Arab News: Türkiye Güney Kafkasya'daki etkisini giderek artıyor
Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki barış anlaşması konusunda Ankara etkin bir rol alıyor. İran'ın etkisi azalırken ve Rusya Ukrayna ile meşgulken, Türkiye'nin Güney Kafkasya'daki etkisi giderek artıyor.
Son Güncelleme: 07.07.2025 - 00:26
Suudi Arabistan merkezli yayın organlarından Arab News'de, Türkiye'nin özellikle son dönemde attığı adımlarla ve hayata geçirmeye çalıştığı Zengezur Koridoru gibi hamlelerle Güney Kafkasya'da nasıl etkin aktör haline geldiğinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
İran'ın İsrail ile yaşadığı çatışmalar nedeniyle zayıfladığı, Rusya'nın ise Ukrayna ile devam uzun savaş nedeniyle yıprandığı tespiti yapılan analizde, Türkiye'nin izlediği politika ile Güney Kafkasya'daki etkisini artırdığı tespiti yapıldı.
Analizde ayrıca; Azerbaycan ve Ermenistan arasında imzalanması beklenen barış anlaşmasının geleceğine ve Türkiye'nin rolüne dair değerlendirmelere yer verildi.
İşte Arab News'de yayınlanan analiz:
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan geçen ay Türkiye'ye tarihi bir ziyaret gerçekleştirdi. Bu ziyaret, Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'ın 2009 yılında Türkiye'de bir futbol maçına katılması dışında, bir Ermenistan liderinin Türkiye'ye yaptığı ilk resmi ziyaret oldu.
Paşinyan, İstanbul'daki Dolmabahçe Sarayı'nda Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından karşılandı.
Ziyaret, 2022 yılında her iki tarafın özel elçileri atamasıyla resmen başlayan Ankara ve Erivan arasındaki normalleşme sürecini teşvik etmeyi amaçlıyordu. Diplomatik çabalar liderlik düzeyinde güçlü bir şekilde destekleniyor.
Erdoğan ve Paşinyan, son yıllarda birçok uluslararası zirvede bir araya geldi. Paşinyan, 2023 yılında Erdoğan'ın göreve başlama törenine katılmak için Türkiye'yi de ziyaret etmişti. Paşinyan'ın da doğruladığı gibi, Ankara ve Erivan artık üçüncü taraf aracılara ihtiyaç duymadan doğrudan iletişim kurabiliyor.
2018 yılında göreve gelen ve pragmatik bir lider olarak görülen Paşinyan, Türkiye ile normalleşme sürecine büyük önem veriyor.
Ekonomik teşviklerin kritik bir rol oynadığı Ermenistan'ın dış politikasında önemli bir değişim gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Türkiye'nin de dahil olduğu Batılı kurumlarla üst düzey görüşmeler ve stratejik ortaklıklar kurma çabalarını artırmıştır. Ermenistan için Türkiye'nin hem AB Gümrük Birliği hem de NATO üyeliği önemlidir.
Ancak, Türk-Ermenistan ilişkilerinde normalleşme yönünde atılan adımlar ve özellikle Paşinyan'ın ziyareti, bölgesel bağlamdan ayrı düşünülemez, zira bu ziyaret, Türkiye ve Ermenistan'ın komşusu olan İran'ın İsrail hava saldırılarına maruz kaldığı bir dönemde gerçekleşti. Türkiye gibi Ermenistan da kapısının önünde tırmanan gerginliklerden derin endişe duyuyordu.
Ermenistan, bu gerginlik nedeniyle artan güvenlik ve ekonomik zorluklarla karşı karşıya kalmıştır.
Türkiye ve Azerbaycan sınırları kapalı olduğu için İran ve Gürcistan, Ermenistan'ın uluslararası pazarlara açılan tek kara kapısıdır. Ermenistan'ın ticaretinin yüzde 30'undan fazlası İran üzerinden gerçekleşmektedir. İsrail'in İran'a yönelik saldırılarının ardından Ermenistan ekonomi bakanı, Ermeni mallarının İran sınırında mahsur kaldığını belirtmiş ve ülkenin bazı ürünlerde kıtlık yaşayabileceği uyarısında bulunmuştur.
Ermenistan, Gürcistan üzerinden mallarının transit geçişinde de zorluklarla karşılaşmaktadır.
Tiflis ile olan durum, İsrail-İran gerilimleri ile birleşince, on yıllardır kapalı olan Türkiye sınırının açılmasının stratejik önemi ve aciliyeti daha da artmaktadır. Avrupa ve Orta Asya'yı birbirine bağlayan bir enerji merkezi olan Türkiye üzerinden yeni pazarlara erişim sağlamak, Ermenistan'ın hem İran'a hem de Rusya'ya olan bağımlılığını önemli ölçüde azaltabilir.
Ermenistan Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir diplomat, yakın zamanda Erivan'ın yaklaşımını benimle paylaşarak;
“AB Gümrük Birliği üyesi Türkiye ile sınırın açılması, Ermenistan'ın bölgesel bağlantıları ve Batı kurumlarıyla daha fazla ilişki kurması açısından önemlidir.”
ifadelerini kullandı.
Türk tarafı, sınırın açılmasını Ermenistan ile ekonomik entegrasyonu artırmak için bir fırsat olarak görürken, ülkeyi Türkiye'yi Orta Asya'ya doğrudan bağlayacak olan Orta Koridor'a giden önemli bir yol olarak da değerlendiriyor.
Ermenistan ve Türkiye, İsrail ile gerginlikler nedeniyle İran'dan gelebilecek olası göç dalgası konusunda da ortak bir endişe paylaşıyor. Ocak ayında, Ermenistan 1991'deki bağımsızlığından bu yana ilk kez İran sınırındaki Agarak sınır kontrol noktasının tam kontrolünü ele geçirdi.
Ermeni sınır muhafızları, kontrol noktasını otuz yıldan fazla bir süredir yöneten Rusya Sınır Servisi'nin yerini aldı. Bu geçiş, Ermenistan'ın Rusya'ya yaklaşımıyla ilgili daha geniş jeopolitik değişiklikleri yansıtıyordu. Tarihsel olarak, Erivan'ın güvenliği, Ermenistan'ın güvenlik garantörü olarak güvenilirliği son yıllarda önemli bir darbe alan Moskova ile olan ittifakına bağlıydı.
Türkiye ve Ermenistan, İsrail-İran çatışmasının Güney Kafkasya'ya sıçraması konusunda da ortak endişeler paylaşıyor.
Bu bölge, birçok ülkenin önemli çıkarlarının bulunduğu bir bölge. İran ile ittifak halinde olan Ermenistan, İsrail'in saldırılarını kınarken, İsrail'in yakın müttefiki Azerbaycan, Tahran'a Tel Aviv'in İran'a karşı operasyonlar düzenlemek için kendi topraklarını kullanmasına izin vermeyeceğini garanti etti.
Ancak İran'ın etkisi azalırken ve Rusya Ukrayna ile meşgulken, Türkiye'nin Güney Kafkasya'daki etkisi artıyor.
Bu bağlamda Ankara, Ermenistan ve Azerbaycan arasında yeniden gerginliklerin yaşanmasını önlemek için perde arkasında çalışıyor.
Ankara, Türkiye'nin Ermenistan ile ilişkilerinin normalleşmesi için Bakü ile Erivan arasında bir barış anlaşması imzalanması gerektiğinden, Bakü'yü Erivan ile barış anlaşması imzalamaya zorluyor.
Paşinyan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in bu ay Dubai'de bir araya gelerek bu uzun zamandır beklenen barış anlaşmasını müzakere edecekleri bildirildi. Bu anlaşma Ankara tarafından memnuniyetle karşılanacaktır.
Bu bağlamda Ermenistan, hem ekonomik rahatlama hem de güvenlik duygusu elde etmek için savunma ve dış politika yaklaşımını yeniden düzenliyor. Türkiye bu yeni yaklaşıma tam olarak uyuyor.
Ermenistan, Türkiye ile sınırını açarak kara ülkesi statüsünü sona erdirmeye, Batılı kurumlarla stratejik ortaklıklar kurarak Rusya'nın etki alanından kopmaya ve İsrail-İran geriliminin güvenliği ve ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerini önlemeye çalışıyor.
Önceki normalleşme girişimlerinden farklı olarak, bu kez iyi niyetin yanı sıra bölgedeki gerilimin tırmanması da önemli bir itici güç oluşturuyor. Türkiye gibi Ermenistan da İsrail-İran geriliminin yol açtığı istikrarsız ortamı dengeli bir politika ile yönetmek zorunda ve bu görev, bölgesel gerilimin yeniden alevlenmesi halinde zorlaşabilir.
Ancak, Güney Kafkasya'nın istikrarına yönelik ortak endişeleri ve karşılıklı çıkarları, gerilimin etkilerini hafifletmeye ve normalleşmenin önünü açmaya yardımcı olabilir.
Kaynak:
GDH Haber
GDH Digital Telegram kanalına abone olabilirsiniz.
İLGİLİ HABERLER
The New Arab: ABD'nin Suriye'ye yönelik yaptırımları kaldırması neleri değiştirecek?
The Guardian: Trump'ın Ortadoğu kumarı nasıl sonuçlanacak?
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
AB Rusya'yı mali suçlardan kara listeye aldı
Avrupalı liderlerden ABD'nin barış görüşmelerine sert eleştiri
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
DİĞER HABERLER
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Real Clear World: Trump'ın saldırgan yeni Batı Yarımküre doktrini
Gulf State Analytics: İsrail'in Suriye'deki asıl hedefi ne?
The New Arab: İsrail'in “zorla nakil” stratejisinin arka planı
Politico: Avrupa'nın zayıflık psikolojisi tırmanıyor
The National Interest: Japonya, 3. Dünya Savaşı'nın fitilini mi ateşledi?
Carnegie Endowment: Türkiye Ukrayna barış sürecinde kilit aktör olabilir.
The Telegraph: Avrupa varoluşsal krizini aşabilecek mi?
UnHerd: İsrail'in saldırganlığı üçüncü bir dünya düzenini mi başlatacak?


