The National Interest: ABD'nin Venezuela'ya müdahalesinin sonuçları ne olur?
ABD'nin bölgede yaptığı darbe girişimleri nasıl sonuçlandı? ABD, Venezuela'ya müdahale konusunda hangi senaryolar üzerinde duruyor?
Son Güncelleme: 14.11.2025 - 08:57
ABD merkezli yayın organlarından The National Interest'de ABD'nin Venezuela'ya olası müdahalesinin sonuçlarına dair değerlendirmelerin yapıldığı bir analiz yayınlandı.
Trump yönetiminin askeri yığınığanı artırdığı bir dönemde, Venezuela'nın büyüklüğü ve demografik çeşitliliği göz önüne alındığında, olası bir başarılı saldırı için 50.000 veya daha fazla asker gerektiği tespiti yapılan analizde, bir saldırının sonucunun ise bölgeyi sarsacak bir kaosa dönüşebileceği belirtildi.
Analizde ayrıca; olası senaryolara dair öngörülere ve değerlendirmelere yer verildi.
İşte The National Interest'de yayınlanan analiz:
Karayipler'deki askeri yığınaklar artarken, Beyaz Saray Nicolas Maduro'yu devirme kararlılığı hakkında giderek daha fazla sinyal veriyor.
Pentagon, USS Gerald R. Ford ve ona eşlik eden saldırı grubunun, “Amerika Birleşik Devletleri'nin anavatanının güvenliğini ve refahını ve Batı Yarımküre'deki güvenliğimizi tehlikeye atan yasadışı aktörleri ve faaliyetleri tespit etme, izleme ve engelleme kapasitesini güçlendirmek” için Akdeniz'den Karayipler'e gönderileceğini duyurmuştu ve gemi bölgeye ulaştı.
Bu hamle, ABD'nin Venezuela'ya karşı giderek daha saldırgan ve savaşçı bir tutum sergilediğinin en son göstergesi oldu.
Venezuela'nın lideri Nicolas Maduro, uyuşturucu kaçakçılığıyla bağlantıları olduğu iddiasıyla ABD'de kaçak olarak kabul ediliyor ve ABD, Venezuela kıyılarından gelen uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı iddia edilen teknelere hava saldırıları düzenlemeye devam ediyor.
Birçok uzman, Ford'un konuşlandırılmasını hem Amerika Birleşik Devletleri ile Venezuela arasında yaklaşan bir çatışmanın işareti hem de Trump'ın Maduro'yu devirmek için bir rejim değişikliği stratejisi izleme niyetinin bir göstergesi olarak görüyor.
Ford'un Karayipler'deki varlığı, uyuşturucu kaçakçılarını hedef almak için bir uçak gemisinin pek gerekli olmadığı düşünülürse, terörle mücadelenin ötesinde bir askeri hedefin olduğu kesin.
Ancak Venezuela'nın büyüklüğü ve demografik çeşitliliği göz önüne alındığında, olası bir başarılı saldırı, 50.000 veya daha fazla asker gerektirebilir.
Amerika bir rejim değişikliği girişiminde bulunursa, bunun başarısı da garanti edilemez.
Asker göndermeden rejim değişikliğini teşvik etmek zor bir iştir ve araştırmalara göre bu tür girişimlerin sadece yüzde 10'u başarılı olmaktadır.
Amerika'nın Latin Amerika'da rejim değişikliği konusunda da inişli çıkışlı bir geçmişi var. Amerika Birleşik Devletleri 1980'lerde Grenada ve Panama'da asker göndererek rejim değişikliğini zorlarken, Küba, Dominik Cumhuriyeti ve Nikaragua gibi ülkelerde darbe ve isyanları destekleme girişimleri ya büyük bir başarısızlıkla sonuçlandı ya da Amerikan politika yapıcılarının hayal ettiği ABD dostu hükümetlerin kurulmasını sağlayamadı.
Maduro, ordunun kendisine olan sadakati nedeniyle oldukça dayanıklı ve Maduro'nun Venezuela'daki askeri yetkilileri izlemek ve muhalifleri ortadan kaldırmak için Küba istihbarat teşkilatlarını kullanması, ordunun onu terk edip ABD destekli bir darbeyi destekleme olasılığını önemli ölçüde azalttı.
Nitekim 2019 yılında, Venezüella muhalefet lideri Juan Guaidó (Trump yönetiminin ilk döneminde ülkenin meşru geçici cumhurbaşkanı olarak tanıdığı kişi), Maduro'yu devirme çabaları için Venezüella ordusu içinde anlamlı bir destek toplayamadı.
Rejim değişikleri kaosu getiriyor
Rejim değişikliği girişimleri genellikle Pandora'nın Kutusu'nu açmakla eşdeğerdir ve bunu başlatanların hayal gücünün veya kontrolünün çok ötesinde kaotik sonuçlara yol açar. ABD'nin desteklediği 1954 Guatemala darbesi bunun mükemmel bir örneğidir.
Amerika, Başkan Jacobo Arbenz'i devirip Carlos Castillo Armas'ı askeri diktatör olarak iktidara getirmeyi başarmış olsa da, bu eylemler 30 yıldan fazla süren kanlı bir iç savaşı tetiklemiş ve Guatemala'nın Maya halkına karşı bir soykırıma yol açmıştır.
Venezuela'daki rejim değişikliği çabaları da benzer şekilde ülkenin istikrarını tehdit edebilir.
Bazı Venezuelalı generaller muhalefeti desteklese de, Maduro'ya sadık olanlar, Venezuela'nın yoğun ormanları ve dağlık bölgelerinden etkili bir gerilla savaşı yürütmek için gerekli silahlara ve insan gücüne sahiptir.
Maduro'nun ayrılmasının ardından Venezüella muhalefetinin liderlik boşluğunu doldurmaya ne kadar hazır olduğu da belirsizdir. Gonzalez ve yakın zamanda Nobel ödülü kazanan María Corina Machado, Maduro'nun yerini alacak en olası adaylar olsa da, Maduro'nun sadık destekçilerinden birinin onun halefi olarak ortaya çıkıp Maduro'nun politikalarını sürdürmesi veya ordunun iktidarı ele geçirip diktatörlük kurması da aynı derecede olası.
Son olarak, Amerika'nın 2024'te Maduro'ya karşı çıkan seçmenlerin onu devirmek için bir Amerikan işgalini destekleyip desteklemeyeceğini bilmesinin hiçbir yolu yok.
Son anketler, Venezuelalıların sadece yüzde 17'sinin ülkelerine Amerikan askeri müdahalesini desteklediğini ve Amerika'nın Venezuela'da uzun süreli varlığının, ABD güçlerine veya Amerika destekli bir hükümete karşı yerel direnişi teşvik edebileceğini ve kızgınlık yaratabileceğini gösteriyor.
Amerika'nın rejim değişikliği çabalarının sonucu olarak Venezuela iç çatışmaya girerse, bölgede istikrarsızlık hat safhaya çıkabilir ve Venezuela bölgedeki diğer ABD karşıtı devletler için de alarm zillerinin çalmasına neden olabilir.
Sonuç olarak; Venezuela'da rejim değişikliği yapmaya çalışmak ABD için büyük bir hata olur ve yeni bir kaos sürecini tetikleyebilir.
Kaynak:
The National InterestİLGİLİ HABERLER
The Associated Press: ABD ve Suriye arasında yeni bir dönem başladı
The American Conservative: Çok kutuplu dünyada Avrupa'nın üç seçeneği
Witkoff tarih verdi: Gazze mutabakatında ikinci aşama haftaya başlıyor
ABD'nin California eyaletinde olağanüstü hal ilan edildi
Strategic Studies War Institute: 2026 yılı Netanyahu'nun kabus yılı mı olacak?
Eurasia Review: 2025 yılının en önemli jeopolitik olayları
DİĞER HABERLER
Strategic Studies War Institute: 2026 yılı Netanyahu'nun kabus yılı mı olacak?
Eurasia Review: 2025 yılının en önemli jeopolitik olayları
Geopolitical Futures: ABD'nin Venezuela ablukasının jeopolitik arka planı ne?
The Hill: Suriye'nin kırılgan istikrarı ve Türkiye'nin rolü
Responsible Statecraft: Birleşmiş Milletler yapısı küresel işlevini tamamen yitirdi mi?
Arab News: Türkiye-Mısır yakınlaşması ve bölgesel dengeler
The Atlantic: Ukrayna'ya önerilen anlaşma uygulanabilir mi?
Foreign Policy: Trump küresel kurumları hedef alarak ne hedefliyor?
The New Arab: Küresel güç mücadelesinde Türk Devletleri Örgütü'nün etkisi artıyor
Cato Institute: Trump'ın Gazze barış planı sadece bir hayal mi?


