The Atlantic: ABD Venezuela'da savaşa mı hazırlanıyor?

ABD'nin önde gelen yayın organlarından The Atlantic'de, Trump'ın Venezuela ve Kolombiya'ya karşı giderek sertleşen tutumunun değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

ABD'nin son dönemde “uyuşturucu kaçakçılığı” ve “terörizm” bahanesi ileVenezüela açıklarında çok sayıda gemiye saldırılarının gerilimi giderek yükselttiği belirtilen analizde, ABD'nin tarihi olarak Küba füze krizinden bu yana bölgeye ilk kez bu kadar geniş bir askeri konuşlandırma gerçekleştirdiğine dikkat çekildi.

Analizde ayrıca; sürecin geleceğine dair uzmanların görüşlerine ve olası gelişmelere ye verildi.

İşte The Atlantic'de yayınlanan analiz:

Amerika Birleşik Devletleri son dönemde, herhangi bir uyarı veya engelleme girişimi olmaksızın, Karayip Denizi'nde uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı şüphelenilen teknelere saldırıyor ve bu saldırılar kapsamında, ABD'nin “terörist” olarak tanımladığı en az 10 gemi vuruldu ve 43 kişi öldürüldü.

ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth ise saldırıların ardından Pentagon'un bölgeye, 5.000 kadar askerden oluşan çok gemili bir güç olan USS Gerald R. Ford uçak gemisi saldırı grubunu gönderdiğini duyurdu.

Pentagon, bunun amacının “ABD'nin yasadışı aktörleri tespit etme, izleme ve engelleme kapasitesini güçlendirmek” olduğunu belirtti.

Kriz ne kadar derin?

ABD, Küba füze krizinden bu yana ilk kez Karayipler'e bu kadar geniş bir askeri konuşlandırma gerçekleştirdi.

Bölgede halihazırda sekiz donanma gemisinde, yaklaşık 6.500 deniz piyadesi ve denizci ile 3.500 asker bulunuyor.

Ford gemisi bölgeye ulaştığında ise, ABD'nin Karayipler'deki gemi sayısı, bu yaz İran'ın füze saldırılarından İsrail'i savunmak için kullandığı gemi sayısına ulaşacak.

Uçak gemisi saldırı grubu, uyuşturucu kaçakçılığı hedeflerine yönelik ara sıra yapılan saldırılar için gerekli olandan çok daha fazla ateş gücü sağlıyor. Ancak bu gemiler, Venezuela içinde sürekli hava saldırıları düzenlemek için gidiyor olabilir.

Hudson Enstitüsü'nün kıdemli araştırmacısı ve emekli donanma subayı Bryan Clark sürece dair yaptığı değerlendirmede;

“Uçak gemisini kullanabileceğiniz tek şey karadaki hedefleri saldırmaktır. Çünkü denizdeki küçük tekneleri hedef almak için böyle güçlü bir unsura gerek yok. Venezuela'nın içinde saldırı yapacaksanız, bölgede üs bulunmaması nedeniyle uçak gemisi bunu yapmak için etkili bir yol olacaktır.”

ifadelerini kullandı.

Bir dış müdahaleye hazırlık mı?

Bölgedeki ABD askeri varlıkları arttıkça, yönetimin Venezüella Devlet Başkanı Nicolas Maduro'yu görevden alma konusundaki söylemleri daha tehditkar hale geldi.

Beyaz Saray'a yakın bir kişi bu hafta Semafor'a yatpığı değerlendirmede, yönetimin askeri harekat planları konusunda Kongre ile ancak “Maduro'nun cesedi ABD'nin gözetiminde olduğunda” işbirliği yapacağını belirtti.

İlk Trump yönetimi sırasında Venezuela özel temsilcisi olarak görev yapan Elliott Abrams ise, son dönemde artan uyuşturucu ile mücadele misyonunun “rejimin çöküp çökmeyeceğini görmek için bir baskı kampanyası” olduğunu belirtti.

Saldırıların amaçları arasında, rejim içinde askeri kaçışları teşvik etmek ve bunun da rejimin çöküşüne yol açması yer alıyor.

Abrams;

“Fikir şu ki, yetkililer bu saldırılarla bir iç karışıklık hedefleyecek ve artından Maduro düşecek. Trump yönetimi de bunun iç mesele olduğunu açıklayacak”

iddiasında bulundu.

2014 ve 2019 dahil olmak üzere diğer Venezuela siyasi krizlerinde de önemli iç çatışmalar yaşanmıştı. Ancak bu sefer rejim, en azından şimdilik bir arada kalmayı başardı.

Geçen yılki seçimleri kazanan Maduro, Trump'a gerilimin azaltılması için uzlaşıya gitme konusunda mektuplar yazdı. Ancak Maduro'nun yapmak istemediği tek şey, ABD'nin istediği şeyi yapmak, yanı iktidarı bırakmak gibi görünüyor.

Olası bir saldırı bölgeye yayılır mı?

Maduro, Trump'ın bölgedeki öfkesinin tek hedefi değil. Kolombiya Cumhurbaşkanı Gustavo Petro, bu ay Karayipler'deki saldırılar hakkında ser çıkışlar yaptı ve bu saldırıların masum bir balıkçının hayatına mal olduğunu iddia etti.

Trump ise Petro'nun bu açıklamasının hemen ardından, Petro'yu da Maduro'ya yönelttiği suçlamanın aynısını, yani “uyuşturucu lideri” olmakla suçladı. Bu karşılıklı açıklamalar devam ederken, Amerikan ordusu Kolombiya'nın Pasifik Kıyısı yakınlarında bir tekneye saldırdı.

Petro, gerilimi azaltmaya çalışmak bir yana, dozajı artırdı ve başka ülkelerin egemenliklerine göz dikmekle suçladığı Trump'ın görevden alınmasını istedi.

Ancak Trump kararlı görünüyor.

Nitekim hafta sonunda iki Amerikan bombardıman uçağı Venezuela kıyılarına yakın bir bölgede uçtu ve Trump, “Yakında Venezuela'da kara harekatı olabilir” açıklamasında bulundu.

Ancak güvenlik kaynaklarına göre; Trump ne yapmaya karar verirse versin, harekete geçmeden önce Kongre'ye danışmayı planlamıyor.

2016 başkanlık kampanyası sırasında Trump, ABD ve NATO'nun Libya'ya müdahalesini eleştirmiş ve Kaddafi iktidarda kalsaydı Libya'nın daha iyi durumda olacağını söylemişti. İkinci döneminde de sürekli olarak barışlar yapmakla övündü.

Ancak şimdi ise müdahaleci tutumu keşfetmiş görünüyor.