Yatırım vaadiyle büyük vurgun! Asker, polis, çiftçi, mimar... Herkes bu tuzağa nasıl düştü?
Yüksek kâr vaadiyle binlerce kişiyi ağına düşüren, uluslararası yatırım şirketi kılığına girmiş organize bir dolandırıcılık ağı Türkiye’de sessizce büyüyor. gdh'ın ulaştığı belgeler ve mağdur ifadeleri, milyonluk vurgunun soğukkanlı bir planla yürütüldüğünü ortaya koyuyor.
Son Güncelleme: 12.11.2025 - 14:42
- Yüksek kâr vaadiyle başlayan tuzak, binlerce kişiyi mağdur etti. Dolandırıcılar, uluslararası lisanslı bir şirketin kimliğini kopyalayarak milyonluk vurgun yaptı.
- “Yatırım uzmanı” maskesiyle kurulan dostluklar, mağdurları psikolojik olarak manipüle etti; güven kazanmak için ilk zararlar iade edildi.
- “Sigorta”, “vergi” ve “komisyon” bahanesiyle yeni ödemeler istendi, “MASAK denetimi” veya “e-Devlet’e yansır” gibi ifadelerle korku yaratıldı.
- Kıbrıs hatları, paravan şirketler ve sahte EightCap ekranlarıyla izlerini gizleyen şebekenin, mağdurları kredi çekmeye kadar yönlendirdiği tespit edildi.
- Başsavcılık tarafından olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Sosyal medyada yeni tehdit
Türkiye, sosyal medya aracılığıyla yayılan ve yüksek kâr vaadiyle kurbanlarını hedef alan karmaşık bir yatırım dolandırıcılığı ağı iddialarıyla karşı karşıya.
Eldeki kanıtlar ve mağdur ifadeleri, bu şebekenin uluslararası lisanslı bir yatırım şirketinin adını ve arayüzünü kullanarak inandırıcılık kazandığını gösteriyor. Sistemin en çarpıcı yönü ise psikolojik manipülasyon ve ilk zararı iade ederek sağlanan “mutlak güven” tuzağı.
gdh olarak ulaştığımız çok sayıda mağdur, organize biçimde hareket ettiği düşünülen ve paravan şirketler üzerinden Türk bankacılık sistemini kullanan bu yapının, tek bir mağduru bile yüz binlerce liralık zarara uğrattığını; toplam zararın ise milyonlara ulaşabileceğini öne sürüyor.
Savcılık harekete geçti!
Mağdurlar hukuki süreç başlatarak şebekenin peşine düştü. Olayın, şüphelilerin bilişim sistemlerini ve banka/kredi kurumlarını araç olarak kullanarak işlediği nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu değerlendiriliyor.
Ödeme yapılan şirketin adres bilgilerinin Küçükçekmece ilçesinde olduğu belirlendi. Mağdurlar, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu; Başsavcılık tarafından olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Dolandırıcılık zinciri böyle başlıyor
Mağdurların anlatımına göre dolandırıcılık zinciri, uzun süredir takip edilen ve güvenilen Instagram ve Facebook hesaplarının (örneğin Finans Delisi, Borsa Haberleri) kanallarında paylaştığı WhatsApp veya Telegram linkleriyle başlıyor. Bu hesaplar, alım-satım tavsiyesi yerine genel finansal bilgiler paylaşarak meşruiyet kazanıyor. Ancak borsa haber akışının arasına gizlenmiş şekilde “Bu WhatsApp grubunda alım için şu saate kadar başvurular yapılacaktır” gibi davet linkleri serpiştiriliyor.
Dolandırıcılar, bu popüler sayfalarla sponsorluk anlaşması yaparak sayfanın kanallarında kendi linklerini yayınlatıyor; bu durum, söz konusu sosyal medya hesaplarının bile isteye bu suç ağının parçası olabileceği şüphesini doğuruyor.
‘Yatırım uzmanı’ maskesiyle kurulan sahte dostluk
Linke tıklayarak gruplara ulaşan mağdurlar, karşılarında kendisini “Yatırım Uzmanı” olarak tanıtan isimleri (ör. Mert Karakaş, Asel Güneş, Eda Yıldırım, Kaan Duman) görüyor ve doğal olarak bu kişilerin, linki paylaşan popüler Instagram sayfasının sahibi olduğunu zannediyor.
Mert Karakaş gibi isimlerin gruplarda üyelerin sorduğu hisselerle ilgili analizler yapması ve bu analizlerin bir hafta–on gün boyunca doğru çıkması hızla güven tesis ediyor. Bu gruplarda yüzlerce kişinin katılımıyla genel bir güven ortamı oluşturulduktan sonra dolandırıcılar “VIP grubumda günlük 5 tane hisse veriyorum” diyerek kişisel iletişimin kapısını açıyor.
Dolandırıcılar, mağdurlara “komisyon almadıklarını, kazancın anlaşmalı oldukları uluslararası yatırım şirketinden geldiğini” söyleyerek “siz kazandıkça ben de kazanıyorum” algısını kuruyor. Türkiye’deki güvensizlik ortamını öne sürüp “Eight Cap” gibi uluslararası bir şirketle iş birliği yaptıklarını iddia etmeleri bu aşamada oldukça ikna edici oluyor.
Şirket kimliği çalındı: ‘İ’ harfiyle milyonluk tuzak
Şebekenin en kritik taktiği, Kıbrıs merkezli lisanslı yatırım şirketi EightCap’in kimliğini çalmak. Mağdurlara gönderilen sahte bağlantılar, şirketin resmi sitesinin birebir kopyası gibi görünen ancak küçük harf oyunu ve yazım hatasıyla hazırlanmış sahte adreslere yönlendiriyor; böylece kullanıcılar gerçeği ayırt edemeyip giriş yapıyor veya para gönderiyor.
Sahte siteler, resmi sayfanın tasarımını, logo ve belgelerini taklit edip güven verici içerikler gösteriyor. Gerçeğin birebir kopyası olan bu “simülasyon”larda EightCap'in lisans numaraları ve adres bilgileri de yer alıyor; mağdurların aklındaki şüpheleri böylece gideriliyor.
Mağdurlar, sahte yatırım sitesine girişin olağanüstü kolay olduğunu; sistemin kimlik doğrulama ya da güvenlik kontrolü yapmadan her türlü kullanıcı verisini kabul ettiğini farkettiklerini belirtiyor.
Somut hedefler yalanı
Gruba katılanlara genellikle “Kaan Duman” adıyla bir “uzman” atanıyor; bazı vakalarda bu kişi kendisini “Eda Yıldırım”, “Cüneyt” veya “Ezgi” gibi farklı isimlerle de tanıtıyor. Kaan Duman, mağdurlara finans ve psikoloji eğitimi aldığını söyleyerek önce hedeflerini soruyor, ardından onlarla birebir görüşmeler yapıyor.
Mağdurların anlatımına göre bu süreç, yalnızca finansal hedefleri anlamak için değil; duygusal bir bağ kurmak ve psikolojik manipülasyon zemini hazırlamak amacıyla yürütülüyor. Görüşmelerin içeriğinde, mağdurun kaygıları, ailevi sıkıntıları ve gerçekleştirmek istediği somut hayaller (örneğin “çocuğuna ev almak”, “borcunu kapatmak”, “emekli maaşını katlamak”) üzerinden duygusal bir bağ kuruluyor ve bu bağ yatırımlara yönlendirmede kullanılıyor.
‘Sigorta var’ yalanıyla ikinci dalga vurgun
Şebekenin soğukkanlı hamlesi, kurbanın güvenini geri dönülmez kılmak oluyor. İlk yatırılan küçük meblağ genellikle çeşitli bahanelerle kısa sürede sıfırlanıyor. Tam bu anda “Mert Karakaş” devreye girip ‘ilgileniyorum’ imajı çiziyor ve ‘Kaan Duman’ ‘İlk 15 gün sigortamız var’ diyerek sıfırlanan parayı iade ediyor. Bu ‘tek iade anı’, mağdurun tüm şüphelerini ortadan kaldırıyor ve kişinin tamamen şebekenin ağına girmesine neden oluyor.
Bazı mağdurlarda senaryo farklı işliyor: yatırım yaptıktan sonra sistemde tutarsız veriler fark edilip para çekilmek istendiğinde, hesap görünürde duruyor fakat çekim talepleri reddediliyor.
Kredi çekme tuzağıyla vurgun büyütülüyor
Güveni sağlanan mağdura, kurumun “yüksek portföylü yatırımcılara özel” diye tanıttığı cazip teklifler sunuluyor. Şebeke mağduru yalnızca birikimini artırmaya değil, yüksek meblağlarda kredi çekmeye de ikna ediyor. “Kaan Duman” düşük faizli kredi, borç yapılandırma gibi imkanların kolay sağlanacağı yalanını söyleyerek mağduru ikna ediyor; böylece bazı mağdurlar kısa sürede yüz binlerce lira zarar ediyor.
Bazı vakalarda mağdurlar daha fazla yatırım için sahip oldukları gerçek varlıkları (ör. hisseler) satmaya yönlendiriliyor.
Son darbe: Kârını çekmek isteyene şantaj
Mağdur kârını çekmek istediğinde şebeke son darbeyi vuruyor: bir anda hesap, “Amerikan borsası açılışı” gibi bahanelerle hızla büyük zarar gösteriyor (örneğin 25.000 dolardan 14.000 dolara düşüş). Ardından “Kaan Duman” adlı kişi, hesabın belirli bir tutar üzerinden sigortalı olduğunu iddia edip kârı çekebilmek için ek ödeme (sigorta/komisyon) talep ediyor.
Mağdur bu ödemeyi reddettiğinde para çekimi tamamen engelleniyor, kâr payı bile verilmeden iletişim yavaş yavaş kesiliyor. Şebeke ayrıca “MASAK denetimi” veya “e-Devlet’inize yansır” gibi ifadelerle mağdurları korkutarak sigorta, komisyon veya vergi adı altında ek ödemelere ikna etmeye çalışıyor.
Mağdur, para çekme talebinde bulunana kadar kazandığını sanmaya devam ediyor; para çekme aşamasında ise sahte yatırım ekranlarında ciddi zararlar gösteriliyor. Örneğin 30.000 dolar görünen bir yatırımcının hesabında aniden büyük düşüşler yaratılıyor; temsilci “Endişe etmeyin, hesabınız sigortalandı” diyerek güven duygusunu pekiştiriyor. Kısa süre sonra sigortanın yalnızca yarısını karşıladığı bahanesiyle mağdurlar yeniden para yatırmaya zorlanıyor.
“Arkadaşından borç al, hesap arkası yap, kredi çek”
Şebeke “sigorta bedelinin tamamlanması” için farklı senaryolar uyduruyor:
“Kaan Duman” adlı şahsın kendi kar payından 5.000 dolar ödeyeceğini, mağdurun ise eksik kalan 10.000 doları yatırması gerektiğini ileri sürerek baskı kuruyor. Parası olmadığını söyleyen mağdurlara “arkadaşından borç al”, “hesap arkası yap”, “kredi çek” gibi yönlendirmelerde bulunup IBAN bilgilerini paylaşmalarını isteyerek mağdurları daha da borç batağına sürüklüyorlar.
Bu yöntemle hem insanların güveni hem de ekonomik kırılganlıkları suistimal ediliyor; dolandırıcıların ahlaki sınır tanımadan kurduğu sistem mağdurlar üzerinde derin etkiler bırakıyor.
IBAN hilesi ve paravan şirketler
Mağdur dekontları incelendiğinde her para transferi için farklı IBAN numaraları verildiği görüldü. Şebeke bu durumu “IBAN limitleri doluyor” veya “para büyüklüğüne göre farklı IBAN bilgisi paylaşıyoruz” gibi açıklamalarla meşrulaştırıyor.
Şikayetvar kayıtları ve yapılan başvurular incelendiğinde aynı yöntemin tekrarlandığı; dolayısıyla sistematik bir dolandırıcılık ağı olduğuna dair onlarca şikâyetin bulunduğu görülüyor. Mağdurların anlattığına göre her yeni transfer talebinde farklı bir hesap gösterilip para aktarıldıktan sonra başka bir IBAN isteniyor; bu döngü mağdurların takibini ve geri ödeme şansını zorlaştırıyor.
Dekontlarda iz bırakmama taktiği
Şebeke, yasal takibi zorlaştırmak için mağdurlardan dekontların açıklama kısmına sadece isim-soyisim yazmalarını veya boş bırakmalarını talep ediyor. Bu uygulama gönderilen paranın yatırım amaçlı olduğunun kanıtlanmasını güçleştiriyor.
Şebeke dijital sis perdesiyle gizleniyor
İncelemelere göre Telegram gruplarında görünen 300–500 kişilik “çevrimiçi” rakamlar yanıltıcı; bu sayılar büyük ölçüde bot hesaplarla şişiriliyor. Ayrıca dolandırıcıların şahsi Türk numaraları yerine Kıbrıs hatları kullandığı ve iletişimi yalnızca WhatsApp üzerinden yürüttüğü tespit edildi.
Mağdur profilleri nasıl?
Şebekenin hedef kitlesi her kesimden kişiyi kapsasa da, vakaların büyük bölümünde finansal okuryazarlığı yüksek, eğitimli ve birikimi olan kişilerin ağırlıkta olduğu fark ediliyor.
gdh’a ulaşan mağdurların meslek profillerinde asker, polis, doktor, mühendis, mimar ve memurlar öne çıkıyor.
Dolandırıcıların profilleri nasıl?
Şebekenin görünen yüzü olan Mert Karakaş, Asel Güneş, Eda Yıldırım ve Kaan Duman gibi isimleri kullanan kişilerin profili, organize ve profesyonel bir yapıyı işaret ediyor:
Üst düzey diksiyon ve finansal akıcılık: Dolandırıcıların akıcı, ikna edici ve finansal terimleri yerinde kullandıkları belirtiliyor; bu durum, onların eğitimli ve deneyimli göründüğü izlenimini güçlendiriyor.
“İyi organize edilmiş” piyasa bilgisi: Mağdurlara verilen tüyoların bir kısmı ilk aşamada gerçekten doğru çıkıyor; bu algı profesyonel bir imaj yaratıyor.
Uluslararası deneyim imajı: Dolandırıcıların sürekli yurt dışı seyahatleri, uluslararası konferanslara katılımları ve yabancı kuruluşlarla çalıştıklarını iddia etmeleri mağdurlar üzerinde “küresel ve güvenilir” bir algı oluşturuyor.
Psikolojik manipülasyon
Şebekenin en soğukkanlı taktiği, yalnızca finansal hedefleri değil mağdurların duygusal boşluklarını da hedef alması.
“Kaan Duman” gibi atanan “uzmanlar” finansal hedefleri sorarken aynı zamanda ailevi durum, borçlar ve kişisel hedefler gibi daha özel alanlara girerek mağdurun güvenini kazanıyor. Bu bilgiler daha sonra yatırım kararlarına yön verme ve baskı kurma amacıyla kullanılıyor.
Delilleri nasıl karartıyorlar?
Şebekenin uzun süre ve organize biçimde faaliyet gösterebilmesi dikkat çekiyor:
Paravan şirketler ve IBAN hilesi: Para tek bir merkeze toplanmıyor; hızla kurulan ve kısa ömürlü paravan şirketlerin banka hesaplarına dağıtılıyor. Her mağdura farklı bir IBAN verilmesi, emniyetin para akışını tek bir merkezde tespit etmesini zorlaştırıyor.
Yurt dışı hatlar ve bot hesaplar: Kıbrıs veya başka yurt dışı hatlarının kullanılması ve Telegram botları gerçek organizatörleri sanal kalabalığın arkasına gizliyor.
Dekont açıklaması gizleme baskısı: Mağdurlardan “sadece isim-soyisim” yazmaları istenmesi paranın yatırım amacıyla gönderildiğinin kanıtını zayıflatıyor.
Mağdurları tüketen korku
gdh’ın mağdurlarla yaptığı görüşmeler çarpıcı bir gerçeği ortaya koyuyor:
Dolandırıcılığın hedefi olan vatandaşlar büyük bir korku ve utanç içinde. Pek çoğu isim ve yüzünü gizli tutuyor; yaşadıklarını anlatmaktan dahi çekiniyor. Oysa dolandırıcılar aynı yöntemlerle sistematik biçimde hareket edip uzun süre yakalanmamayı başarıyor.
650 bin TL ve 300 bin TL gibi yüksek tutarlarda zarar eden vakalar tespit edildi. Mağdurların büyük bir kısmı yaşadıkları kayıpla beraber suçluluk duygusu taşıyor; psikolojileri bozulan mağdurlar durumu eşlerinden, ailelerinden ve çevrelerinden gizlemek zorunda kalıyor. Dolandırıcılar bu korku ve utanç duygusunu kullanarak sistematik vurgunlarına devam ediyor.
Telegram grupları ve yeni isimler
İddialara göre dolandırıcılık ağı, mağdurların ortaya koyduğu yeni kanıtlarla birlikte daha geniş ve organize bir yapıya işaret ediyor.
gdh’a ulaşan mağdur ifadeleri, şebekenin EightCap isimli uluslararası firmanın kimliğini çalıp arayüzünü kopyalayarak benzer yöntemleri farklı isimler ve Telegram grupları altında sürdürdüğünü öne sürüyor.
İddialarda, “Fırat Kesici” ismi öne çıkarken, “Fırat Kesici ile Her Gün Bir Hisse” adlı Telegram grubunun da tıpkı “Mert Karakaş”, “Asel Güneş” ve “Kaan Duman” isimleriyle yürütülen dolandırıcılıkla benzer taktikleri kullandığı belirtiliyor.
Bu iddialar, şebekenin sürekli isim ve grup değiştirerek faaliyet alanını genişlettiğini düşündürüyor.
Şikayetvar kayıtları aynı yöntemi doğruluyor
İddialara göre, dolandırıcılık ağının yöntemleri yalnızca belirli gruplarla sınırlı değil.
“Taksim Menkul Kıymetler” adıyla açılan başka bir Telegram kanalında da benzer mağduriyetlerin yaşandığı öne sürülüyor.
Ayrıca iddialara göre bu kanallar üzerinden yasal bir kurum olan Aktif Yatırım Menkul Değerler A.Ş.'nin ismini ve eski adres bilgilerini taklit eden ve SPK lisansı bulunmayan Aktif Menkul Yatırım gibi sitelere bağlantılar paylaşılarak mağdurlar yönlendiriliyor.
Mağdurlar, bu kanalda da “9 bin dolarlık blokaj” ve “ek vergi” talepleriyle karşılaştıklarını, bazı durumlarda toplam zararlarının 450 bin TL’ye kadar ulaştığını belirtiyor.
Şikayetvar platformunda yer alan onlarca benzer kayıt, söz konusu sistemin münferit bir dolandırıcılık değil, organize ve sürekli güncellenen bir ağ olabileceğine işaret ediyor.
Kaynak:
GDH Haber
etiketler
İLGİLİ HABERLER
Annelerin doğum izni 24 haftaya çıkıyor, babalık izni 10 gün oluyor
Bakan Kurum: Sosyal konut başvurusu 5.4 milyonu geçti, ilk kuraları 29 aralıkta çekeceğiz
İSBİKE krizi büyüyor: Bisikletler hurda yığınına döndü
Devlet Bahçeli: PKK’nın kurucu önderliğinin mesajları makul ve muteberdir
Özgür Özel'in yeni MYK listesi belli oldu: Sayı 18'e düştü
Meteoroloji'den kritik hava durumu uyarısı! O illerde yaşayanlar dikkat: Ani sel ve hortum tehlikesi
DİĞER HABERLER
Annelerin doğum izni 24 haftaya çıkıyor, babalık izni 10 gün oluyor
Bakan Kurum: Sosyal konut başvurusu 5.4 milyonu geçti, ilk kuraları 29 aralıkta çekeceğiz
İSBİKE krizi büyüyor: Bisikletler hurda yığınına döndü
Devlet Bahçeli: PKK’nın kurucu önderliğinin mesajları makul ve muteberdir
Özgür Özel'in yeni MYK listesi belli oldu: Sayı 18'e düştü
Meteoroloji'den kritik hava durumu uyarısı! O illerde yaşayanlar dikkat: Ani sel ve hortum tehlikesi
Tuzla'daki lüks villada 12 milyon liralık vurgun: Saat, silah ve otomobil çalan 3 hırsız yakalandı
Uluslararası Matematik Olimpiyatları'nda çifte başarı
Elazığ depremle sallandı | Çevre illerde de hissedildi | 6 Aralık AFAD ve Kandilli Rasathanesi son depremler listesi
'Şalvar Davası' sahnelerini paylaşana suç duyurusu: Telif ücreti mağduriyeti



