Rüşvetle kurulan saltanat: İmamoğlu ve Keleş’in gizli şirket ağı ifşa oldu
İtirafçı Sarp Yalçınkaya'nın savcılığa verdiği ifadeler, CHP ve İBB'ye uzanan dev bir rüşvet ve kara para ağını ortaya koydu. İmar yolsuzluklarından elde edilen milyonlarca doların parti mitinglerinden sosyal medya operasyonlarına kadar kullanıldığı öne sürüldü.
Son Güncelleme: 05.08.2025 - 04:21
İtirafçı Sarp Yalçınkaya’nın savcılığa verdiği ek ifadeler, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve CHP’ye uzanan çok kapsamlı bir yolsuzluk ve rüşvet ağını gün yüzüne çıkardı.
Yalçınkaya, yıllar boyunca ticaret yaptığını düşünürken aslında imar ve ruhsat rüşvetleriyle dönen, kayıt dışı fonların oluşturulduğu bir kara para sistemine alet edildiğini anlattı.
Rüşvet paralarının yalnızca kişisel zenginleşme için değil, CHP’nin mitinglerinden sosyal medya operasyonlarına kadar birçok faaliyetinin finansmanı için de kullanıldığını öne sürdü.
Yalçınkaya’nın iddiasına göre kurulan fon sistemiyle CHP içeriden ele geçirilmeye çalışıldı.
Delegelere verilen paralar, sosyal medya trollerine ödenen ücretler, miting sponsorlukları ve televizyonlara yapılan kayıt dışı ödemeler hep bu sistem üzerinden yürütüldü.
Para sayma makinesi görüntüleriyle gündeme gelen CHP İstanbul İl Başkanlığı'nın masraflarının da aynı fondan karşılandığı ileri sürüldü.
İmar değişikliği için 4 milyon dolarlık rüşvet talebi
Yalçınkaya’nın ifadesine göre, Murat Gülibrahimoğlu’nun Etiler’deki ofisinin çevresinde yer alan arsaları satın alarak burada büyük bir konut projesi geliştirme planı vardı.
Ancak bu projeyi hayata geçirebilmesi için imar değişikliği gerekiyordu.
Yalçınkaya, Gülibrahimoğlu’nun bu amaçla Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat ile görüştüğünü, ancak görüşmenin beklediği şekilde ilerlemediğini anlatıyor.
İddialara göre, Rıza Akpolat imar değişikliği işleminin gerçekleşmesi karşılığında tam 4 milyon dolar talep etti.
- Murat Gülibrahimoğlu, Etiler’deki ofisinin çevresindeki arsaları toplayarak konut projesi planladı.
- Bu projeyi hayata geçirmek için Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’tan imar değişikliği talep etti.
- Rıza Akpolat, bu işlem için 4 milyon dolar istedi.
- Murat, bu talep karşısında öfkelendi ve “Bunların dini imanı para olmuş” dedi.
Yalçınkaya, toplanan rüşvet paralarının yalnızca kişisel zenginleşme için değil, aynı zamanda CHP’nin ve bazı belediyelerin kurumsal harcamaları için de kullanıldığı ileri sürdü.
Bu paraların parti mitinglerinin sponsorluk giderlerinden genel merkez ve il-ilçe teşkilatlarının tefrişatına, resmi olmayan maaş ödemelerinden sosyal medya kampanyalarına kadar geniş bir alanda kullanıldığını söylüyor.
Parti mitinginden sosyal medya sponsorluklarına kadar her şey fonla döndü
Özellikle TV kanalları, internet portalları ve medya şirketlerine kayıt dışı ödemeler bu fondan yapıldı.
Ayrıca medyaya yansıyan para sayma makinesi görüntüleriyle gündeme gelen CHP İstanbul İl Başkanlığı'nın finansmanının da yine bu rüşvet fonundan karşılandığını ifade etti.
Yalçınkaya’nın anlatımına göre, bu rüşvet fonunun en stratejik kullanım alanlarından biri CHP’nin ele geçirilmesi amacıyla yürütülen operasyonlardı.
O şirketlerin asıl sahipleri Ekrem İmamoğlu ve Fatih Keleş’ti
Yalçınkaya’nın savcılığa verdiği ek ifadelerde, Murat Gülibrahimoğlu’nun kendisine yıllar boyunca ciddi miktarda borçlandığı, bu borçlara karşılık “ortaklık vaadiyle” kendisini oyaladığını belirtti.
Yalçınkaya, Gülibrahimoğlu’nun döküm ve hafriyat şirketlerine ortak edeceğini söyleyerek kendisinden sürekli borç, çek desteği ve kredi kapama yardımı talep ettiğini anlattı.
Ancak asıl şirket sahiplerinin Ekrem İmamoğlu ve Fatih Keleş olduğunu geç öğrendiğini belirtti.
Partiyi ele geçirmek için rüşvet fonu devredeydi
Süreç içinde aynı delegelere yeniden ihtiyaç duyulabileceği için, onların “gönüllerinin alınması” da bu fonla sağlandı.
Hediyeler, yardımlar, özel talepler karşılandı. Bu görev, fon görevlileri adı verilen özel bir ekibe verildi.
Yalçınkaya, bu şirketlerin gerçekte İmamoğlu ve Keleş’e ait olduğunu Murat Gülibrahimoğlu’nun son aşamada itiraf ettiğini ve bu yapının rüşvet paralarını naylon faturalarla aklayarak “legal para”ya çevirdiğini söyledi.
- 2020’de Murat Gülibrahimoğlu’na borcunu öde artık dediğimde, “seni hafriyat şirketlerine ortak edeceğim, bana kısa vadeli destek ol” dedi.
- Bana “yakıt almaya devam edeceğim, sen de çeklerimi al, kredi kullandır, ortaklıkla bu işleri kapatırız” diyordu.
- Beni sürekli oyaladı. En sonunda artık destek vermeyeceğimi söyleyince, şirketlerin asıl sahiplerinin Ekrem İmamoğlu ve Fatih Keleş olduğunu söyledi.
- Meğer tüm döküm ve hafriyat şirketleri en başından beri onlara aitmiş.
- Bu şirketler, naylon faturalarla rüşvet paralarını aklamak için kullanılmış.
- Rüşvet paralarının izi bu şekilde kaybettirildi, paralar “legal” gösterildi.
- Döküm ve hafriyat sektörü, sahte fatura düzenlemeye çok elverişliydi.
- Tüm detaylar Murat Gülibrahimoğlu’nun bilgisinde.
- Rüşvet paralarının bir bölümü CHP’nin mitingleri, bina masrafları, maaş ödemeleri ve sosyal medya giderlerine harcandı. Bu ödemelerin çoğu kayıt dışı yapıldı.
- TV kanalları ve internet medyasına el altından para veriliyordu. Fatih Keleş ve Murat Gülibrahimoğlu bu sistemin başındaydı.
- Para sayma makinesi görüntülerindeki il binasının finansmanı da bu fondan sağlandı. Murat, bu davada yargılanan arkadaşlarına çalışanlarıyla birlikte destek oldu; kamera kayıtlarında da görünüyorlar.
- Rüşvet paralarıyla CHP’nin içeriden ele geçirilmesi hedeflendi. Delegelere dağıtılan paralar ortaya çıkınca butlan davası açıldı.
- Delegelerin gönlünü almak için hediyeler, destekler, ödemeler yapıldı. Bu işlerin takibi için özel fon görevlileri oluşturuldu.
- Fatih Keleş bu yükten şikayetçiydi ama sistemin parçasıydı. Aldıkları komisyonlarla sosyal medyada partiyi destekleyen fenomen ve köşe yazarlarına para verdiklerini söyledi.
- Hiçbiri bu desteği gönülden yapmıyordu; her biri parayla yönlendiriliyordu.
375 milyonluk yakıt satışının ardındaki kara para
Yalçınkaya, bugüne dek sadece ticaret yaptığını düşündüğünü, ancak aslında büyük bir yolsuzluk ve rüşvet şebekesinin parçası haline getirildiğini belirtti.
Hafriyat işi adı altında milyonlarca liralık paranın aslında imar ve ruhsat rüşvetlerinden elde edildiğini, bu paraların da yurt dışına kaçırıldığını anlattı.
Yalçınkaya, toplanan bu paraların yarısının doğrudan İmamoğlu’na aktarıldığını ileri sürdü.
- Gelinen noktada nasıl bir tezgaha alet edildiğimi anladım.
- Kullanıldığımı fark ettiğim için bildiğim ve duyduğum her şeyi anlatmaya karar verdim.
- Elime geçen çeklerin tamamının hafriyat döküm işlerinden geldiğini sanıyordum. Ticaret yaptığımı düşünüyordum ama meğer bir örgütün aparatı haline gelmişim.
- Murat Gülibrahimoğlu’na yaklaşık 375 milyon TL’lik yakıt satışı yaptım. Murat ve şirketleriyle para ilişkilerim yukarıda anlattığım şekildeydi.
- Özel jet, döviz büroları ve kripto şirketler üzerinden yurt dışına kaçırılan paralar, hafriyat değil, imar ve ruhsat rüşvetlerinden gelmektedir.
- Paranın kaynağı hafriyatmış gibi bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Oysa bu paraların büyük bölümü imar ve ruhsat işlerinden toplanan rüşvet paralarıdır.
- Toplanan bu paralar yurt dışına aktarılıyor ve yarısı Ekrem İmamoğlu’na gidiyor.
Yalçınkaya’nın ifadelerinden oluşan dosya haberimizi üçüncü bölümü gelecektir.
Kaynak:
GDH Haber
İLGİLİ HABERLER
DİĞER HABERLER
Bakanlık gençleri uyardı! 'Siber dünyanın karanlık dehlizlerinde kaybolmayın'
Süper Lig puan durumu tablosu | TFF ile 4 Aralık Süper Lig puan durumu sıralaması nasıl?
Ak Parti'den eve dönüş düzenlemesi şartı: Örgüt feshi ve 5 yıllık adli takip
Numan Kurtulmuş: Artık raporlama faslına geçiyoruz
Gökyüzü şöleni başlıyor: Yılın son Süper Ay'ı bu gece görünecek
Büyükçekmece’nin ardından Adalar Adliyesi’nde de soygun! 12 silah kayboldu
MSB: Yunan Bakan'ın açıklamaları olumlu atmosfere zarar veriyor
Devlet Bahçeli: Gizli propagandaya ve kapalı mesajlara itirazımız var
Yerli malı haftası ne zaman? Yerli malı haftasında neler yapılır, tarihçesi nedir?
Bakanlık açıkladı: Gıdada 122 bin denetim, 17 işletmeye suç duyurusu


