Geçmişten bugüne resimlerle İstanbul
Farklı dönemlerin ve sanat akımlarının öncü isimleri, İstanbul’un büyüleyici siluetini kendi benzersiz bakış açılarıyla şehri tarih, duygu ve sanatla buluşturuyor.
Son Güncelleme: 10.07.2025 - 15:29
Tarih boyunca sayısız sanatçının ilham kaynağı olan İstanbul, farklı dönemlerde çeşitli sanatçılar tarafından pek çok kez resmedildi. Farklı sanat akımlarının ürünü olan bu eserler, İstanbul’un değişen yüzünü ve ruhunu farklı açılardan gözler önüne seriyor. Böylece bir şehir, birbirinden farklı farklı hikayeyle sanat tarihinde ölümsüzleşiyor.
Matrakçı Nasuh’un minyatüründe İstanbul
Osmanlı’nın çok yönlü dehası Matrakçı Nasuh, 1537 tarihli İstanbul ve Galata adlı minyatür çalışmasında, dönemin başkentini kuşbakışı bir bakışla resmediyor.
Klasik Osmanlı minyatür geleneğinin estetik ve belgesel özelliklerini bir araya getiren bu eser, surlarla çevrili İstanbul’un yapısal düzenini, camilerini ve limanlarını olağanüstü bir ayrıntıyla gözler önüne seriyor.
Sanatçının bu çalışması, yalnızca bir sanat eseri değil, aynı zamanda 16. yüzyıl İstanbul’unun adeta bir görsel haritası.
Aivazovsky’nin fırçasından gün batımında Boğaz
Romantik deniz manzaralarının usta ismi İvan Aivazovsky, Boğaziçi’nde Gün Batımı adlı eserinde İstanbul’un büyüleyici siluetini altın saatlerin ışığında yeniden yaratıyor.Eserdeki Ortaköy Camii ve siluet halindeki yapılar, Boğaz’ın hem tarihi hem de ruhani yönünü öne çıkarıyor.
Sanatçı, sadece İstanbul’u değil, İstanbul’un ruhunu da yansıtarak bu eseri romantik manzara resminin ölümsüz örneklerinden biri haline getiriyor.
Hikmet Onat’tan “Boğaziçi’nde Manzara”
Hikmet Onat’ın Boğaziçi’nde Manzara adlı tablosu, İstanbul Boğazı’nın doğal güzelliklerini empresyonist(anlık ışık ve renklerin etkisini yakalamaya çalışan sanat akımı) bir yaklaşımla yansıtır. Figür olmayan olan bu eserde, Boğaz’a duyulan hayranlığın ve doğayla kurulan içsel bağın bir ifadesidir. Onat, bu tabloyla Türk resminde modern manzara anlayışına öncülük etmiştir.
Sanata geometrik bir bakış açısı “Boğaz’da Tekne”
D Grubu’nun kurucularından (Türk resminde modernleşmeyi ve yeniliği temsil eden önemli bir sanat grubu) Cemal Tollu, Boğazda Tekne adlı eserinde İstanbul’un endüstriyel yüzünü kübist(geometrik biçimde) anlayışla yorumluyor. Geometrik formlar, düz çizgiler ve ritmik alan kullanımıyla İstanbul limanı adeta yeniden inşa ediliyor. Bu eser, dönemin Türkiye’sinde yükselen çağdaşlaşma arzusunu temsil eden önemli bir çalışma haline geldi.
Soyutun kalbinde İstanbul
Çağdaş Türk sanatının öncülerinden Devrim Erbil, 1991 tarihli Eminönü’nden Boğaz’a adlı eserinde İstanbul’un klasik manzarasını soyut grafik diliyle yeniden yorumluyor.
Mavi tonların hâkim olduğu çalışmada, ince çizgiler ve ritmik desenler yer alıyor. Şehir bir manzara değil, adeta bir desen gibi sunuyor.
etiketler
İLGİLİ HABERLER
Kıyafetler nasıl diplomasi aracı oldu: Rönesans İtalyası'nın "It Girl" güç savaşları
"Vatan şairi" Namık Kemal vefatının 137. yılında anılıyor
Rubens'in yüzyıllardır kayıp olan tablosu rekor fiyata satıldı
"Adile" filminin galası İstanbul'da gerçekleştirildi
18. İstanbul Bienali tarihinin rekorunu kırdı
Türk el sanatları, kültürel mal ihracatının lokomotifi oldu
DİĞER HABERLER
Kıyafetler nasıl diplomasi aracı oldu: Rönesans İtalyası'nın "It Girl" güç savaşları
"Adile" filminin galası İstanbul'da gerçekleştirildi
Rubens'in yüzyıllardır kayıp olan tablosu rekor fiyata satıldı
Türk el sanatları, kültürel mal ihracatının lokomotifi oldu
18. İstanbul Bienali tarihinin rekorunu kırdı
"Vatan şairi" Namık Kemal vefatının 137. yılında anılıyor
İnsan emeğiyle yazılan kitaplar lüks bir tüketim mi olacak?
James Cameron: Avatar’ın geleceği filmin başarısına bağlı
Louvre Müzesi'nden Avrupa dışı ziyaretçilere zam kararı
Hatay'ın tarihi mozaikleri yakma yöntemiyle ahşaba işleniyor



