Nakatani, ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Her iki savunma sanayisinin birbirini desteklemesi, ortak geliştirme, üretim ve lojistik konularında iş birliği yapması kritik önem taşıyor. Özellikle füze tedarikinin istikrarlı şekilde sağlanması, her iki taraf için de büyük bir gereklilik,” ifadelerini kullandı.

Japon Bakan, ABD ile mevcut savunma sanayi iş birliği çerçevesinde, özellikle Gelişmiş Orta Menzilli Hava Hava Füzesi (AMRAAM) üretiminin hızlandırılması yönünde adımlar attıklarını belirterek, “Ayrıca, SM-6 yüzeyden havaya füzesinin ortak üretimi ihtimalini de değerlendirmek istediğimi ilettim,” dedi.

Savunma Sanayi İş Birliği Genişliyor

Japonya ve ABD, Temmuz 2024’te Tokyo’da düzenlenen 2+2 güvenlik toplantısında, AMRAAM ve Patriot Advanced Capability-3 Missile Segment Enhancement (PAC-3 MSE) sistemlerinin ortak üretimini geliştirme kararı almıştı. Ancak, Nakatani’nin yeni önerisi, yalnızca bu sistemlerle sınırlı kalmayıp, SM-6’nın da ortak üretim sürecine dahil edilmesini öngörüyor.

ASEV Projesi ve Japon Donanmasının Geleceği

Japonya Savunma Bakanlığı, Japon Deniz Öz Savunma Kuvvetleri (JMSDF) için iki yeni ASEV sınıfı savaş gemisi inşa etmeyi planlıyor. Bu gemiler, Japonya’nın iptal edilen Aegis Ashore kara konuşlu balistik füze savunma sisteminin deniz platformu alternatifleri olarak hizmet verecek. ASEV’lerin 2027 ve 2028 mali yıllarında envantere girmesi öngörülüyor.

Yeni gemiler, 190 metre uzunluğunda, 25 metre genişliğinde olacak ve 12.000 tonluk bir deplasmana sahip olacak. Bu platformlar, seyir füzeleri ve hipersonik planör araçlarına (HGV) karşı etkili olan SM-6’nın yanı sıra, balistik füzelere karşı üstün önleme kabiliyetine sahip SM-3 Block IIA füzeleriyle donatılacak.

ABD ve Japonya ayrıca hipersonik tehditlere karşı yeni nesil bir savunma sistemi olan Glide Phase Interceptor’ı (GPI) birlikte geliştiriyor. Bu sistemin 2030’lu yıllarda operasyonel hale gelmesi planlanıyor.

SM-6’nın Önemi ve Stratejik Kullanımı

RTX (eski adıyla Raytheon) tarafından üretilen SM-6 füzesi, hem hava savunması hem deniz yüzey hedeflerine karşı taarruz hem de balistik füze savunması görevlerini tek bir sistemde birleştiren çok yönlü bir silah olarak öne çıkıyor. RTX, füze sistemini “üç işlevi bir arada barındıran tek füze” olarak tanımlıyor.

RTX’in açıklamalarına göre, SM-6, insanlı ve insansız hava araçları ile seyir füzelerine karşı kullanılabiliyor. Bunun yanı sıra, yüzey hedeflerine saldırı kabiliyetine sahip olup ABD Donanması’nın deniz kontrol stratejisini destekleyen kritik bir unsur olarak görev yapıyor.

Halihazırda 60 farklı savaş gemisinde kullanılabilen SM-6 füzelerinden, ABD Donanması için 500’den fazla teslimat gerçekleştirildi. Japonya’nın bu alandaki ortak üretim hamlesi, hem kendi deniz savunma kapasitesini artırma hem de ABD ile savunma iş birliğini daha da derinleştirme amacını taşıyor.