Çağdaş Türk sanatının çok yönlü ismi: Abidin Dino
Türk sanatına "Yürüyüş", "Eller", "Köylü Kadın" ve "Nazım Üstüne" gibi sayısız unutulmaz eser miras bırakan ressam, karikatürist, yazar, yönetmen ve editör Abidin Dino, ölümünün 32'nci yıl dönümünde yad ediliyor.
Son Güncelleme: 06.12.2025 - 13:58
- Asıl adı Mehmet Kemal olan usta sanatçı, 23 Mart 1913'te İstanbul'da doğmuş, küçük yaşlardan itibaren Cenevre, Kars ve İstanbul'da geniş bir kültürel çevrede yetişmiştir.
- Sanatın gelişimi için 1933'te ressam Elif Naci, Nurullah Berk, Zeki Faik İzler, Cemal Tollu ve Zühtü Müridoğlu ile birlikte "D Grubu" adlı sanat topluluğunu kurmuştur.
- Sürgün yıllarında Paris'e yerleştikten sonra 1956'da ilk sergisini açmış ve 1938'den beri tanıdığı Pablo Picasso ile aynı atölyede seramik yapmıştır.
- Sanatçı, Nazım Hikmet'in "Saman Sarısı" şiirinde sorduğu "Bana mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?" sorusuna "Mutluluğun değil ama sevincin resmini zaman zaman yaptım" sözleriyle yanıt vermiştir.
Sanat hayatının ilk yılları ve Paris macerası
Çizgi ve desenlerin ön plana çıktığı resimlerinde işçi ve köylü tiplemelerini özgün üslupla işleyen Abidin Dino, Saffet Gaziturhan ve Rasih Dino çiftinin beşinci çocuğu olarak 23 Mart 1913'te İstanbul'da dünyaya geldi. Dino, henüz altı aylıkken ailesiyle taşındığı Cenevre'de altı yıl geçirdi.
İlkokuldayken önce babasını, ardından annesini kaybeden sanatçı, 1925'te Türkiye'ye dönerek Robert Kolej'de öğrenim görmeye başladı. Sanata olan yoğun ilgisi nedeniyle öğrenimini yarıda bırakan Dino, ağabeyi şair Arif Dino'nun desteğiyle resim, karikatür ve yazı alanında kendini hızla geliştirdi.
Sanat hayatının ilk yıllarında minyatür ve hat sanatına özel bir ilgi duyan Dino, bu alanlarda yoğun araştırmalar yaptı. İlk desenleri "Yarın" gazetesinde yayımlanan sanatçının ilk yazıları ise 18 yaşındayken "Artist" dergisinde okurlarla buluştu.
Nazım hikmet ve "D grubu" dönemi
Sanatçı, aynı yıllarda Nazım Hikmet'in "Sesini Kaybeden Şehir" ve "Bir Ölü Evi" kitaplarının kapaklarını tasarladı. Ayrıca halk bilimci Pertev Naili Boratav'ın kitaplarını resmetti ve beğeniyle karşılanan Atatürk çizimlerine imza attı.
Sanatın gelişmesi ve yayılmasını sağlamak amacıyla ressam Elif Naci, Nurullah Berk, Zeki Faik İzler, Cemal Tollu ve Zühtü Müridoğlu ile 1933'te "D Grubu" adlı sanat topluluğunu kurdu. Dino, bir yandan resim, karikatür ve edebiyatla ilgilenirken diğer yandan sinemaya ilgi duymaya başladı.
Mustafa Kemal Atatürk'ün ricasıyla "Türkiye'nin Kalbi Ankara" belgeselini çekmek üzere 1933'te İstanbul'a gelen Rus yönetmen Sergey Yutkeviç, sergide gördüğü Dino'nun resimlerini çok beğendi. Yutkeviç'in daveti üzerine 1934'te gittiği Rusya'da makyajdan dekora, rejiden senaryoya tüm yönleriyle sinema eğitimi aldı. Sanatçı, bu sırada Gertrude Stein, Tristan Tzara, Sergey Ayzenştayn, Andre Malraux ve Pablo Picasso gibi dönemin önemli sanatçılarıyla tanışma fırsatı buldu.
Exile 1941 sürgünü ve Picasso ile seramik atölyesi
Sanatçı, İkinci Dünya Savaşı'nın etkisiyle 1937'de Rusya'da yaşayan yabancı uyruklu öğrenciler ülkeden ayrılmak zorunda kalınca Paris'e gitti. İki yıl kaldığı Paris'te bazı film çalışmalarında bulunan Dino, dönemin önemli şair ve yazarlarıyla yakın bağ kurdu. Abidin Dino, 1939'da Türkiye'ye döndüğünde işçi, balıkçı ve köylüleri resmetmeye başladı.
Türkiye Komünist Partisine üye olan Dino, 1941'de arkadaşlarıyla Yeniler Grubu'nu kurdu. Sanatçı, Yeniler Grubu'nun balıkçıları konu alan ilk sergisini açtığı günlerde siyasi nedenlerle önce Çorum'a, ardından Adana'ya sürgün edildi.
Adana'da "Türk Sözü" gazetesini yöneten Dino'nun bu dönem yazdığı "Kel" adlı oyunu, kısa süre sonra toplatıldı. Sanatçı, 1943'te dil bilimci ve yazar Güzin Dino ile 50 yıl sürecek evliliğe imza attı. Aynı yıl sürgün sona erince İstanbul'a döndü.
"Mutluluğun değil ama sevincin resmini yaptım"
Kurtuluş Savaşı zaferini canlandıran "Toros Destanı" adlı senaryosunu 1944'te yazan Dino, o yılların genç yazarı Yaşar Kemal ile de bu senaryo aracılığıyla tanıştı ve aralarında uzun sürecek dostluk başladı. Abidin Dino, yurt dışına çıkış yasağı kalkınca Paris'e yerleşti. Paris'e yerleştikten sonraki süreci ve sanatsal deneyimlerini şöyle özetlemişti:
"1952 yılında Paris'e geldim, yerleştim, çalışmaya başladım. İlk sergimi ancak 1956 yılında açabildim. Bir süre çabalamak icap ediyordu fakat başlangıçta hoş deneyimlerim oldu. Mesela 1938'den beri tanıdığım Picasso, beni Vallauris'e çağırdı. Orada seramik yaptık birlikte. 'Birlikte' biraz iddialı kaçacak ama aynı atölyede ve aynı masada Picasso'yla birlikte seramikler yaptık. Tekrar resim yapma isteğim canlandı ve Paris'e döndüm."
“Paris'te bir süre çabaladıktan sonra - ki bu çaba daima uzun sürüyor ve serüvenli bir çabadır, ressamların çilesi - ilk sergimi yaptım. İlk sergiden sonra birçok kapı açıldı." Fransa, Cezayir ve ABD başta olmak üzere birçok ülkede sergi açan Dino, Fransa Plastik Sanatlar Birliğinin onursal başkanlığı ile New York Dünya Sanat Sergisi'nin sanat danışmanlığı görevlerinde de bulundu.
Dino, çizgi ve desenlerin ön plana çıktığı resimlerinde işçi ve köylü tiplemelerini özgün tarzda işlerken, bazı eserlerinde Picasso'dan etkilendi. Sanatçının "İşkence", "Atom Korkusu", "Savaş ve Barış", "Çıplaklar", "Dört Kent", "Dağ-Deniz" gibi birçok yapıtı, çeşitli galeri, müze ve koleksiyonlarda yer alıyor.
Nazım Hikmet'in yazdığı "Saman Sarısı" şiirinde kendisine yönelttiği "Bana mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?" sorusuna şiirle karşılık veren usta ressam, aynı sorunun yöneltilmesi üzerine, duygularını şöyle dile getirmişti: "Mutluluğun değil ama sevincin resmini zaman zaman yaptım. Mutluluk, süreklilik gerektiren bir şey. Resim tarihinde pek de yapabilen olmadı. Korkunun, çirkinliğin, sefaletin, mutsuzluğun yapıldı da mutluluğun hayır."
"Büyük sevinçler yaşadım. Evet, tekrar tekrar yaşadım. Bir ömür boyu Güzin'le yaşamak, mutluluğun eşiğinde yaşamak demek. Güzin olmasaydı çoktan yok olmuştum." ifadelerini kullandı.
Yaşamı boyunca 50'den fazla sergiye imza atan sanatçıya 1990'da tiroit kanseri teşhisi konuldu. Abidin Dino, 7 Aralık 1993'te Paris'te vefat etti. Sanatçının cenazesi, İstanbul'da Aşiyan'daki aile mezarlığına defnedildi.
Kaynak:
GDH Haber
GDH Digital NSosyal hesabını takip edebilirsiniz.
İLGİLİ HABERLER
Kıyafetler nasıl diplomasi aracı oldu: Rönesans İtalyası'nın "It Girl" güç savaşları
Rubens'in yüzyıllardır kayıp olan tablosu rekor fiyata satıldı
Elif Şafak, İngiliz Kraliyet Edebiyat Cemiyeti’nin yeni başkanı oldu
Rekorların mimarı :Frank O. Gehry'nin akılda kalan eserleri
"Adile" filminin galası İstanbul'da gerçekleştirildi
Türk el sanatları, kültürel mal ihracatının lokomotifi oldu
DİĞER HABERLER
Rekorların mimarı :Frank O. Gehry'nin akılda kalan eserleri
Elif Şafak, İngiliz Kraliyet Edebiyat Cemiyeti’nin yeni başkanı oldu
Kıyafetler nasıl diplomasi aracı oldu: Rönesans İtalyası'nın "It Girl" güç savaşları
"Adile" filminin galası İstanbul'da gerçekleştirildi
Rubens'in yüzyıllardır kayıp olan tablosu rekor fiyata satıldı
Türk el sanatları, kültürel mal ihracatının lokomotifi oldu
18. İstanbul Bienali tarihinin rekorunu kırdı
"Vatan şairi" Namık Kemal vefatının 137. yılında anılıyor
İnsan emeğiyle yazılan kitaplar lüks bir tüketim mi olacak?
James Cameron: Avatar’ın geleceği filmin başarısına bağlı



