• İBB'ye yönelik yolsuzluk soruşturmasında savcılığa başvuran tanık sayısı 50'yi aştı.
• Tanıklar arasında CHP ve belediye çalışanlarının yanı sıra müteahhitler, iş insanları ve taşeron firma yetkilileri de bulunuyor.
• Şimdiye kadar 200'den fazla ihalede usulsüzlük tespit edildi.

İBB eski Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun suç örgütü lideri olarak yer aldığı yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasında tanık sayısı 50'yi aştı. Kamu kaynaklarını sistematik biçimde ranta çeviren İBB bürokratlarının kirli para trafiği teker teker deşifre oluyor.

Ulaşılan bilgilere göre, İBB içinde yıllardır çeşitli düzeylerde görev yapmış ya da belediye ile iş ilişkisi kurmuş 50’den fazla kişi, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak tanıklık yaptı. Bunların arasında hem CHP ve İBB çalışanları hem de özel sektörde faaliyet yürüten müteahhitler, iş insanları ve taşeron firma yetkilileri de var.

Dikkat çeken tanık beyanları

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Escobar düzeni” ve “mafya düzeni” sözleriyle tanımladığı yapının iç yüzü, tanıkların birbiri ardına gelen çarpıcı beyanlarıyla çözülmeye başladı. Ortaya çıkan beyanlara göre, CHP’li yöneticilerin ve İBB bürokratlarının oluşturduğu “çıkar ağı”, sadece kamu zararı değil, tehdit, şantaj ve rüşvet gibi ağır suçlarla örülmüş bir düzenin de varlığını ortaya koydu.

Uzun yıllar boyunca yaşadıkları mobbing ve gördükleri usulsüzlüklere rağmen konuşamayan tanıklar, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından suskunluklarını bozdu. Tanıkların ifadelerinde, rüşvet, sahte evrak düzenleme, usulsüz ihaleler, iskân şantajları ve kamu kaynaklarının kişisel zenginliğe dönüştürülmesi gibi çok sayıda ağır suç yer aldı.

İhale süreçlerinde usulsüzlük

Tanıkların ortak anlatımı, İBB’de ihale süreçlerinin tamamen bir “çark” üzerinden yürütüldüğünü ortaya koydu. Belediyeden iş alabilmek için bu çarka dahil olmak, dahil olanların ise her işten komisyon vermesi gerektiği belirtildi.

Bu sistemin dışında kalan, yani komisyon vermeyen firmalara ya iş verilmedi ya da karşılarına engeller çıkarıldı. Özellikle İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminden itibaren şekillenmeye başlayan bu yapı, “iskan şantajı” adı altında rüşvet sistemine dönüştü. Rüşvet vermeyen müteahhitlere iskan izni verilmediği, para ödendiği takdirde ise tüm bürokratik işlemlerin jet hızıyla tamamlandığı anlatıldı.

Rüşvetin toplanması ve dağıtımı

Savcılığa ifade veren tanıklar, toplanan rüşvetlerin kimlerin elinde toplandığını ayrıntılı açıkladı. İmamoğlu’na yakın bilinen Murat Ongun, Fatih Keleş, iş insanı Adem Soytekin ve tekstilci Hüseyin Köksal’ın adı sık sık geçti.

Bu kişilerden bazılarının, rüşvet paralarını kasalarda topladığı ve sistematik dağıttığı iddia edildi. Tanık ifadelerinde, rüşvetin sadece nakit verilmediği, zaman zaman araç, arsa, daire gibi değerli mal ve taşınmazların da usulsüz işlemler karşılığında ‘bağış’ adı altında verildiği aktarıldı.

Etkin pişmanlıkla itiraflar

Soruşturma dosyasına giren en çarpıcı gelişmelerden biri de gözaltı ve tutukluluk sürecinde konuşmaya başlayan tutuklu şüpheliler oldu. Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak isteyen bazı şüpheliler, aldıkları işleri, verdikleri paraları ve bu sistemin nasıl çalıştığını bütün yönleriyle anlattı.

Bu itiraflar sayesinde şimdiye kadar 200’den fazla ihalenin usulsüz biçimde gerçekleştirildiği belirlendi. Bazı şüpheliler, para transferlerinin nasıl yapıldığını, kimin nerede hangi görevi üstlendiğini, ihale şartnamelerinin kimler tarafından nasıl hazırlandığını ve kazanacak firmanın önceden nasıl belirlendiğini bile detaylandırdı.

Bu kapsamda savcılığın yeni bir operasyon dalgasına hazırlandığı, dosyanın genişleyerek daha çok kişiyi kapsayacağı ifade ediliyor.

Yeni gözaltılar

Şu ana kadar yapılan soruşturmalarda çok sayıda kişi tutuklanmış, bazıları adli kontrolle serbest bırakılmıştı. Ancak son gelen tanık ifadeleri ve itiraflar, savcılık dosyasının derinleşmesine neden oldu.

Soruşturmanın merkezinde sadece İBB bürokratları değil, bu kirli yapıya aracılık eden iş insanları ve aracı şirketlerinde yer alabileceği iddia ediliyor.