The New Arab: İsrail'in “kıyamet günü yerleşim planı” ve sonuçları
İsrail'in işlettiği süreç, artık açıkça etnik temizlik, zorla yerinden etme ve soykırıma dönüştü! Peki Netanyahu'nun “kıyamet günü yerleşim planı” nasıl sonuçlar doğuracak?
Son Güncelleme: 19.08.2025 - 06:51
İngiltere merkezli yayın organlarından The New Arab'da, İsrail'in Gazze'deki soykırımının geldiği noktanın ve İsrail'in uygulayacağını açıkladığı E1 Planı'nın detaylarının değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
İsrail'in Gazze'deki açlık, yerinden etme ve etnik temizlik adımlarının küresel arenada büyük bir cezasızlık ile sadece takip edildiğine dikakt çekilen analizde, Netanyahu yönetiminin uygulamaya koyacağını açıkladığı E1 Planı'nın da “kıyamet günü yerleşim planı” olarak iki devletli çözümü tamamen bitireceği tespiti yapıldı.
Analizde ayrıca; planın uygulaması durumunda ortaya çıkacak olan “kaos ortamına” dair de değerlendirmelere yer verildi.
İşte The New Arab'da yayınlanan analiz:
Dünya hala İsrail'in Gazze'deki soykırımıyla uğraşırken, Başbakan Benjamin Netanyahu, “Vaat Edilen Topraklar” ve “Büyük İsrail” gibi hedeflerle hareket ettiğini açıkça ilan etti.
Bu saldırgan açıklama, birçok Arap ülkesinin kınamasına yol açtı. Ancak Netanyahu, bu acımasız vizyonu gerçekleştirmek için sistematik bir planı hayata geçirme noktasında geri adım atmayacak gibi görünüyor.
Medya dikkatini Gazze'yi açlığa mahkum etme planına odaklarken ve analistler Netanyahu'nun Gazzelileri yeniden yerleştirme planlarını tartışırken, Batı Şeria sessizce yerleşim yerleri ve yerleşimcilerin şiddetiyle yok ediliyor.
Yerleşimcilerin terörizmi, İsrail ordusunun koruması altında, Filistinlileri yeni bir Nakba ile evlerinden uzaklaştırmak amacıyla acımasızca arttı.
Batı Şeria'daki Filistinlilere yönelik sistematik saldırılara ek olarak, Knesset'te yeni bir yerleşim yeri olan E1'in onaylanacak olması da yaklaşan tehlikeyi ortaya koyuyor.
Bu yerleşim yeri “kıyamet günü yerleşimi” olarak biliniyor ve iki devletli çözümün son çivisi olacak ve planın gerçeğe dönüşmesi için sadece bir kalem darbesi kaldı.
E1 yerleşim planı 29 yıl önce önerilmişti, ancak hiçbir başbakan bunu onaylamaya cesaret edemedi. Ard arda gelen İsrail hükümetleri uluslararası toplumun baskısı nedeniyle bu konuda adım atamadı.
Ancak şimdi İsrail, uluslararası topluma karşı meydan okuyor ve planı hayata geçireceğini ilan ediyor.
Tarih boyunca tüm görüşmelerde iki devletli çözüme dair ortak bir tutum varken, İsrail şimdi Filistinlilerin kendi devletlerine sahip olmalarına bile izin vermek istemiyor. Hatta İsrail, Filistinlilere işgal altındaki topraklarda bile vatandaşlık vermeyi de kabul etmiyor ve onları başka ülkelere gödnermek için planlar yapıyor.
Netanyahu'nun işlettiği süreç açıkça etnik temizlik, zorla yerinden etme ve soykırımdır.
E1, stratejik konumu nedeniyle tehlikelidir. Bu plan hayata geçirilirse, iki devletli çözüm pratikte imkansız hale gelecektir.
Çünkü E1 Planı hayata geçrse, Nablus ve Ramallah'ın bulunduğu Batı Şeria'nın kuzeyi ile Bethlehem ve Hebron'un bulunduğu Batı Şeria'nın güneyi arasında bir uçurum yaratacak ve iki bölge arasında hiçbir bağlantı kalmayacaktır.
Plan, Doğu Kudüs ile Ma'ale Adumim yerleşim yeri arasındaki 12,5 km²'lik alanda binlerce konutun inşasına izin vermektedir.
Bu, bitişik bir Filistin devletinin kurulmasının imkansız olduğu anlamına gelir. Bu durum, Filistinlilerin varlığını, İsrail yerleşim yerleriyle çevrili birkaç izole kamp, Bantustan veya kamp ile sınırlayacaktır.
Daha net bir ifade ile İsrail, Filistinlilerin varlığını İsrail içindeki bir dizi açık hava hapishanesine hapsedecektir.
Plan uzun süredir dondurulmuş olsa da Netanyahu bu plandan asla vazgeçmedi. Her zaman bunu gerçekleştirmek için kendi adına doğru anı bekledi.
Aslında bu, planı hayata geçirmek için yaptığı ilk girişim değil. Kasım 2012'de Netanyahu, BM Genel Kurulu'nun Filistin devletini tanıma kararını, plana yeşil ışık yakarak misilleme yaptı.
Netanyahu yeşil ışık yaktıktan sonra, uluslararası toplum İsrail'e baskı uyguladı ve plan rafa kaldırıldı. Ancak o zamandan beri İsrail hükümeti, planın onaylanması için sessizce çalışıyor.
E1 planını ilerletmek, Suudi Arabistan'ın siyasi ve diplomatik ağırlığını kullanarak Filistin devletinin tanınması için baskı yaparken, İsrail'in uluslararası topluma karşı gelmesinin bir işaretidir.
Fransa, Malta ve Avustralya, Eylül ayında yapılacak BM Genel Kurulu'nda Filistin'i tanıyacaklarını açıkladı. Kanada ve İngiltere ise İsrail'in belirli koşulları yerine getirmemesi halinde aynı şeyi yapacaklarını belirtti.
Buna karşılık İsrail, E1 projesini ilerletmenin Filistin devleti fikrini “gömüp” ortadan kaldıracağını umuyor.
Maliye Bakanı Bezalel Smotrich geçen hafta yaptığı açıklamada;
“On yıllardır süren uluslararası baskı ve dondurma politikalarının ardından, gelenekleri yıkıp Ma'ale Adumim'i Kudüs'e bağlıyoruz. Bu, Siyonizmin en iyi hali: İsrail topraklarında egemenliğimizi inşa etmek, yerleştirmek ve güçlendirmek.”
ifadelerini kullandı.
Uluslararası toplum hızlı hareket etmeli ve İsrail'e karşı cezai önlemler almalıdır. Zira görünen o ki kınama tek başına işe yaramıyor ve yaramayacak.
Uluslararası toplum ne kadar çok açıklama yaparsa, İsrail bunların sadece boş tehditler olduğunu o kadar çok anlar, o kadar daha meydan okur ve suçlu politikalarını o kadar daha da sertleştirir. Bu, uluslararası toplumun iki devletli çözüme bağlı olduğu iddiasının bir sınavıdır.
İsrail şu anda tüm BM kararlarını açıkça reddediyor. Etnik temizlik yapmak ve Filistinlileri evlerinden çıkarmak istediğini açıkça söylüyor.
Küresel düzeni korumak gerekiyorsa artık tüm ülkeler için ihtiyatlı tavır ortadan kalktı.
Diğer yandan güvenilirlik meselesinin yanı sıra, İsrail'in politikaları muhtemelen başka bir Nakba'ya yol açacaktır. Başka bir Nakba, muhtemelen Avrupa kıyılarına ulaşacak başka bir mülteci dalgası anlamına gelecektir. Bu nedenle küresel kurumlar ve Batılı ülkeler başta olmak üzere tüm ülkeler hemen harekete geçmelidir.
Zira; Netanyahu ve İsrail ancak doğrudan sonuçlar olduğunda durdurulabilir. Aksi takdirde ise cezasızlık yaklaşımı ile hem bölgeyi hem de küresel düzeni kaosa sürükleyecektir.
Kaynak:
The New Arabetiketler
İLGİLİ HABERLER
The Economist: Gazze'deki yıkımın gerçek boyutları ne?
The New Arab: Filistin meselesinde ABD tekeli sona eriyor
Gazze'ye giren yardımları çalan çetenin lideri Yasir Ebu Şebab öldürüldü
Yolsuzluktan yargılanan Netanyahu affedilecek mi? Olası senaryolar neler?
İşgalci İsrail bir kez daha ateşkesi ihlal ederek Gazze’yi bombaladı
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
DİĞER HABERLER
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Real Clear World: Trump'ın saldırgan yeni Batı Yarımküre doktrini
Gulf State Analytics: İsrail'in Suriye'deki asıl hedefi ne?
The New Arab: İsrail'in “zorla nakil” stratejisinin arka planı
Politico: Avrupa'nın zayıflık psikolojisi tırmanıyor
The National Interest: Japonya, 3. Dünya Savaşı'nın fitilini mi ateşledi?
Carnegie Endowment: Türkiye Ukrayna barış sürecinde kilit aktör olabilir.
The Telegraph: Avrupa varoluşsal krizini aşabilecek mi?
UnHerd: İsrail'in saldırganlığı üçüncü bir dünya düzenini mi başlatacak?


