Azerbaycan neden Yeni Kaledonya'yı destekliyor?

Fransa ile Azerbaycan arasındaki gerilim her geçen gün artıyor. Azerbaycan ile Ermenistan arasında 30 yıl devam eden ihtilaf sırasında Paris'in Ermenistan'a açık desteği savaş sonrası dönemde de devam ediyor. Fransa, AGİT Minsk Grubu'nda anlaşmazlığın çözümüne yönelik 3 eş başkanından biri olmasına rağmen anlaşmazlığın çözümüne yönelik herhangi bir adım atmadı.

Fransa'nın Bakü'ye karşı önyargısı hâlâ sürüyor. Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin, Azerbaycan'ın Fransa'nın iç işlerine karıştığını söyledi. "Bazı bağımsızlık liderlerinin (Yeni Kaledonya'dan) Azerbaycan'la anlaşmaya vardığını" belirtti.

Fransa'nın Azerbaycan'a yönelik gerçekçi olmayan tutumu son yıllarda daha da belirginleşti. Ancak Azerbaycan, 30 yılı aşkın süredir Fransa'nın Bakü'ye yönelik tavrını çok iyi biliyor ve bölgeye yönelik sinsi planlarını düzenli olarak ortaya koyuyor.

Bu kez İçişleri Bakanı'nın bir sonraki iftira kampanyası, Paris'in Azerbaycan'ın yarattığı yeni gerçekliklere mağlup olduğunu gösteriyor.

Azerbaycan'ın Yeni Kaledonya'ya verdiği desteğe ilişkin değerlendirmede bulunan Azerbaycan Sosyal Araştırmalar Merkezi sektör yöneticisi Dr. İlyas Huseynov, gdh'a özel bir açıklamalarda bulundu. Azerbaycan'ın yeni sömürgecilikten muzdarip bölgelere destek vermeye devam edeceğini belirtti.

Yeni Kaledonya'da yaşanan süreçler, Fransız sömürgeciliğinin bir parçasıdır. Bu süreçler, uzun süredir Fransa'nın kontrolünde olan denizaşırı bölgelerde gerçekleşmektedir ve aynı zamanda Azerbaycan'ın burada suçlanması tamamen saçma, yersiz ve mantıksızdır. Azerbaycan'ın temel amacı, insan haklarının ihlallerini ve Fransa'nın uyguladığı politika çerçevesinde işlediği fiillerin geniş bir kitleye duyurulmasıdır. Bu bağlamda Bağlantısızlar Hareketi bünyesinde kurulan Bakü İnisiyatif Grubu'nun faaliyetleri tamamen barışçıl ve medeni bir nitelik taşımaktadır ve birçok önemli etkinlik düzenlenmiştir.”

Bakü'nün uluslararası etkinliklere ev sahipliği yaptığına dikkat çeken Huseynov, Azerbaycan'ın müzakereler için bir platform haline geldiğini söyledi. Bu nedenle Bakü, hem Yeni Kaledonya hem de diğer sömürge mağdurları için müzakere platformunu sürdürecek.

Bu etkinliklerden birine Bakü'de ben de katıldım ve burada insanlık ve insanlığa karşı işlenen suçların, araştırmaların sonuçları toplantı katılımcılarına açıklandı. Yani, burada nükleer araştırmalar, tıbbi araştırmalar ve benzeri adımlar atılmıştır ve aynı zamanda bu tür araştırmaların insanlar üzerinde yapılması tamamen kabul edilemezdir ve bununla birlikte uluslararası kamuoyunun bu tür adımlar atmaktan çekinmemektedir. Aynı zamanda Fransız devleti, Güney Kafkasya'da devam eden süreçlere müdahale ediyor, devletlerin iç işlerine karışıyor. Bu da sömürgeci ve emperyalist bir zihniyetin sonucudur. Azerbaycan ile Ermenistan arasında barışın sağlanmasına karşı çıkıyor. Bir zamanlar Azerbaycan'da ayrılıkçılığı destekliyordu.”

Huseynov, Bakü'nün Paris'ten farklı olarak haklıların tarafında olduğunu sözlerine ekledi.

“Ayrılıkçı grubun lideri rahatlıkla Fransa'ya seyahat edebiliyor, burada devlet başkanı gibi kabul ediliyor, onunla resmi görüşmeler yapılıyordu. Fransız devlet televizyonunda ona yer veriliyor, platform sunuluyor ve o da Azerbaycan'ın toprak bütünlüğüne, egemenliğine karşı düşüncelerini dile getiriyor. Bugün Azerbaycan'ın suçlanması, itham edilmesi elbette ki hiçbir mantığa sığmıyor ve ayrıca uzun süredir denizaşırı bölgelerde yürütülen olumsuz politikanın, olumsuz siyasi eğilimin bir sonucu olarak, topluluklar özgürlüklerini, bağımsızlıklarını ve özgürce yaşamayı istiyorlarsa, bu hataları ve eksiklikleri Fransa'nın kendisi ve sömürgeci adımlarında ve onların olumsuz yönlerinde aramalıdır.”