Asia Times: Trump'ın Rusya-Ukrayna ateşkes planı neden çıkmaza sürükleniyor?
Trump, Rusya-Ukrayna savaşını nihayete erdirme hedefinden giderek daha fazla uzaklaşıyor. Peki süreç neden başarısız oluyor ve Trump'ın planı neden hayata geçirilemiyor?
Son Güncelleme: 29.04.2025 - 21:39
Kanada merkezli önemli yayın organlarından Asia Times'da Rusya ve Ukrayna arasında hayaa geçirilmeye çalışılan ateşkes görüşmelerinin detaylarının ve olası geleceğinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Trump'ın ateşkes dair süreç konusunda giderek daha da çeresiz bir hale geldiği belirtilen analizde, Ukrayna'nın ve Avrupa'nın da Trump'ın planına karşı çıktığına dikkat çekildi.
Analizde ayrıca; Trump ve özel temsilcisi Steve Witkoff tarafından dile getirilen şartların Ukrayna için bir teslimiyet planı haline dönüştüğü ve toprak kaybı başta olmak üzere Ukrayna'nın gelecekteki egemenliğini de tehdit ettiği tespiti yapıldı.
İşte Asia Times'da yayınlanan analiz:
Rusya'nın son zamanlarda Ukrayna'ya düzenledği ölümcül hava saldırılarının ardından Ukrayna'da bir ateşkes giderek daha imkansız görünmeye başladı.
Rusya'nın bir anlaşmaya varmak gibi amacı var mı henüz tam olarak bilinmiyor ve görünen o ki, ABD Başkanı Donald Trump da beklemekten başka bir aksiyon alamıyor. Hatta Trump, ateşkes çabalarının sonuçsuz kalması halinde kimi suçlayacağına dahi bir türlü karar veremiyor.Kiev'e yönelik son saldırılardan önce Trump, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy'i Kırım'ı Rus toprağı olarak tanımayı reddederek anlaşmayı geciktirmekle suçladı. Sadece 24 saat sonra ise saldırılar için Vladimir Putin'i suçladı ve Putin'e saldırıları durdurması çağrısında bulundu.Gelinen noktada Trump'a göre ateşkese giden yoldaki en büyük engel, nihai bir barış anlaşmasının neye benzeyeceği ve Kiev'in hangi tavizleri kabul edeceği üzerine şekilleniyor.
Ukrayna'nın ve Avrupa'nın bu konudaki tutumu net ve Rusya'nın yasadışı ilhakını tanıma konusunda asla geri adım atmayacaklarını net bir şekilde dile getiriyorlar. Nitekim, Trump'ın özel temsilcisi Steve Witkoff'un Rusya'da üç tur süren görüşmelerde müzakere ettiği anlaşmaya ise İngiltere, Fransa ve Almanya karşı çıktı ve bu durum, Witkoff ve ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun 24 Nisan'da Londra'da yapılan müteakip görüşmelerden çekilmelerine yol açtı.
Witkoff'un 25 Nisan'da Putin'i görmek için yaptığı dördüncü ziyaretle eş zamanlı olarak, Avrupa ve Ukrayna'nın Trump tarafından önerilen şartların çoğunu reddeden ya da en azından ateşkes sağlanana kadar müzakere edilmelerini erteleyen karşı önerileri yayınlandı.
Süreç neden başarısız oluyor?
Washington'un önerisi, ABD'nin Kırım'ı Rus olarak tanıma taahhüdünü, Ukrayna'nın NATO'ya katılmayacağı sözünü ve Moskova'nın şu anda yasadışı olarak işgal ettiği doğu Ukrayna'daki toprakların kontrolünü ve Rusya'ya yönelik tüm yaptırımların kaldırılmasını içeriyordu.
Başka bir deyişle, Ukrayna topraklarının büyük bir bölümünden vazgeçecek ve hiçbir güvenlik garantisi almayacak, Rusya ise küresel ekonomiye yeniden entegre olmakla ödüllendirilecekti.Ancak bu maddeler her açıdan sorunlu. Maddelerin, uluslararası hukukun temel ilkelerini temelden ihlal etmeleri bir yana, kalıcı bir barış için sağlam temeller oluşturmaları da pek olası değil.Trump'ın ve Ukrayna özel temsilcisi Keith Kellogg'un planının, Ukrayna'yı 1945 sonrası Berlin gibi bölme fikri gibi görünüyor.
Kellogg daha sonra Ukrayna'nın bölünmesini önermediğini ve ateşkesin şartlarının nihai barış anlaşması ile farklı olabileceğini belirtti.Ancak her iki öneri de Rusya'nın şu anda kontrol ettiği toprakların Rusya'da kalması anlamına geliyor. Aralarındaki fark ise, Kellogg'un Dnipro nehrinin batısına Avrupa liderliğinde bir güvence gücü yerleştirmek istemesi ve Ukrayna'nın kontrolünde kalan toprakların savunmasını Kiev'in silahlı kuvvetlerine bırakması.Ancak Rusya'nın Ukrayna'daki Avrupa barış gücü birliklerini defalarca ve kesin bir dille reddettiği göz önüne alındığında bu da pek olası değil.
Diğer yandan bunun neredeyse kaçınılmaz anlamı, Rus ve Ukrayna güçlerinin karşı karşıya gelmeye devam edeceği ve Ukrayna'daki ayrılma bölgesi boyunca sürekli ateşkes ihlallerinin tekrarlanması olacaktır.Rusya'nın 2014'te Donbas'ı işgal etmesinin ardından çatışmayı çözmeyi amaçlayan 2014 ve 2015'teki talihsiz Minsk anlaşmalarından sonra olan da buydu. Yani Kremlin mevcut savaşın yaralarını yeterince sardığını düşündüğü anda yeni bir işgale girişebilir.
Potsdam ve Münih
1949'da Doğu ve Batı Almanya olarak iki ayrı Alman devleti kurulduğunda, Batılı müttefikler Stalin'le anlaşmazlığa düşmüş, ancak NATO ve Batı Avrupa'da sıkı bir şekilde birleşmişlerdi.
Dolayısıyla Batı Alman devleti ABD'nin nükleer şemsiyesi altında sıkı bir şekilde korunuyordu.
Potsdam'da yapılan anlaşmalar ise, ABD'nin Kırım'ı resmen Rus toprağı olarak tanıma önerisiyle aynı kalıcılık imasına sahip değil.
Zira Almanya'daki öneri her zaman müttefik güçlerin bir aşamada Almanya'dan çekileceği ve ülkenin egemenliğini yeniden tesis edeceği yönündeydi. En önemlisi de, müttefikler savaşta saldırgan tarafı ödüllendirmedi ya da yeniden toparlanması için koşullar yaratmadı.
Putin'i Ukrayna'ya karşı savaşa iten şey, “Sovyetler Birliği'nin çöküşünün yüzyılın en büyük jeopolitik felaketi” olduğuna dair inancı ve Trump yönetimi, Rusya'nın Ukrayna'daki toprak fetihlerini tanıyarak Sovyetlerin dirilişini ilan etmiş olacak.
Kaynak:
GDH Haber
The Economist: Avrupa'nın Türkiye'nin yardımına fazlasıyla ihtiyacı var!
The Center for European Policy Analysis: Avrupa'nın yeni lideri Meloni mi oluyor?
The Telegraph: ABD Orta Doğu'da sessizce yeni bir bataklığa gömülüyor!

Arab News: Türkiye-ABD ilişkilerinde yeni bir dönem başladı!
Putin'den Ukrayna'ya İstanbul'da müzakere çağrısı

AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas'ın tutumu birlik içerisinde tepkiye neden oldu
Al Jazeera: Trump'ın Suriye yaptırımlarını kaldırması ve İran'ın bölgesel yenilgisi
Responsible Statecraft: İstanbul 2.0 görüşmeleri nasıl sonuçlanacak?
RFE/RL: Türkiye'de yapılacak görüşmelerden neler bekleniyor?
Project Syndicate: Trump İran hakkında karar aşamasında
Newsweek: Trump-Netanyahu ilişkilerindeki çatlaklar artık saklanamıyor
The National Interest: Hindistan-Pakistan çatışmasının en büyük kazananı Türkiye oldu
Middle East Eye: ABD ve İsrail dünyayı büyük bir kaosa sürükleyebilir
Foreign Policy: Trump ve Netanyahu çatışma rotasında
New York Post: Rusya-Ukrayna arasındaki Türkiye'deki görüşmelerde barış gelecek mi?
Arab News: Türkiye'nin artan küresel rolü ve İngiltere

