The Guardian: Trump Ukrayna için bir emlak anlaşması” mı planlıyor?

İngiltere merkezli önemli yayın organlarından The Guardian'da, Trump ve Putin arasında Budapeşte'de gerçekleşmesi beklenen zirveye dair beklentilerin ve Ukrayna'nın geleceğine dair gelişmelerin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

ABD Başkanı Trump'ın Ukrayna konusunda istikrarlı bir politika izleyemediği ve sürekli olarak karar değiştirerek Ukrayna'nın kaderi konusunda tereddütler yaşattığı belirtilen analizde, Budapeşte'de gerçekleşecek zirvenin ise Trump tarafından bir emlak anlaşmasına dönüşütürülme tehlikesi ile karşı karşıya olduğu tespiti yapıldı.

Analizde ayrıca; sürecin geleceğine dair Avrupa ülkelerinin ve Ukrayna'nın atması gereken adımlara dair değerlendirmelere yer verildi.

İşte The Guardian'da yayınlanan analiz:

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy'nin Şubat ayında, Donald Trump ve başkan yardımcısı JD Vance tarafından Oval Ofis'te alenen aşağılanması büyük bir felaket olarak adlandırılmıştı.

Ancak Ukrayna cumhurbaşkanının geçtiğimiz günlerde Beyaz Saray'a yaptığı son ziyaret, her açıdan daha rahatsız edici bir deneyim oldu. Trump'ın toplantı öncesinde kamuoyuna yaptığı açıklamalar, Vladimir Putin'e karşı tutumunun sertleştiğini ve stratejik açıdan önemli bir adım olarak Kiev'e uzun menzilli Tomahawk füzeleri satmaya hazır olduğunu gösteriyordu.

Ancak Zelenskiy Washington'a vardığında, ABD başkanı fikrini değiştirmişti ve konuğuna Rusya'ya toprak tavizleri verilmesi gerektiği konusunda nutuk attı.

Trump'ın istikrarsız politikası

Trump, yeniden seçilmesinden bu yana, Rusya'ya yönelik sert söylemlerini anlamlı eylemlerle takip etmekten defalarca vazgeçti.

Putin'in barışa yönelik somut adımlar atması için belirlenen sahte son tarihler geldi geçti, Kremlin ise bu konuyu kayıtsızlıkla karşıladı.

Geçen hafta, ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth, Rusya'nın çatışmaya devam etmesi halinde Washington'un “bedel ödetmeye” hazır olduğunu açıkladı. Ancak Putin'in talebi üzerine yapılan iki saatlik bir telefon görüşmesi, bu tehdidi etkisiz hale getirmek ve Trump'ın kendisini bir kez daha iki savaşan taraf arasında tarafsız bir hakem olarak konumlandırmak için yeterli oldu.

Bu döngü, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy için diplomatik bir tehlike anının yaklaştığı anlamına geliyor.

Yüzbinlerce kişinin hayatına mal olan yasadışı bir işgalden çok, tartışmalı bir emlak anlaşmasını tanımlamak için daha uygun bir dil kullanarak Trump, Fox News'e yaptığı değerlendirmede de benzer sözler söylemekten çekinmedi.

Trump Fox News'e yaptığı açıklamada;

“Tüm taraflar sonuç olarak bir şeyler alacak”

ifadelerini kullandı.

Bazı spekülasyonlar çıkmasına rağmen, eğer Macaristan lideri Viktor Orban'ın ev sahipliğinde Budapeşte'de ABD ve Rusya başkanları arasında planlanan toplantı gerçekleşirse, başarısız olan Alaska görüşmesinde olduğu gibi, potansiyel bir bölüşüm tartışması gündemi domine edecektir.

Yakın gelecek

Putin'in özenle tebriklerini ilettiği Gazze barış anlaşmasının imzalanmasının ardından Trump, kendisini “arabulucu başkan” olarak tanımlamaya başladı.

Acı bir paradoks olarak, Trump'ın, üstün bir barış elçisi olarak görülen itibarını parlatmak için Zelenskiy'yi, Rusya'nın saldırganlığını ödüllendiren kabul edilemez bir anlaşmaya zorlamaya çalışması ihtimali çok yüksek.

İşte tam bu noktada; Avrupa'nın Ukrayna'ya bu tür baskılara direnmesini sağlayacak kaynakları ve dayanma gücünü sağlaması çok önemli hale geliyor.

Alman Şansölyesi Friedrich Merz'in desteklediği, dondurulmuş Rus varlıklarını kullanarak Kiev'e 122 milyar sterlinlik faizsiz kredi sağlamak için yapılan önerilerde ilerleme kaydedildiği bildiriliyor.

Bu paranın kaynağı ne olursa olsun, Ukrayna'nın gelecek yılki savunma çabalarını desteklemek için hayati öneme sahip olacak.

Trump, sadece kibir, merkantilizm ve kaba kuvvet kullanımına duyduğu hayranlıkla yönlendirilen değişken bir yolda ilerlerken, AB liderleri önümüzdeki haftalarda ve aylarda Ukrayna'nın çıkarlarının yeterince savunulmasını sağlamak için yaratıcı ve kararlı olmalı.

Putin, Washington'da bir pusula bulunmaması gerçeğini istismar ederek ABD başkanını bir kez daha oyuncak yapıyor ve Atlantik'in diğer tarafında her zamankinden daha fazla güçlü bir denge unsuru gerekiyor.