkını ve Yahudi halkının İsrail Toprakları ile olan bağını inkar etme noktasına geldi.
İsrail'e verilen desteğin azaldığı, 7 Ekim'den bu yana 18-24 yaş arası Amerikalılar arasında yapılan anketlerde; ankete katılanların yarısı Hamas'a destek verirken, çoğu ABD Başkanı Joe Biden'ın İsrail politikasına karşı çıkıyor.
Bu gençler şu anda seçkin üniversitelerde "Nehirden denize" pankartları sallayan ve intifada çağrısı yapan gençlerle aynı kişiler.
Gelecekte bu gençleri Senato'da, mahkemelerde, ekonomi yönetiminde ve hatta Beyaz Saray'da görebiliriz.
İsrail karşıtı tutumun, özellikle de adayların potansiyel seçmenleri görmezden gelemeyeceği bir seçim yılında, Amerikan politikasını etkilediği aşikâr.
Olası destek kaybının fragmanını bir ay önce ABD'nin BM Güvenlik Konseyi'nin Hamas'ı kınamadan acil insani ateşkes ve rehinelerin serbest bırakılması çağrısında bulunan kararını dramatik bir şekilde veto etmemesiyle gördük.
Bu durum ABD-İsrail ilişkilerinde bir çatlağa neden olmuş ve Başbakanlık Washington'a gidecek bir İsrail heyetini iptal etmişti.
İsrail, ABD ile ilişkilerinde yol ayrımında
ABD yönetimi olağanüstü askeri destek sağlıyor ama aynı zamanda aşırı sağcı aktivistlere ve bazı İsrailli oluşumlara yaptırım uyguluyor.
Amerikan desteğinin zayıflaması ve yardım akışının yavaşlaması ihtimali İsrail için açık ve mevcut bir tehlikedir.
Geçtiğimiz birkaç ay İsrail'in, ABD'nin diplomatik, ekonomik ve askeri desteğine ne kadar bağımlı olduğunu göstermiştir.
İsrail hükümeti ve savunma teşkilatı, bu durumu düzeltmek için derhal harekete geçmelidir. Aslında uzun zaman önce harekete geçmeliydi.
Netanyahu derhal ABD yasa koyucuları ve valileriyle birlikte çalışarak uygun yasaların çıkarılmasını sağlamalı, bağışçılarla ilişki kurmalı, ABD yönetimiyle işbirliği içinde bir plan başlatmalı, sosyal medyada yaratıcı bir şekilde mücadele etmeli ve ABD'deki Yahudi örgütlerini, cemaatlerini ve İsrail'in dostlarını güçlendirmelidir.
Nihayetinde dünya, aşırı sağcı Itamar Ben-Gvir, Bezalel Smotrich'in ve Netanyahu'nun olmadığı, askeri açıdan güçlü ama demokratik bir İsrail istiyor.
Şu andaki "tam sağcı hükümetin" zararı halkla ilişkiler açısından göründüğünden çok daha büyük.
İsrail'de liderlik yakında değişmezse, Biden'ın ekibi İsrail'i destekleyen son Demokrat yönetim olabilir.