The Guardian: Trump'ın Gazze Planı neden bir fanteziden ibaret?
Trump'ın İsrail'e her istediğini veren planı sadece bir fantezi! Gazze enkazının altından çıkacak savaş suçları gözardı edilebilecek mi?
Son Güncelleme: 03.10.2025 - 07:33
İngiltere'nin önde gelen yayın organlarından The Guardian'da, Trump ve Netanyahu'nun “tarihi bir plan” olarak açıkladığı Gazze Planı'nın değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Trump'ın 20 maddelik planının, İsraillilerin hayal ettikleri, hatta fantezilerini süsleyen her şeyi içerdiğine dikkat çekilen analizde, ancak planın uygulanmasına dair boşlukların ve karşı tarafın adeta yok sayılması gibi gerçeklerin sürecin geleceğine ipotek koyduğu belirtildi.
Analizde ayrıca, savaşın ardından Gazze'de ortaya çıkacak olan tablonun, İsrail'i savaş suçları karşısında daha da zor duruma sokacağına dikkat çekildi.
İşte The Guardian'da yayınlanan analiz:
ABD başkanının sunduğu Gazze'deki savaşı sona erdirmek için hazırlanan 20 maddelik plan, İsraillilerin hayal ettikleri, hatta fantezilerini süsleyen her şeyi içeriyor.
Zira plana göre; rehineler geri dönecek, Hamas ortadan kalkacak ve İsrail'in istediği şartlarda bir Gazze yönetimi kurulacak.
Trump'ın ifadeleri ile planı “medeniyet tarihinin en önemli günlerinden biri” olarak nitelendirme abartısını bir kenara bıraktığınızda ise planla ilgili birçok boşluk ortaya çıkıyor.
En bariz olanı, anlaşmanın diğer tarafı olan Hamas'ın henüz anlaşmayı onaylamamış olması. Ancak bu “küçük ayrıntı” neredeyse önemsiz kabul edilmiş gibi görünüyor.
Netanyahu'nun geçmişine bakıldığında, Hamas'ın reddetmesinin aslında onun için uygun bir sonuç olup olmayacağı merak edilebilir. Bu, onun savaşı gerçekten sona erdirmeye çalışan biri olarak görünmesini sağlarken, savaşı sürdürmek için ABD'nin tam desteğini de korumasını sağlayacaktır.
Kan dökülmesinin sona ermesi, koalisyonunun çöküşü anlamına da gelebileceğinden, belki de daha derin siyasi hesaplamalar söz konusudur.
Diğer bir önemli soru ise Hamas'ın verebileceği alternatif yanıtta yatmaktadır. Başka bir deyişle, savaşı sona erdirmek için anlaşmayı prensipte desteklemek, ancak bazı ayrıntılar için daha fazla müzakereye ihtiyaç duymak.
Bu durumda, Netanyahu hükümetinin şu anda aşırı sağ partilere bağlı olduğu ve bu partilerin birçok üyesinin en ufak bir uzlaşmayı bile koalisyonu feshetmek için bir gerekçe olarak görebileceği göz önüne alındığında, İsrail'in ne kadar esnek olabileceği sorusu gündeme gelir.
Bu noktada, ABD'nin Netanyahu üzerinde gerçekçi olarak ne kadar baskı uygulayabileceği bir test haline gelir.
Peki bu da başarısız olursa ne olacak?
Örneğin planın 17. maddesine bakalım. Bu madde, Hamas anlaşmayı reddetse veya geciktirse bile, İsrail'in “terörden arındırılmış” bölgeleri uluslararası bir güce devredeceğini belirtiyor. Bu tam olarak nasıl gerçekleşecek? Böyle bir güç savaş bölgesinde nasıl faaliyet gösterecek? Bu soruların yanıtları yok.
Orijinal önerinin Arap ve Müslüman ülkelerin yardımıyla kabul edildiğini varsaysak bile, bu şüphelerin sonu değil, sadece başlangıcı olacaktır.
Belirsizliklerin çoğu, sözde “ertesi gün” ile ilgili. Plan, altyapının (su, elektrik, kanalizasyon), hastanelerin, fırınların rehabilitasyonu ve enkazın kaldırılması ve yolların yeniden açılması için gerekli ekipmanların girişini de içeren tam insani yardım vaat ediyor. Ancak, fon tahsisi eksik. Belge, bunun ne kadara mal olacağına ve daha da önemlisi, bu fonu kimin sağlayacağına dair hiçbir ayrıntı vermiyor.
Aynı durum, önerilen Uluslararası İstikrar Gücü için de geçerlidir. Hangi ülkeler asker gönderecek? Kaç tane? Bu güçler üzerinde genel yetki kimde olacak? İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) ile nasıl koordinasyon sağlayacaklar?
Gazze'nin, her biri kendi çıkarları ve gündemleri olan çeşitli ülkelerin oyun alanı haline gelmemesini sağlamakla kim görevli olacak? Ve son olarak, ama en azından önemli olmayan bir konu. Gazze halkına, tüm bunların sadece yeni bir tür yabancı işgal olmadığını kim garanti edecek?
Bunlar önemsiz ayrıntılar gibi görünebilir, ancak planın teorik olmaktan öteye geçmesi için kritik olmasa da çok önemli.
Diğer yandan savaş başladığından beri birçok İsrailli, Gazze'deki felakete kayıtsız kalıyor ve silahsız Filistinlilerin toplu ölümleri ve aç kalmalarını neredeyse umursamıyor.
Öngörülebilir gelecekte Gazze Şeridi'nin altyapısı neredeyse hiç kalmamış, harap bir bölge olarak kalacağı gerçeği İsrail içinde önemsiz görünebilir. Gazze halkının evlerini yeniden inşa etmek ve işlerine dönmek için uzun zaman alacağı ya da sevdiklerini gömmek ve yas tutmak için uzun zaman alacağı da önemli görünmüyor.
Gazze daha güvenli hale gelip yabancı basına açılırsa, daha fazla korkunç olayların ortaya çıkması muhtemel olduğu da cabası. Bu konular neredeyse hiç tartışılmıyor ve kütüphaneye iade edilen bir tarih kitabı gibi, basitçe kapatılıp rafa kaldırılıyor.
Kaynak:
The GuardianİLGİLİ HABERLER
The Conversation: Trump'ın Gazze Barış planındaki 5 büyük sorun
The New Arab: Netanyahu küresel düzen için sorun haline gelecek
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Gazze'ye giren yardımları çalan çetenin lideri Yasir Ebu Şebab öldürüldü
Somali Başbakanı Barre: "Trump'a yanıt vermeye bile gerek yok"
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
DİĞER HABERLER
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Real Clear World: Trump'ın saldırgan yeni Batı Yarımküre doktrini
Gulf State Analytics: İsrail'in Suriye'deki asıl hedefi ne?
The New Arab: İsrail'in “zorla nakil” stratejisinin arka planı
Politico: Avrupa'nın zayıflık psikolojisi tırmanıyor
The National Interest: Japonya, 3. Dünya Savaşı'nın fitilini mi ateşledi?
Carnegie Endowment: Türkiye Ukrayna barış sürecinde kilit aktör olabilir.
The Telegraph: Avrupa varoluşsal krizini aşabilecek mi?
UnHerd: İsrail'in saldırganlığı üçüncü bir dünya düzenini mi başlatacak?


