
Rusya Yüksek Mahkemesi, Taliban'ı faaliyetleri yasaklanan örgütler listesine dahil eden kararı askıya aldı. Buna Rusya ile ABD arasındaki "Yeni Büyük Oyun"un Afganistan cephesinde yeni bir sayfanın açılması da denilebilir.
Son Güncelleme: 18 Nisan 2025 Cuma - 12:23 | GDH Haber
Taliban heyeti - AA
Afganistan, modern tarihçilerin deyimiyle imparatorlukların mezarlığı. Tarihte İngilizler ile Rusların küresel güç mücadelesi verdiği "Büyük Oyun"un başlıca oyun sahası ve aynı zamanda 21. yüzyılın küresel güç mücadelesinde ABD, Rusya ve Çin'in nüfuz elde etmek için yarıştığı "Yeni Büyük Oyun"un sahnelendiği coğrafya.
Afganistan toprakları, Halford Mackinder'in kara hakimiyeti teorisinde kalpgah olarak tanımlanan bölgede yer alıyor. Buna göre kalpgaha, yani dünyanın kalbine egemen olan güç, küresel liderlik için en iddialı aktör haline geliyor. Bir diğer ifadeyle küresel liderliğe giden yol, Afganistan'dan geçiyor.
Afganistan'ı imparatorlukların mezarlığı yapan da aslında bu jeopolitik önemi. Nitekim Sovyetler Birliği, Soğuk Savaş'ta ABD'ye karşı üstünlüğü ele geçireceği iddiasıyla 1979'da Afganistan'ı işgal etmiş ve seneler süren yıpratma savaşında mücahitleri yenemeyerek 1988 yılında çekilmek zorunda kalmıştı. Kısa süre sonra da Sovyetler Birliği dağıldı.
Afganistan'da uzun bir işgal macerasına girişen diğer aktör de herkesin malumu olduğu üzere ABD. 2001 yılında Taliban'ı devirmek için Afganistan'ı işgal eden ABD, 20 yıllık işgalin ardından ikinci Taliban döneminin başlangıcını kabullenerek çekilmek zorunda kaldı. Elbette ABD'nin imparatorlukların mezarlığındaki bu 20 yıllık savaşının yaşandığı dönemde, dünyada Amerikan liderliğine olan itirazların artması ve çok kutupluluk arayışlarının ön plana çıkması tesadüf olmasa gerek.
İbni Haldun, "Coğrafya kaderdir." der. Coğrafyanın dayattığı kader, Afgan halkına fillerin tepiştiği bir çimen muamelesini dikte etse de bu halkın işgal kabul etmeyen tutumu da büyük güçlere başka bir kaderi dayatıyor. Bu kader, en temelde Afgan halkının kendi birikimine tüm dünyanın saygı duymasını gerektiriyor. Dünyanın alışık olmadığı bir birikim de olsa. Nasıl mı?
ABD'nin Afganistan'dan çekildiği 31 Ağustos 2021'den beri Afganistan'ı Taliban yönetiyor. Taliban'ın yaklaşık 4 yıllık iktidarı, birinci Taliban döneminin hatalarından bazı dersler çıkarıldığını gösterse de Taliban'ın tamamen değiştiğini söylemek mümkün değil.
Bunu açmak gerekirse Taliban, hala kendi dini yorumunu, yani Diyobendi ekolünü merkeze alan bir yönetim anlayışına sahip. Taliban, hala Batılıların istediği yaşam tarzına mesafeli, Taliban hala sert. Ancak Taliban iktidarının bölgesel ve küresel güvenlik açısından bazı avantajları da var. Örneğin Afganistan'daki Taliban iktidarı terör örgütü DEAŞ'ın sözde Horasan Emirliği'nin, yani terör örgütü ISKP'nin bölgeyi terörize etmesini sınırlandıran bir faktör. Taliban'ın bölgesel işbirliği zeminine çekilmesinin ticaret koridorlarından güvenliğe kadar birçok fırsatı barındırdığı açık. Bu fırsatı değerlendirmek isteyen ülkelerin başında ise Rusya geliyor.
Rus siyaset bilimci Arkady Dubnov, Moskova'nın Afganistan politikasını “Bizim için iyi olan şey Amerikalılar için kötü. Onlar için iyi olan ise bizim için kötü." diyerek özetlemişti. Son dönemdeki Trump-Putin yakınlaşmasını bir kenara bırakırsak, tarihsel olarak bu iki devletin rakip olduğu ve birbirini sınırlandırmaya dönük bir strateji yürüttüğü çok açık.
ABD'nin Afganistan'daki varlığı, Afganistan üzerinden Orta Asya'yı etkileme ve renkli devrimleri Moskova'ya uzanacak şekilde yayma ihtimalini Washington'a sunuyordu. Bu da Rusya açısından ulusal güvenlik tehdidiydi. Buna karşılık ABD'nin Afganistan'da olmayışı ise Taliban iktidarı demek.
Öyleyse Moskova, Amerikalıların ve Batılı ortaklarının bölgeye dönmesini engellemek zorunda. Bu da istikrarlı bir Afgansitan'dan geçiyor. Taliban başarılı olmalı ki, Afgansitan bir kez daha "başarısız devlet" statüsüne sürüklenmesin.
Rusya, bu amaçla Taliban iktidarının ilk günlerinde bölge devletlerinin de katılımıyla çeşitli konferanslar düzenleyerek Kabil'deki karar alıcıları uluslararası işbirliği zeminine çekmeye özen gösterdi. Ancak aradan geçen 4 yıla rağmen hiçbir devlet henüz Taliban yönetimini resmen tanıma kararı almadı.
Bu noktada bazı bölge devletlerinden tanımaya ilişkin sıcak mesajlar gelse de Rusya veya Çin tanımadan kimsenin Afganistan'ı tanıma cesareti göstermeyeceği düşünülüyor. Zira ABD, bir kez daha Afganistan'a saldırırsa, hiç kimse terörü destekleyen devlet statüsüne savrulmak istemez. Fakat genel görüş, Moskova veya Pekin'den gelecek tanıma hamlesinin domino etkisi yaratacağı yönünde.
Şimdi Rusya, tanımaya dönük bir stratejinin ilk adımını attı. Buna Rusya'nın Taliban açılımı da denilebilir. Moskova, Taliban'ın meşruiyetini artırmak suretiyle ISKP'nin bölgedeki etkisini sınırlandırmak ve radikal terörün Orta Asya ve Rusya Müslümanlarını etki altına almasını engellemek istiyor. Yani bir tercih söz konusu: ISKP riskine karşı Taliban ile işbirliği.
Bu çerçevede Rusya Yüksek Mahkemesi, Taliban'ı faaliyetleri yasaklanan örgütler listesine dahil eden kararı askıya aldı. Böylece Taliban, Rusya'nın yasaklı örgütler listesinden çıkmış oldu. Mahkeme kararının hemen ardından Rusya Dışişleri Bakanlığı, Taliban'ın terör örgütü olarak tanımlandığı kararın da iptal edileceğini açıkladı. Böylece Rusya-Taliban ilişkilerinde sonu resmen tanımaya gidecek yeni bir süreç başlamış oldu.
Bakanlık, Moskova'nın Afganistan ile güvenlik ve ekonomik ilişkilerini geliştirmek istediğini vurguladı. Rusya ile ABD arasındaki "Yeni Büyük Oyun"un Afganistan cephesinde yeni bir sayfanın açılması da denilebilir. ABD'nin olmadığı bölgede istikrara yatırım yapan bir Rusya, Ukrayna'daki savaşın ve yaptırımların yüküne rağmen en azından bölgesel düzeyde hamle üstünlüğünü ele geçirmek üzere. Üstelik bu bölge, bütün jeopolitikçilerin de vurguladığı gibi, küresel üstünlüğe açılan en önemli kapılardan biri.
Devamını Oku
30 Mayıs 2025 Cuma - 15:00
Devamını Oku
15 Mayıs 2025 Perşembe - 13:14
Devamını Oku
09 Mayıs 2025 Cuma - 11:54