Arab News: Türkiye'nin Mısır ve Suudi Arabistan işbirliği dengeleri değiştirebilir
İsrail'in artan saldırganlığı, ABD'nin güvenlik şemsiyesine olan güvensizlik ve yeni dengeler. Türkiye, Mısır ve Suudi Arabistan güvenlik işbirliği bölgede oyun değiştirici olabilir!
Son Güncelleme: 29.09.2025 - 03:44
Suudi Arabistan merkezli yayın organlarından Arab News'de, Ortadoğu'da son dönemde yaşanan çatışmalar ışığında oluşan yeni güvenlik ittifaklarının değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Özellikle Doha'ya yönelik saldırılarının ardından, İsrail'in bölgedeki artan saldırganlığı konusunda daha fazla tedirgin olan bölge ülkelerinin ABD'nin güvenlik şemsiyesi konusunda duydukları kaygı nedeniyle yeni ittifaklara yöneldiği tespiti yapılan analizde, Türkiye, Mısır ve Suudi Arabistan arasında bir güvenlik işbirliğinin kaçınılmaz hale geldiği tespiti yapıldı.
Analizde ayrıca; Türkiye'nin artan savunma sanayi gücü ve TB2 ile KAAN gibi projelerinin etkisinin Türkiye'yi bölgede aranan müttefik ülke haline getirdiği belirtildi.
İşte Arab News'de yayınlanan analiz:
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, geçtiğimiz günlerde bölgesel devletlerle, özellikle Mısır ve Suudi Arabistan ile ortak bir güvenlik mekanizması kurulması çağrısında bulundu.
Fidan, güvenlik işbirliğinin bu ülkeler için siyasi ve ekonomik ortaklıklar kadar eşit öncelikli olması gerektiğini vurguladı.
On yıl önce bu devletler arasında yakın bir güvenlik işbirliği düşünülemezdi, ancak şimdi, bu tür bir işbirliği bir tercih olmaktan çok bir zorunluluk haline geldi.
Diplomatik açıdan, bölgesel ağır topların bölgesel meseleler üzerinde siyasi konsensüs sağlaması önemlidir. Ankara, Riyad ve Kahire, Gazze'deki durumla ilgili olarak halihazırda üst düzey diplomatik istişarelerde bulunmakta ve Filistin odaklı girişimler üzerinde çalışmaktadır.
Özellikle Doha'ya yönelik saldırılarının ardından, İsrail'in bölgedeki artan saldırganlığı konusunda aynı görüşte bulunmaktadırlar.
Bu güçlerin saflarını sıklaştırması, üçüncü tarafların müdahalesini önlemek açısından önemlidir ve hatta diğer bölge ülkelerinin ortak işbirliğine katılmaları için bir lokomotif görevi görebilir.
En önemlisi, Türkiye, Mısır ve Suudi Arabistan arasında olası bir güvenlik işbirliği, bölgesel dengeyi değiştirebilecek bir oyun değiştirici olacaktır.
Türkiye'nin Mısır ve Suudi Arabistan ile siyasi işbirliğinin ötesine geçmek istediği açıktır. Örneğin, Türkiye Savunma Bakanlığı, Türkiye ve Mısır'ın 13 yıl sonra ilk kez ortak bir deniz tatbikatı düzenledi.
“Dostluk Denizi” adı verilen bu tatbikat, hem Ankara'nın hem de Kahire'nin büyük çıkarları olan Doğu Akdeniz'de gerçekleştirildi ve ve tatbikata, Mısır deniz kuvvetleri birimlerinin yanı sıra Türk fırkateynleri, hızlı saldırı gemileri, bir denizaltı ve F-16 savaş uçakları da katıldı.
On yıldan fazla bir süre sonra bu tatbikatın yapılması, Türkiye ve Mısır'ın İsrail saldırılarına duyduğu hayal kırıklığı göz önüne alındığında, askeri işbirliği yolunda önemli bir adımdır.
İsrail sadece Lübnan, Suriye, İran, Yemen ve Katar'ı vurmakla kalmadı, aynı zamanda Mısır ve Ürdün ile de gerginlik yarattı. Tel Aviv, hem sahadaki eylemleriyle hem de yetkililerinin söylemleriyle Türkiye'yi de tehdit ediyor.
Türkiye, Riyad ile ilişkilerini de güçlendiriyor ve bu gelişmenin somut sonuçları olması muhtemel. Türk-Mısır-Suudi güvenlik işbirliği, bu bölgesel güçlerin uzun diplomatik deneyimleri, köklü devlet gelenekleri, nüfusları ve ekonomik güçleri nedeniyle çok önemli.
Bu işbirliği, İsrail'e karşı caydırıcı bir blokun ortaya çıkmasına yol açabilecek bölgesel ittifaklarda yeni bir dönem başlatabilir.
Bariz güvenlik ve savunma gücüyle Türkiye, hem Mısır hem de Suudi Arabistan için en güvenilir Batı dışı ortaktır. NATO içinde ikinci en büyük orduya sahiptir ve Bayraktar TB2 insansız hava araçları sayesinde savunma sanayisi giderek büyümektedir.
Avrupa ülkeleri de, özellikle Rusya-Ukrayna savaşında, Dağlık Karabağ çatışmasında ve Suriye'de bu silahın büyük rol oynaması nedeniyle Türk insansız hava araçlarına ilgi göstermeye başlamıştır.
Neredeyse tüm Körfez ülkeleri, Bayraktar insansız hava araçlarını silah cephanelerine eklemiştir ve bu “insansız hava aracı diplomasisi”, Türkiye-Körfez ilişkilerinin iyileşmesinde katalizör görevi görmüştür.
Şimdi, Mısır'ın Türkiye'nin TAI Kaan hayalet savaş uçağını geliştirme stratejik projesine katılmak üzere olduğu bildiriliyor. Doğrulandığı takdirde, bu hamle iki ülke arasındaki askeri işbirliğinden daha fazlası olacak ve bölgesel güç dengesi açısından yeni bir dönemin habercisi olacak.
Beşinci nesil savaş uçağı Kaan, Türkiye'nin en iddialı projeleri arasında yer alıyor. Türkiye, bu proje üzerinde on yıldan fazla bir süredir çalışıyor. Uçak, 2023 yılında halka tanıtıldı ve bir yıl sonra ilk test uçuşunu gerçekleştirdi.
Suudi Arabistan da Kaan savaş uçaklarını satın almakla ilgilendiğini açıkladı. Türkiye'nin Suudi Arabistan ile askeri işbirliği, Mısır ile olan işbirliğine kıyasla daha ileri bir seviyededir. Suudi Arabistan Silahlı Kuvvetleri, Türkiye'de düzenlenen çok uluslu askeri tatbikata katıldı.
Türk hükümeti ayrıca, Suudi Arabistan'a savaş gemileri, tanklar ve füzeler satışı için 6 milyar dolarlık bir savunma anlaşması imzalamayı umuyor.
Mısır ve Suudi Arabistan'ın Türkiye'nin stratejik Kaan projesine katılmak istemesinin hem siyasi hem de güvenlikle ilgili nedenleri var. İsrail'in Doha'ya saldırısının ardından Riyad, ABD'ye savunma kapasitesini artırmak için alternatifleri olduğunu göstermek istiyor.
İkincisi, ülkeler kendi benzersiz güçlerini kullanarak yeni bir güvenlik ortamı oluşturmak için bölgesel bir güvenlik vizyonunu paylaşıyorlar.
Türkiye, Suudi Arabistan'ın siyasi ve ekonomik gücüyle Mısır'ın jeopolitik önemi ile birleştiğinde, onu potansiyel bir üçlü güç merkezi haline getirebilecek önemli savunma ve askeri kapasitelere sahiptir.
Uluslararası ilişkiler uzmanı Stephen Walt'ın tehdit dengesi teorisinin, devletlerin en tehditkar rakiplerine karşı ittifak kurma eğiliminde olduklarını iddia ettiğini unutmamalıyız.
Ankara, Kahire ve Riyad, İsrail'in saldırganlığından kaynaklanan bölgedeki mevcut gelişmeleri stratejik hedeflerine yönelik büyük bir tehdit olarak görmektedir. Bu nedenle, Türkiye-Suudi Arabistan-Mısır ortaklığı, bölgedeki büyük tehdidi dengelemek açısından önemlidir.
Sonuç olarak, bölgedeki bu güçler arasında daha fazla savunma anlaşması ve güvenlik işbirliği göreceğiz.
Kaynak:
GDH Haber
İLGİLİ HABERLER
The National Interest: Ortadoğu'da yeni bir dönem başladı
American Enterprise Institute: Avrupa'nın Trump'a dalkavukluğu işe yaramıyor
Bayraktar TB3 SİHA ve Albatros-S KİDA’dan başarılı müşterek harekât
Gazze'ye giren yardımları çalan çetenin lideri Yasir Ebu Şebab öldürüldü
Baykar, küçük modüler reaktör girişimine başladı
İşgalci İsrail bir kez daha ateşkesi ihlal ederek Gazze’yi bombaladı
DİĞER HABERLER
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Real Clear World: Trump'ın saldırgan yeni Batı Yarımküre doktrini
Gulf State Analytics: İsrail'in Suriye'deki asıl hedefi ne?
The New Arab: İsrail'in “zorla nakil” stratejisinin arka planı
Politico: Avrupa'nın zayıflık psikolojisi tırmanıyor
The National Interest: Japonya, 3. Dünya Savaşı'nın fitilini mi ateşledi?
Carnegie Endowment: Türkiye Ukrayna barış sürecinde kilit aktör olabilir.
The Telegraph: Avrupa varoluşsal krizini aşabilecek mi?
UnHerd: İsrail'in saldırganlığı üçüncü bir dünya düzenini mi başlatacak?


