Arab News: Savunmada artan gücü Arap dünyasını Türkiye'ye yaklaştırıyor
İsrail'in giderek daha büyük bir tehdit haline gelmesi bölgedeki dengeleri yeniden şekillendiriyor. Arap dünyası savunma sanayi gücü ve etkin dış politikası nedeniyle Türkiye'ye yakınlaşmak istiyor.
Son Güncelleme: 25.08.2025 - 02:01
Suudi Arabistan merkezli yayın organlarından Arab News'de Türkiye'nin özellikle savunma sanayi alanında artan gücünün ve etkili dış politika adımlarının Arap dünyasındaki etkilerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Türkiye'nin özellikle son 10 yılda kararlı ve etkin dış politikasının yanı sıra güçlenen savunma sanayisi ile de bölgedeki en güçlü aktörlerden birisi haline geldiğine dikkat çekilen analizde, İsrail'in Gazze Savaşı'ndaki saldırganlığının ardından daha büyük bir tehdit haline gelmesi ile birlikte de Arap dünyasının Türkiye'ye yakınlaşmaya başladığı tespiti yapıldı.
Analizde ayrıca; başta Suriye olmak üzere Türkiye ve İsrail arasındaki güç rekabetine dair de değerlendirmelerde bulunuldu.
İşte Arab News'de yayınlanan analiz:
Geçmişte Türkiye'nin İsrail ile ilişkileri, başta Mısır ve Suriye olmak üzere Arap ülkeleriyle sık sık önemli bir anlaşmazlık konusu olmuştur. Şimdi ise bölgedeki artan İsrail tehdidi, Ankara ile Arap dünyası arasında önemli bir işbirliği kaynağı olarak işlev görmektedir.
Uluslararası ilişkiler gözlemcileri sık sık belirttiği gibi, “bağlam önemlidir” çünkü bağlam, siyasi ve askeri ittifakları ve rekabetleri şekillendirir.
2010'lar, Türkiye'nin hem Mısır hem de Suriye ile ilişkilerini ciddi şekilde sınayan kritik yıllar oldu.
Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah El-Sisi yönetimi ile ilişkilerin düzelmesi ve Suriye'de Beşar Esed rejiminin çöküşü, Ankara'nın hem Kahire hem de Şam ile ilişkilerini iyileştirmesinin önünü açtı.
Ancak, bu nispeten istikrarlı ortamda İsrail, bu devletlerin aradığı daha geniş bölgesel istikrara meydan okuyan bir istikrarsızlık unsuru olarak ortaya çıktı.
İsrail'in Gazze'deki saldırıları, Lübnan ve Suriye'deki saldırıları ve yerleşik konumu, Türkiye'nin gelişen savunma sanayisi ve askeri yetenekleri sayesinde Arap devletlerinin Türkiye ile daha yakın güvenlik bağları kurma yönündeki dönüşümünün itici gücü haline gelmektedir.
Türkiye'nin Mısır ve Suriye ile artan işbirliği, bu ülkelerle olan ikili ilişkiler hakkında çok şey söylüyor olsa da, daha geniş bölgesel bağlamdan ayrı düşünülemez. Bölgesel aktörler arasındaki siyasi işbirliği artık tek başına yeterli değildir ve İsrail bölgeyi istikrarsızlaştırmaya devam ettiği sürece, bu aktörlerin ekonomik bölgesel vizyonu risk altındadır.
Bu nedenle Arap dünyası Türkiye’ye yakınlaşmak isterken Türkiye de, İsrail'in politikalarından kaynaklanan tehditlere karşı koymak için güvenlik odaklı daha yakın bir işbirliği yoluyla Arap ülkeleriyle ilişkilerinde bir adım ileri gitmeyi hedeflemektedir.
Esed rejiminin çöküşünden bu yana Türkiye, Şam ile kapsamlı bir askeri işbirliği anlaşması imzalamaya çalışmaktadır. Ülkenin güneyinde yaşanan çatışmaların ardından Suriye, Ankara'dan resmi olarak askeri destek talebinde bulunmuştur ve kısa süre önce Türkiye ve Suriye savunma bakanları, Ankara'da yapılan görüşmelerin ardından uzun süredir beklenen askeri eğitim ve danışmanlık anlaşmasını imzalamıştır.
Anlaşma, Suriye ordusunun yeteneklerinin geliştirilmesi, kurumlarının ve yapısının geliştirilmesi ve güvenlik aygıtının kapsamlı bir şekilde reformunu içermektedir. Anlaşma, rejimin devrilmesinden bu yana Ankara ile Şam arasında yapılan ilk resmi askeri işbirliği niteliğindedir.
Türkiye, Suriye'nin toprak bütünlüğünün ve istikrarının korunmasının kendi güvenliği için hayati önem taşıması nedeniyle bu anlaşmayı ulusal güvenliği için bir gereklilik olarak görmektedir.
Ankara'nın Şam ile anlaşmaya yaklaşımını şekillendiren üç temel faktör vardır.
Birincisi, Suriye'de gelecekte yaşanabilecek çatışmalar Türkiye'ye yeni bir mülteci dalgası getirebilir.
İkincisi, Suriye'deki istikrarsızlık, PKK ile bağlantılı bir grup olan Suriye Demokratik Güçleri'ni cesaretlendirebilir ve bu grubun Suriye ulusal ordusuna entegre olma olasılığını zayıflatabilir.
Türkiye, bölgedeki istikrar için birleşik bir Suriye ordusunun çok önemli olduğunu düşünüyor ve bu, imzalanan anlaşmanın ana hedeflerinden biri.
Üçüncüsü ve en önemlisi ise Türkiye, Dürzi nüfusu veya diğer grupları koruma iddiasıyla İsrail'in Suriye'de yerleşik hale gelmesinden çekiniyor. Tüm bu faktörler Türkiye'nin güvenliğini tehlikeye atabilir.
Bu anlaşma kapsamında Türkiye, Suriye düzenli ordusunu eğitmeyi hedefliyor. Böylece, Türkiye'nin Suriye'deki askeri varlığının artması da muhtemeldir.
Türkiye, başta PKK ve uzantılarına dair tehditlerine karşı koymak amacıyla, ülkenin kuzeyinde halihazırda bir askeri güç bulundurmaktadır. Bu anlaşma, Türkiye'nin askeri destek sağlama rolünü resmileştirecek ve aynı zamanda Suriye ordusunun şu anda etkili bir şekilde karşı koyamayacak kadar zayıf olduğu DAEŞ ve El Kaide gibi diğer gruplarla mücadelede Türkiye'yi kilit bir aktör konumuna getirecektir.
Ancak İsrail, “Kürt” ve “Dürzi” özerklik taleplerini desteklemeye devam ettiği için, özellikle Suriye'nin güneyinde Türk askerlerinin daha fazla konuşlandırılmasına karşı çıkıyor.
Türkiye daha önce, İsrail operasyonlarına karşı koymak ve DAEŞ'in tehditlerini ele almak amacıyla askerlerini Suriye'nin merkezindeki bir hava üssüne konuşlandırmayı düşünmüştü. Ancak İsrail jetleri Nisan ayında önerilen bölgeyi vurdu.
Mısır da Şam gibi İsrail'in yerleşikleşmesinden giderek daha fazla endişe duyuyor. Bu nedenle, Türkiye ile farklı bir işbirliği yolu aramaya başladı. Haberlere göre Mısır, Türkiye'nin KAAN savaş uçağı geliştirme stratejik projesine katılmak üzere.
Bu, savunma işbirliğinde önemli bir adım ve iki ülke arasındaki uzak ve siyasi gerginliklerle dolu ilişkilerde bir dönüşüm anlamına geliyor.
Kaynak:
GDH Haber
etiketler
İLGİLİ HABERLER
The Atlantic: BM'de Filistin'in tanınması dengeleri nasıl değiştirecek?
The New York Times: Dünya artık İsrail’den nefret ediyor
The New Arab: Netanyahu küresel düzen için sorun haline gelecek
Gazze'ye giren yardımları çalan çetenin lideri Yasir Ebu Şebab öldürüldü
İşgalci İsrail bir kez daha ateşkesi ihlal ederek Gazze’yi bombaladı
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
DİĞER HABERLER
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Real Clear World: Trump'ın saldırgan yeni Batı Yarımküre doktrini
Gulf State Analytics: İsrail'in Suriye'deki asıl hedefi ne?
The New Arab: İsrail'in “zorla nakil” stratejisinin arka planı
Politico: Avrupa'nın zayıflık psikolojisi tırmanıyor
The National Interest: Japonya, 3. Dünya Savaşı'nın fitilini mi ateşledi?
Carnegie Endowment: Türkiye Ukrayna barış sürecinde kilit aktör olabilir.
The Telegraph: Avrupa varoluşsal krizini aşabilecek mi?
UnHerd: İsrail'in saldırganlığı üçüncü bir dünya düzenini mi başlatacak?


